Sinirim yüzünden kanımın damarlarımdan hızlıca geçtiğini anlıyordum. Daha fazla burada
kalmak istemediğim için masadan kalktım ve koşarak eve doğru ilerlemeye
başladım. Şu an herkesten nefret ediyordum. Ve şunu biliyorum ki bir daha
kimsenin iyiliğini düşünmek istemiyorum. Şu an sadece yalnız olmak istiyordum.
En iyi dostum bile bana 'beni düşünme 'diyorsa artık diyecek bir şeyim yok....
****
Hızlıca eve doğru koşuyordum. Asil'in bana tepkisini bilmezken koşuyordum. Sinirli,çığlık atmak isteyerek koşuyordum. Oldukça sinirliydim. Ve istemsizce gözlerimden yaşlar akmaya başladı.
Sonunda nefesim daha fazla dayanamadı ve durdum. Derin- derin nefes almaya çalıştım. Nefesim sıkışmıştı. Neden bu kadar koştuğumu bile bilmiyordum.
Eve doğru yaklaştığımda şortumun cebinden anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım. Yavaşça kapıyı açıp içeri girdim. Anahtarı kenara fırlatıp merdivenlere yöneldiğimde annemin sesini duydum.
"Erken geldin."dedi sorgularmışçasına. Derin bir nefes alıp arkamı döndüm. Baygın bakan gözlerimle anneme bakmaya başladım.
"Evet!"dedim sert bir ifadeyle. Ve merdivenleri hızlıca çıkmaya başladım. Odamın kapısını açıp içeri girdim. Ardından kapıyı kilitledim. Odamdaki küçük tuvalete girdim. Yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda tüm suratım kırmızıydı. Koşmaktan olmuştu belli ki. Sonra kapıyı kapatıp tuvaletten çıktım. Ve kendimi yüzüstü yatağıma bıraktım. Kötü hissediyordum. Yorgundum. Önce annemle tartışmış,daha sonra da Asil'le tartışmıştım. Ama Asil'in verdiği tepki tamamen çok saçmaydı. Aslına bakarsak belki de haklıydı. Belki de onun bu işine burnumu sokmamalıydım. Ama bu işi de kimin yaptığını çok merak ediyorum. Yani,kim neden böyle bir şey yapsın ki?
Aklımı delice sorular beni başka diyarlara taşırken kafamı iki yana salladım. Kendimle konuşmaya başladım.
"Bırak şunu Arya! Bırak! Umurunda bile olmasın. Madem onun işine karışmanı istemiyor,sende karışma! Bırak ne hali varsa görsün!"dedim ve yataktan kalkıp balkona çıktım. Yumuşak pufumun üzerine oturup gökyüzünü incelemeye başladım. Boş-boş,anlamsıza,çaresizce....
ASİL'DEN.....
Arya'nın koşarak gitmesi ile şaşırmıştım. Başımı iki elimin arasına alıp düşünmeye başladım. Acaba fazla mı tepki gösterdim? Acaba kırılmış mıdır? Yok-yok kesin kırılmıştır.
Kafamı kaldırıp derin bir nefes aldım. Elimi saçlarımın arasından geçirdim ve masadan kalktım. Ellerimi iki cebimin içine sokup yürümeye başladım. Arya'yı asla ve asla kırmak istemiyorum. Ona değer veriyorum. Ama beni korumak için Berkay'la muhatap olmasına da katlanamıyorum. O çocuğun hareketleri,duruşu,konuşması her şeyi gıcığıma gidiyor. Bir türlü anlayamadığım boktan biri.. Belki bunun adı kıskançlıktır ama değil! Yani ne biliyim.. Sınıfta herkesin gözünün önünde ona bağırması çok saçma. Evet; kabul ediyorum beni korumak istiyor. Ama o beni değil ancak ben onu koruyabilirim. Zaten beni dövenin Berkay olduğunu öğrensem kimse alamaz o malı elimden! Ulan bu işi kim yaptı bilmiyorum ama beni döven her kimse işini iyi yapmış! Bide ben kimseyi öyle kolay-kolay dövmem. Ama döversem de iyi hallederim. Bak yine sinirlendim ya!
Eve doğru yaklaştığımda Arya'ların binasına baktım. Arya'nın odasının ışığı açıktı. Off! Naptım lan ben? Kalbini kırdım kızın. Hem de kalbini kırmak isteyeceğim en son kişinin. Off!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arkadaşlıktan Öte
Teen FictionGerçek dostluk ve gerçek aşk,araya mesafeler bile girse büyümeye devam eder. Peki biz hangisiyiz ? Gerçek dost mu ? Gerçek aşık mı ?