129 harabe

2 0 0
                                    

Sızının sürdüğü yer.
Boy aynasında devleşen insanın, iki metreye sığamayacağını düşünüp kendinden öte kimseyi görmemesi, bilmemesi.
Emeğin terk edilişi.
Kurulmuş onca cümlenin, hayalin ve yarına dair umutların kapsüllenmesi ve çok uzaklara fırlatılışı.
Bilinir ki, her ne olursa olsun izi silinen dünler, yarınlara emin adımlarla götürmez.
Kaygının böyle başladığı yer.
Yaranın anısı kaybolmamışsa, derman hala aranır.
Bir yaranın anısı, bazen bir “bulut kalınlığında” gelir geçer gözlerden… Bazen bir tütün dumanı olup süzülür nefeslerden.
Bazen nefes alamaz, boğulur sıkıştığı yerde.
Bazen ufalanır, bazen salınır.
Bazen, birbirleriyle bağdaşmaz olur, bazen birbirini tamamlar.
Bazen rüzgâra savrulan şarkının sözleridir, bazen, yüreğe alınan bir misafirin kayıp giden hayali.
Yaranın anısı kaybolmamışsa, derman hala mümkündür.
Yara kabuk da bağlasa.
Yara, ecele de uzansa.
“Benim artık yarınım.” der yara orada.
İşte bundandır iki yaralı zihnin kesişmesi.
Bundandır iki yaralı konuşanın birbirlerinin kelimelerinde yıkanması, dermanına uzanması…Belki bundandır, gidenin geri gelişi…

ŞiirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin