Bu dünyada üç şeyden nefret ederim.
Birincisi, bana şantaj yapılması.
İkincisi, telefonumu kullanarak bana şantaj yapılması.
Üçüncüsü, Lizzy'nin telefonumu kullanarak bana şantaj yapması.Eve geleli 2 saat oluyordu. Normalde bugün evine dönecekti ama tam şu anda karşımda oturuyordu. Bu güzel sürpriz(!) için ona hediye almamı öğütledikten hemen sonra telefonumu kapıp kendini banyoya kilitlemesi de tam şu an yaptığı şeyi, yani bana şantaj yapacağını gösteriyordu.
"Her şeyi gördüm Byun. Kimdi o kız?"
Telefonumda fotoğrafı bulunan tek kız kendisiydi. Ayrıca, şimdiye kadar kız arkadaşım bile olmadığı için bu saatten sonra olup da ona söylememiş olmam aptallık olurdu. Yani ortada kız falan yoktu.
"Bak Suyeong, defalarca söyledim. Kız falan yok!"
Çileden çıkmamak elde değildi. Bu kız şeytanın beden bulmuş hali falan olmalıydı. Bana attığı küçümseyici bakışından bile şeytanlık akıyordu. Telefonumu tuttuğu elini daha yukarıya kaldırdı.
"Sen 1,75'sin ben ise 1,69. Şimdi bu yatağın üstünde daha uzunum. Gel bakalım. Telefonunu al. Daha sonra da bana o kızı açıklarsın."
Onunla uğraşmak için fazlasıyla yorgundum. Annem henüz eve gelmediğinden onunla yalnız başıma uğraşmam gerekiyordu. Anneme sürpriz yapacağını ve bu sürprizi bozarsam kafamı kıracağını söylemişti bu yüzden anneme haber veremiyordum.
"Bak. Kız. Falan. Yok."
Sert söylemiştim ama o Park Riji'ydi. Tatlı ve masum görünümünün altında tam bir maço erkek yatıyordu. Yani benden korkması, Chanyeol'un gay olmasıyla eş değerdi. Yani imkansız.
"Byun. O kız kim dedim?"
"Sevgilim be!"
Ağzımdan istemsizce dökülen sözler o kadar anlamsızdı ki. Çünkü olmayan kızdan sevgilim olarak bah-
"ASSA! KIZ ARKADAŞIN OLDUĞUNU BİLİYORDUM! FOTOĞRAFLARI YOKTU AMA SİLMEYİ UNUTTUĞUNU DÜŞÜNÜP İTİRAF ETTİN!"
Sözlerini bitirir bitirmez ışık hızıyla yanıma uçup kolunu omzuma atan kıza baktım. Her zaman dediğim gibi, şeytanın vücut bulmuş haliydi.
Omzuma attığı kolunu elimle ittim ve gözlerimi devirdim. "Seni sayarsam eğer ömrüm boyunca tek bir kız arkadaşım olmuş oluyor."
Eliyle kafamı ittirdi ve somurttu. "Ciddisin sandım be!"
Tabii ki değildim ve bunu anlamış olması gerekiyordu.
"Beynini gezdiğin yerde mi unuttun?"
Normalde bu cümle kulaklarına ulaşır ulaşmaz üstüme atlayıp beni pataklaması gerekiyordu ama yapmadı. Sadece benden iğreniyormuş gibi bakmaya devam edip kollarını bağladı.
"Büyü biraz be."
Ona cevap vermek için ağzımı açtığımda zilin çalması benim için acayip şanstı çünkü verecek cevabım bile yoktu.
Kapıya yürürken Lizzy'nin 'eğer annem geldiyse çaktırma!' haykırışına kulaklarıma kapattım. Lizzy anneme de anne diyordu. Eh süt annesiydi sonuçta.
Kapıyı açtığımda karşımda kesinlikle ve kesinlikle Chanyeol'ü görmeyi beklemiyordum.
"Ah, selam."
Geriye çekilip içeriye davet ettikten sonra Lizzy'ye seslendim. "Lizzy! Misafirimiz var."
Chanyeol'un oturduğu koltuğun karşısına oturdum. Chanyeol hiç iyi gözükmüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wish List // baekyeol
FanfictionBabam her zaman ilginç bir insan olmuştu. Ve gittiğinde ise bana yine ilginç bir şey bırakmıştı. Bir Dilek Listesi. Babam gittikten sonra o listeyi umursamamam bir hataydı. Babam bunun için üzülüyor olmalıydı. O listedekileri gerçekleştirecektim. ...