❤ MERAT ❤

246 36 11
                                    

Murat saksıyı Meryem'in çalışma masasının üzerine koyup kapıya doğru yönelince Şafak koluna değerek sordu

-Kardeşim gitmesen?..

Arkadaşının elinin üzerine elini koyup

-MERAT onun hâyaliydi... Ben hâyelime kavuşamayacağım, göremeyeceğim... En azından onun hâyeline kavuşmasının mutluluğunu göreyim... Uzaktan da olsa!!!...

Dedi ve odasından çıktı ardından Şafağın yürekten gelen duâsını duyarak

-Oyyy dostum oyy... Sen de inşallah bir gün hâyeline kavuşursunda yüreğinin yangını diner...

********************

Meryem gözleri yaşlı bir biçimde Mahmut Beyle hayelini geziyordu... Onu gören çocukların başkanım diye seslenmesi garibine gittiği için sonunda sordu...

-Mahmut amca bana neden başkanım diye sesleniyorlar...

Mahmut Beyde tebessüm ederek "birazdan anlayacaksın kızım" demişti, ofisin olduğu yere doğru ilerlerken...

MERYEM BERTUĞ
MERAT KURUCUSU VE ONURSAL BAŞKANI

Ofisin kapısının önüne geldiğinde kapıda yazan levhayı görünce

Meryem şaşkınlıkla Mahmut Beye dönüp konuşacakken

-Kızım Murat seni hiç unutmadı, hayelini kurduğun burayı öğrenir öğrenmez çalışmalara başladı ve burayı kurdu. Burası kurulur kurulmaz yaptığı ilk işte bu odayı hazırlatmak oldu...
Buranın asıl kurucusunun olduğu odayı...
İçeri geçelim kızım daha görmen gerekenler var... dedi ve kapıyı açıp Meryem'i buyur etti...

Meryem içeri girdiğinde karşısında eski halinin fotoğrafı, buranın projesi için çizdiği kağıtların çerçeveletilip asılmış olduğunu gördü...
Evinde ki çalışma masasının buraya getirildiğini, üzerinde burası için tuttuğu proje günlük defterini, arasında hayeli için ufak notlar aldığı kağıtların dâhi atılmayıp buraya getirildiğini gördü...
Eline bir kağıdını alıp okudu ve yıllar öncesine döndü

UMUT - GAYRET - ZAFER

Meryem gözleri yaşlı biçimde Mahmut Beye bakıp

-Burası için çok hâyel kurmuş çok umut etmiş ve çok gayret etmiştim...
Ben kazanamasam da buranın yapılmış olduğunu görmenin mutluluğunu sana anlatamam Mahmut amca...
Emeklerinize yüreklerinize sağlık...

-Biz ne yaptık ki kızım sen umut edip toprağa ektin, büyümesi için elinden gelen gayreti gösterdin, ne yazık ki meyvesini toplayamadan gitmek zorunda kaldın...
Senin kaldığın yerden Murat oğlum devam etti ve sonunda meyvesini görmek nasip oldu...
Yalnız oğlum tohum vereni hiç unutmadı...

dediğinde arkasında kapının önünde Murat vardı ve Meryem ile göz göze geldiler...
Mahmut bey durumu farkedip onları yalnız bıraktı...

Meryem gözyaşları içinde teşekkürlerini aktardı bakışlarıyla sözsüz bir şekilde
Murat gözleri dolarak cevap verdi sözsüz bir şekilde sevdiği kadına...

Ta ki çalan telefona kadar...

Meryem, Murat'ın telefonu çalmasıyla kendini toparlayarak odadan çıkıp yürümeye başladı...
Murat arayanın kim olduğuna bile bakmadan sevdiği kadını sessizce takip etti...
Arayan Şafaktı ve karşısında gördüğü karı koca ile hemen Murat'ı buluşturması konuşturması gerekiyordu...
Şafak telefonu açılmayınca karşısında ki karı-koca yıda alarak MERAT'a doğru hareket ettiler...

Meryem koridorda gezerken hayelinde de kurduğu gibi büyüklerin sözleri resimleri hatta bazı odaların kapısının önünde o bölüm için yıllar önce çizdiği resimleri görünce şaşkınlıkla hem onlara dokundu hem de gözleriyle onu takip eden Murat'ın kalbine dokundu...

EVVELİM SEN OLDUN ÂHİRİM SEN OL!..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin