Kontrol etmeye aşırı üşendim. Hata varsa kusura bakmayın.
☆
Banyoya girdiğim de kapı da hafif bir boşluk bıraktım ve olduğum alanda gidip gelmeye başladım şuan aşırı heyecanlı hissediyordum.
Gökhan'a aşık olduğumu düşünmüyordum ama bana dokunması, sarılması, sürekli onun gözetimi altında olmak istemeden hoşuma gidiyordu.
Baskın halleri üzerimde kurduğu çekim beni istemeden de olsa kendine çekiyordu kaslı kolları,uzun boyu, ona çok yakışan dövmeleri,karizmatik yüzü..
Bir erkekte ki özellikler ilk defa bu kadar dikkatimi çekiyordu,belki de onun dediği gibi ondan hoşlanıyordum ama bunu kabullenemiyordum, bunu öyle kolay kolay kabul etmem zordu. Sonuçta bahsettiğim kişi benim kuzenimdi, benim annem ve onun babası kardeşti, bizi de kardeş gibi büyütmüşlerdi.
İçeriye giren bedenle dikkatim dağıldı, Gökhan bana bir bakış atıp hemen banyo kapısını kapattı ve bir kere kitledi.
Tekrar bana döndüğünde onun üzerine doğru bir adım attım, o da hemen bana yaklaşıp iki elini belime koyarak beni duvara yasladı.
Gözlerine saf arzu ile bakarken alt dudağımı dişlerimin arasına alıp alttan gözlerine baktım, bir eli hâlâ belimdeyken diğer elini yanağıma koydu iyice beni kendi ve duvar arasına almıştı.
"Gökhan" bende kollarımı onun beline sıkıca sardım, kafasını eğip boynuma soktu ve kokumu iyice içine çekti, burnunu bir süre daha boynumda gezdirip üzerini iki defa sıkıca öptü.
Beline sıkıca sarılmıştım, söylediği gibi ne zaman bana yaklaşsa beni bir titreme tutuyordu, bunu istemeden yapıyordum,
Beni etkisi altına alıyordur.
"Hımm" diye mırıldandı boynumun her yerini öpmeye devam ederken, boynumu çok seviyordu izin versem saatlerce oradan çıkmayacağını biliyordum.
"Özledin mi beni" dudaklarımda ki hafif gülümseme ile onunla konuşuyordum, belimi okşamaya devam ediyordu, boynumdan kafasını çekip iki yanağımı da yumuşak bir şekilde öptü, her öptüğünde uzun süre dudağını yanağımda tutuyordu.
"Hıhım" dedi bu seferde,beni öpmeye o kadar dalmıştı ki ne desem aynı şekilde cevap veriyordu.
"Yaa Gökhan" dedim ellerimi belinden çözüp göğsüne koyarak, onu biraz kendimden uzaklaştırdım.
"Söyle bebeğim" benimle konuşuyordu ama gözleri hâlâ boynum ve yüzüm arasında gidip geliyordu.
İçeride insanlar olmasa beni burada halledeceğine emin olmuştum, öyle bir bakıyordu ki sanki bakışları ile soyuyordu.
"Affettin mi sen beni" çekine çekine sorduğum sorudan sonra yüzü düştü ama hemen kendini toparladı, onu çok kırmıştım buna rağmen kırıldığını belli etmemeye çalışıyordu.
"Yok sorun değil" gözlerini üzerimden çekip elini ensesinde ki saçlara atıp hafifçe kaşıdı ve gözleri kısa bir süre bana değdi.
"Gökhan özür dilerim,biliyorum kırdım seni ama sinirle oldu annen bizi öyle gördü diye stres yapmıştım, sende gelip benimle gevşek gevşek konuştun sinirlendim sana patladım" kaşlarını çatıp tekrar dibime girdiğinde nefesimi tuttum.
"Öyle kuru özür ile geçecek şeyler değil bunlar, kalbim çok kırık" dedi oyuncu bir sesle, hafifçe güldüm ama bunu ona belli etmedim.
Bunun yerine oyununa devam edip dudaklarımı bükerek baktım gözlerine, gözleri hemen dudaklarıma kaymıştı, alt dudağımda kısaca dilimi gezdirdiğimde bütün dikkati oraya gitti.
Ne söylediğini bile unutmuş gibi bakıyordu gözlerime "Ama özürden başka ne yapabilirim ki" kollarımı kaldırıp boynuna yerleştirdim,mest olmuş gibi bakmaya başladı.
En ufak hareketimden etkilenmesi aşırı hoşuma gidiyordu.
"Benden rahatsız oluyor musun?" Masum masum sorduğu soruyla kafamı hemen olumsuz anlamda salladım.
"Peki, yaptığım şeylerden rahatsız oluyor musun?" Tekrar kafamı olumsuz anlamda salladım ama yetmeyince konuştum.
"Hayır rahatsız olmuyorum sadece korkuyorum ,ya dayım duyarsa neler olur bir düşün annem ve babanın arası açılır bir daha toparlayamayız farkındasın değil mi?"
Ağır ağır salladı kafasını "emin ol bunları bende çok düşündüm Murat ama yapamıyorum sensiz, kokuna ihtiyaç duyuyorum, seni öpmediğim günler de sinirli ve huysuz oluyorum elimde değil."
"Tamam her neyse bunları sonra uzun uzun konuşuruz olur mu?" Hımladığın da onu daha fazla zorlamadan ensesinden tutup kafasını boynuma soktum,bunu bekliyor gibi hemen belimi kavrayıp boynumu öpmeye başladı, sıkı sıkı öpüyor sürekli de kokluyordu.
"Derya'yı sevmiyorum" dedim sert ama kısık bir sesle.
"Farkındayım" dedi sadece ve yanağımı öptü bu sefer.
"Sana yakın davranmasın" huysuz bir çocuk gibi çıkan sesimden sonra kıkırdadı ve kafasını olumlu anlamda salladı.
"Davranmasın" dedi beni taklit ederek.
"Ona gülme bir daha" dedim bu seferde bu kadar mayışmışken söz almamak olmazdı.
"Tamam gülmek yok" kafasını boynumdan çekip gözlerime baktığında bu sefer ben ona yaklaştım ve yanağını öptüm, hem şaşırdı hemde kocaman sırıtıp diğer yanağını gösterdi.
Diğer yanağını da sıkıca öptüm.
"Ve yakın davranmak yok" kafasını hızla olumlu anlamda salladı.
"Ve tabi en önemlisi temas yok" gülerek buna da tamam dediğinde bende kocaman gülümsedim, şimdi keyfim yerine gelmişti işte.
Çalan kapı ile korkuyla gözlerimi açtım, Gökhan rahat bir tavırla beni kendine çekip sıkıca sarıldı.
"Şey Gökhan orada mısın? Uzun süre gelmeyince bir şey oldu sandık da" Derya incelttiği sesi ile konuştuğunda gözlerimi devirdim, Gökhan bu halimi görünce hafifçe güldü.
"Sorun yok Derya, içeri girecekken Murat musluğun bozuk olduğunu söyleyince ona bakalım dedik" dedi sesini biraz yükselterek. Allah'tan annesi bizimle bir süre oturduktan sonra kalkıp komşunun evine gitmişti, Gökhan'ın uydurduğu yalana Derya inanırdı da yengemin inanması zor olurdu.
"Aynen musluğu yapmaya çalışıyoruz" dedim soğuk bir sesle, nefret ediyordum bu kızdan. Gökhan'da gözü vardı...
"Anladım yapabildiniz mi bari?"
"Yaptık yaptık" Gökhan söylediği şeyden sonra bana göz kırptı ve yanağıma son kez sessiz bir öpücük bırakıp yanımdan ayrıldı,hemen kendime çeki düzen verdim,bu sırada Gökhan'da kapıyı açtı.
Derya ilk önce Gökhan'a sonra da bana baktı, yüzümde ki samimiyetsiz gülüş ile Gökhan'a döndüm.
"Halletmek zor oldu ama yaptık" dedim, Derya sanki Gökhan dünyayı kurtarmış gibi Gökhan'a bakıp kocaman güldü ve kolunu Gökhan'ın koluna geçirdi.
"Yapamadığın şey yok" dedi flörtöz bir sesle derin bir nefes alıp göz devirdim bu tavrına.
İstemeden de olsa gözlerim birleşik olan kollarına kaydı, Gökhan baktığım yeri gördüğünde hemen kolunu Derya'dan kurtarıp oturma odasına ilerledi.
"Ben meyve getireyim" diye bağırarak mutfağa gitti, beni dinleyip Derya'dan uzak durması fazlası ile hoşuma gitmişti...
