3. Bölüm

787 50 2
                                    


Minho

Uyandığımda kendimi daha iyi hissediyordum. Hastalıklarım hep çok ağır geçerdi. Ve birine bulaşma ihtimali çok yüksekti. Jae dün akşam yanımda kalıp ateşimin düşmesini sağlamıştı. Acaba oda hastalanmış mıdır? Bunları düşünürken içeri seungmin içeri ağzında maske ve elinde tepsi ile girdi. "Oooo uyanmışsın hyung" diyip tepsiyi masaya bıraktı ve yanıma geldi. Ateşimi ölçtü ve heyecanla "36 vaoov ilk kez bu kadar hızlı iyileştiğini gördüm,kendini nasıl hissediyorsun?"
diye sordu. "İyiyim, sence Jea'ye bulaşmış mıdır?" diye aklıma takılan soruyu sordum. Oda omzunu silkip "bilmem biz dedik girme sende hastalanırsın diye ama dinlemedi." dedi ve "sen biraz daha dinlen ben Mina'yı arar sorarım" diye ekledi. Sonra odadan çıktı. Bende kalkıp üzerimi değiştirdim. Kendimi iyi hissediyordum. Hava almak için dışarı çıkacaktım. Aşağı indiğimde salonda Felix ve Jeongin'i oyun oynarken buldum. Beni duymamışlardı. Çok heyecanlı konuştuklar ve komik olduğu için izlemeye karar verdim.
Felix: düzgün oynasana bee
Jeongin:sen önüne bak arkandaki adamı bile göremiyorsun
Felix:bak jeongin maknae olmasan bu oyun kolunu sana montalardım dua et maknaesin
Jeongin:önüneeede baaakkkkk ahahahahahah salak yaaa kaybettik senin yüzündennn
Felix: benim yüzünden mi gebertirim çocuk seni hem düzgün oynıyamıyor gelmiş senin yüzünden diyo
Jeongin: sen sanki becerebiliyon

derken Felix koltuktaki yastığı jeongin'in kafasına vurdu. "Ahaha salak saçımı dağıtın geberticem oğlum seni kaç civciv kaç" diye bağırdı Jeongin.Felix beni görüp koşarak arkama saklandı ve bağırarak "hyung bu gerizekalı maknae beni tavuk döner yapacak " dedi. Jeongin de bağırarak "senden civciv döner olur be gel buraya " dedi. Bende jeongin'in elinden yastığı alarak "bir saniye kavga etmeniz hiç hoş değil" dedim bilgiç bir sesle. Sonra felix'in önünden çekildim ve ikisininde kafasına yastığı geçirip "bensiz kavga olmaz SAVAAAŞŞŞŞ" diye bağırdım. İkisi bana bakıp güldü ve üzerime atlayıp beni gıdıklamaya başladılar. Bende onları gıdıklıyordum. Hepimiz gülmekten yarılıyorduk ama yinede birbirimiz gıdıklıyorduk. Sonra kapı açıldı. Biz kapının açılmasını çok umursamadan hâlâ birbirimizi gıdıklıyorduk. Sonra Chan "yeter ne yapıyorsunuz gülmekten kızarmışsınız kalkın" dedi. Bizde onun sözünü dinleyip kalktık. Askerler gelmişti. Niye gelmişlerdi ki bugün şirkete gitmeyecektik.

Jea

Chanla konuştuktan sonra telefonu yatağa fırlatıp üzerime ne giyeceğimi düşünmeye başladım. Kıyafetlerimi giyip aynada kendime baktım.

Güzel olmuştu saçımı nasıl yapacağımı düşündüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Güzel olmuştu saçımı nasıl yapacağımı düşündüm. Ve atkuyruğu yapmaya karar verdim.

Saçımıda bitirince Chan'a mesaj attım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saçımıda bitirince Chan'a mesaj attım. Kahvaltıdan sonra beni aramış ve bugün AVM'ye gitmeleri gerektiği söylemişti. Bende diğerlerine haber verip hazırlanmaya başlamıştım. Eğer AVM'yd gideceklerse minhoda geliyordur. İyileştiği düşünüyordum. Aşağı inip Miya ve Lili'ye el salladım. Arabaya binip yurda doğru ilerledim. Yurda geldiğimde ön bahçede oturan chan ve diğerlerini gördüm. Arabada kızlara geldiğime dair mesaj attım ve beklemeye başladım. Onlarda gelince diğerleriyle beraber içeri girdik. Yerde birbirini gıdıklayan Minho Felix ve Jeongin'i görünce gülümsedim. Gözüme minho'nun gülüşü takıldı. Çok güzel gülüyordu. İlk kez birinin gülüşünü bu kadar güzel buldum. Sonra Chan yanlarına gidip onları durdurdu. Bizim geldiğimizi görünce biraz utanmışlardı. Minho'nun kulakları kızarmıştı ve şuan çok tatlı görünüyordu. Chan "sen niye hazırlandın minho AVM'ye gideceğimizi söylememiştim" dedi. Minho söze girip "yürüyüşe çıkacaktım ama bunları kavga ederken görünce ayırmaya çalıştım" dedi. Felix sinirle söze girip "yalan söylüyor hyung ikimizinde kafasına yastıkla vurdu." dedi. Minho güldü ve "neyse ne oldu nereye gidiceğiz ki" diye konuyu kapattı. Chan "AVM'ye gideceğiz uzun zamandır gitmiyoruz almanız gereken bir şeyler varsa alırsınız" dedi. Minho Felix ve Jeongin'i dönüp "siz hâlâ burdamısınız gidip üzerinizi değiştirin" dedi. Onlarda kafasını sallayıp gittiler. Chan bize dönüp "geçin biraz oturun" dedi. Salon zaten açık olduğu için hepimiz geçip oturduk. Sonra Changbin Yongi'ye dönüp "silahın yanındaysa bakabilirmiyim" dedi. Buna şaşırmıştım silaha bakmak istiyordu. Korkmasını falan bekliyordum ama bakmak istemişti. Yongi bana bakıp gözleriyle izin istedi. İzin veremezdim çünkü silahla yanlışlıkla ateş edebilirdi. "Silah elinde patlarsa biri yaralanabilir o yüzden olmaz" dedim. Changbin başını sallayıp önüne döndü. Jeongin koşarak merdivenlerden indi ve chan'ın yanına geldi. Ben buna şaşırırken minho "şaşırma bakalım ne yaptı da lix'den kaçıyor. Bence komik o yüzden izlemem lazım" dedi. O gülümseyerek jeongine bakarken bende gülüp onları izlemeye başladım. Lix de merdivenlerden koşarak inip chanın yanına geldi. Ve sinirle konuştu "hyung saçımı bozdu daha yeni yapmıştım." Jeongin gülüp "ağla civciv kafama yastıkla vurmasaydın o zaman maknae'yle uğraşılmaz" dedi. Lix de bu sefer minhoyu gösterip "oda kafamıza vurdu bizde onun saçını bozalım" dedi. Minho parmağını kaldırıp "sakın bak sakın hepinizin ağzına peçete sokarım uzak durun saçımdan" dedi. Bu sefer jeongin "makneyiz oğlum biz bizim arkamızda Chan hyungumuz var görürsün sen " diyip minho'nun saçını bozmaya çalıştı. Tek başına yapamadı ama lix'de yardım edince saçını karıştırmayı başlardı. Sonra geri çekilip gülmeye başladılar. Minho dudağını büzüp "yaaaaa benim suçum ne seungminde maknae o benim saçımı bozuyor mu bir seungmin olamadınız" dedi. Onlar hâlâ minho'ya gülüyorlardı. Gerçekten komik duruyordu. Bende gülerek onları izliyordum. Chan da gülmeyi bırakıp "tamam yeter karnım ağrıdı hadi gidelim" dedi ve lix tam konuşucakken onun konuşmasına izin vermiyerek "hayır saçını düzeltmeye gidemezsin ceza böyle kalacak" dedi lix ve minho dudaklarını büzüp ayağa kalktı. Ve sonunda evden çıkabilmiştik. Arabaya binince minho'ya gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Daha fazla dayanamayıp gülmeye başladım. O ise bana bakıp gülüyordu. Güldükten sonra bana bakıp "çok komik duruyor di mi" dedi. Bende saçına bakıp "biraz" dedim. Sonra eliyle düzeltmeye çalıştı ama yapamadı. Bu sefer ben düzelttim saçını. "Şimdi komik durmuyor" dedim. Arabayı sürmeye başladım.

Bu bölüm diğerlerine göre kısa oldu. Bir dahakini uzun yazıcam
Okuma var ama oy yok. Lütfen okuduğunuz zaman oylamayı unutmayın. Hikaye nasıl devam ediyor? Eklememi istediğiniz birşey var mı??

~864 kelime ~

ASKER×SKZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin