Elimdeki son kitabı da tabureye çıkıp rafına yerleştirdikten sonra tabureden inip kalçalarımı tabureye yerleştirdim ve derin bir nefes aldım. Chanyeol safaride eğleniyor, Sehun karakolda büyük ihtimalle bacak bacak üstüne atmış oturuyor, annem evde dizi izliyor, kardeşim Taehyung ise arkadaşları ile buluşuyordu. Köle olan ben de gün boyunca tek başıma müşterilerle ilgilenmiş, kapatma saati gelince de kapıyı kilitleyip elektrik kesintisinden dolayı yerleştiremediğim kitapları bugün yerleştirmiştim. Üstelik vişne suyu bile içememek canımı acıtıyordu.
Soluklanıp tabureden kalktım ve masama ilerleyip telefonumu ve anahtarımı aldım. Tabureyi depoya koyup deponun kapısını kilitledim ve iş yerimden çıkıp kapıyı kilitledim. Annem gelirken lahana ve turp almamı söylemişti. Kimchi her zaman favori yemeğim olmuştu ve annem beni kimchiden mahrum ettiğinde krizlere girdiğimi bildiği için bunu göze alamıyordu.
Markete girdim ve direk sebze reyonuna yöneldim. Formumu korumak için diğer reyonlara uğramasam iyi olurdu. İlerleyip filenin içindeki lahanayı ve turplardan seçip aldım ve kasaya ilerledim. Saat geç olduğu için sıra yoktu. Ve kasiyer kız her zamanki gibi benimle flörtleşmeye çalışıyordu.
"Hoş geldiniz efendim. Uzun zamandır buraya uğramıyorsunuz." Gülümseyip gözlerini kırpıştırdı. Tüm çabaların boşa. Aseksüelim ben. Demek istesemde zoraki gülümseyip kafamı salladım.
"Fiyatları ne kadar?" Kız elinden gelse size bedava diyecek bir yapıya sahipti ama patronu tarafından kovulacağı için kendini dizginlemiş gözüküyordu. Söylediği fiyatla gözlerim genişlerken cüzdanımı çıkarıp parayı kıza uzattım ve belli belirsiz bir iyi geceler mırıldanıp marketten çıktım. Lahana ve turp nasıl olur da o kadar pahalı olabilirdi?
Eve doğru yürürken tek tek ışığı sönen evlere göz gezdirdim. Polis lojmanlarının ışığı sönmüştü. Sehun ya uyuyordu, ya da evinde değildi. Omuz silkip adımlarımı hızlandırdım. Sehun'un evi ile bizim ev oldukça yakındı.
Bahçe kapısını ayağımla itekleyip içeriye girdim ve kapıyı yine itekleyip kapattım. Evin kapısını anahtarımla açıp içeriye geçtim.
"Ben geldim!"
Elimdekiler kapının girişine bıraktım ve oturma odasına ilerledim.
"Sana lahana al demedim mi ben?!"
Kızgınca kaşlarını çatmış bana bakan anneme baktım ve sonra gözlerimi kıs kıs gülen kardeşime çevirdim. Hain.
"Ne kızıyorsun ya." Somurttum. "Aldım işte. Kapının or-" annem yeniden sözümü kesince gözlerimi devirdim.
"Mutfağa koysana! Kapının ordaymış. Bak bak bak. Bir de kimchi istiyor benden. Yok sana kimchi falan. Eşek kadar oldu hala neyi nereye koyacağını bilmiyor..." annem söylene söylene odadan çıkınca bıkkınlıkla kafamı sallayıp kendimi koltuğa bıraktım.
"Ah şu kadınlar..." Kardeşim yine kıs kıs gülüyordu. Bana bakıp kaşlarını kaldırdı.
"Onlar hakkında hiçbir şey bilmediğine eminim. Aseksüelim diyip dolanan sen değil miydin?" Eh, birazcık ama birazcık ama azıcık haklı olabilirdi ama TANRI AİKINA O DAHA 17 YAŞINDAYDI. BİR KADIN UZMANI GİBİ KONUŞMASI ÇOK SAÇMAYDI.
"Heh, sanki sen çok biliyorsun da.." Sırtımı koltukla buluşturup kafamı koltuğun başlığına dayadım. Her bir hücrem isyan ediyordu.
"Kız arkadaşım olduğuna göre bir şeyler biliyorum demektir." Gözlerimi kısıp kafamı kaldırmadan kardeşime bakış atmaya çalıştım ama yapamadığım için o bakışı kafamı kaldırıp attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wish List // baekyeol
FanfictionBabam her zaman ilginç bir insan olmuştu. Ve gittiğinde ise bana yine ilginç bir şey bırakmıştı. Bir Dilek Listesi. Babam gittikten sonra o listeyi umursamamam bir hataydı. Babam bunun için üzülüyor olmalıydı. O listedekileri gerçekleştirecektim. ...