23.Bölüm-Ortalık Karışık

303 15 4
                                    


Nasıl yani? Eğer bunlar evlenirse ben emreyle üvey kardeş mi olacaktım? Aşık olduğum çocuk kardeşim mi olacaktı?

Suratımı gömmek için bir toprak yok muydu? Aksi takdirde ben kendimi gömmek için bir yer ayırtacaktım.

***

Annem odadan içeriye girerek "Geçsene Arya'cığım,"deyince şaşkınlıktan kocaman açtığım gözlerimi hızlı hızlı kırpıştırarak annemin zoruyla koltuğa oturdum. Gözlerimi halıdan çekerek Emre'nin suratına baktığımda fark ettim ki o da bana bakıyordu. Derin bir nefes alıp bir şey söyleyecekken bütün kelimeler tek tek ağzıma geri girdi. Resmen konuşmayı becerememiştim.

"Seninle ilk tanışmamamız tatsız olmuştu. Hadi gel yeniden başlayalım! Ben Vural, bu da oğlum Emre..."diyerek Emre'yi gösterdiğinde göz ucundan Emre'ye baktım. Gayet mütevazi bir şekilde başını 'memnun oldum' dercesine salladı. Kimi kandırıyordu? Onu tanıyordum.

"Biz zaten Emre ile tanışıyoruz." Dedim kısık bir sesle.

"Aa! Öyle mi? Nereden?"dedi şaşkın bakışlarla adının Vural olduğunu öğrendiğim adam.

"Okuldan. Ama konuşmuşluğumuz yok. Sadece onu görüyordum."dedim ve derin bir nefes aldım. Aşık olduğum çocuk mu deseydim?

"Vay! İyi.." dedi ve yapmacık bir şekilde gülümsedi.

"Eee? Sen nasılsın Vural?" diye sorunca annem başımı öne eğdim. Göz ucuyla Emre'ye baktığımda ifadesiz bir şekilde önüne bakıyordu. Birden suratını kaldırınca hemen kafamı başka yöne çevirdim. Ama o mavi gözlerin beni izlediğini hissediyordum.

Aradan yaklaşık yarım saat geçmişti. Yemek masasında oturuyorduk. İştahım olmamasına rağmen annemin hatırına iki kaşık bir şey yemiştim.

"Ellerine sağlık anneciğim,"dedikten sonra masadan kalkıp bahçeye çıktım. Deniz manzarasının göründüğü tarafa geçip salıncağın üzerine oturup denizi izlemeye başladım.

İçeride Emre yemek yiyiyordu. Onunda suratı gülmüyordu ama benim gibi şaşkın ve ifadesiz olduğunu anlıyordum. Anne ve babamız... Bazı şeyler değişecekti.

Birkaç dakika sonra yanıma birinin geldiğini hissetim. Arkama baktığımda Emre'nin geldiğini fark ettim. Birdenbire kalbime bir şey olmuştu. Ritmi mi hızlanmıştı? Neden içimde kelebeklerin uçtuğunu hissediyordum?

"Emre,"dedim şaşkınlıkla. Oturuş pozisyonumu düzelttim.

"Senin yanına gelmemi söylediler." Dedikten sonra hızlıca bir nefes verdi.

"Bak biz..."dedi ve sanki kelimeler boğazında kalmış gibi konuşmasına devam etmedi. "Biz iyi anlaşmak zorundayız."dedi ve gözlerime baktı.

"Ne olacak şimdi?"diye sordum. Neden sordum bilmiyordum. Bende ne diyeceğimi bilmiyordum.

"Özür dilerim,"deyice gözlerimi kocaman açıp Emre'ye baktım. O özür dilemezdi. O kaba, hatta bir kalbe bile sahip olmayan bir insandı.

"Yeniden başlamak için bir şeyleri değiştirmemiz gerekiyor. İnan ki özür dilemenin anlamını bile bilmeyen biri söylüyor bunu sana..."deyince ne kadar doğru söylediğini fark ettim. "Evet. Evet belki geçmişimizi silemeyiz ama geçmişi unutabiliriz, Arya..."

Öylece suratına bakıyordum. Fakat o suratıma bakmıyordu. Her zaman ki gibi...

"Benimle bu şekilde konuşmanı neye borçluyuz? Benim de insan olduğumu, benim de bir kalbim olduğunu mu fark ettin?"diye sorduğumda tek kaşımı kaldırmış onun gözlerine bakıyordum.

Arkadaşlıktan ÖteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin