Büyülü Çocuk

936 98 105
                                    

Hyunjin küçük odasının camına vuran güneşle gözlerini araladı. Hafifçe gerindikten sonra yatağından kalktı ve yanında duran beşiğe göz attığında şaşkınlıktan dona kaldı.

Daha dün kendi elleriyle tam bebeğe göre yaptığı beşikten bugün bebeğin ayakları taşıyordu. Anormal bir şekilde büyümüştü 1 gün içerisinde. Bunun nasıl mümkün olabileceğini düşündü Hyunjin.

Hayal mi görüyordu yoksa gerçek miydi gördüğü? Acaba bu bebek şeytan mıydı? Hayır şeytan olmak için fazla güzeldi. Bu bebek kesinlikle bir periydi.

Biraz onunla ilgilenip karnını doyurduktan sonra dışarıda Felix ve diğerlerinin sesi duyuldu. Doğruca paldır küldür içeri daldılar. Hepsinin ağzı açık kaldı

Jisung:
-Hyunjin bunu kimden peydahladın lan

-Kimseden peydahlamadım gerizekalı. Gölde buldum

Jeongin:
-Nasıl yani boğulmadan buraya kadar nasıl gelebilir?

-Bir sepetin içindeydi. Ama anormal olan şey bu değil. Bu bebek sihirli.

Felix:
- He amk! Ben de ülkenin kralıyım aslında

Jisung:
-Bebeğin peri olma ihtimali daha yüksek bu arada

Jeongin:
-Susun da anlatsın be!

- Sağol Jeongin. Dün bulduğumda bu bebek küçücüktü. Sanki yeni doğmuş veya olsa olsa 1 aylıktı. Şimdi nerden baksan birkaç aylık var.

Jeongin:
-Bebekler hızlı büyür ama gözümüzün önünde oldukları için fark etmeyiz. Sen abartmış olabilir misin?

-Sanmıyorum ama bilmiyorum da.

Jisung:
-Hyunjin dediğin gibi bi durum varsa ve bu bebek şeytansa. Bunu atalım amk! Bana sorarsanız yani

Jeongin:
-Sana sormuyoruz Jisung

Felix:
- Sen ver onu bana. Ben onun altını değiştireyim. Kıvranıp duruyor baksana.

-Ay ben de diyorum neden böyle davranıyor?

Hepsi birlikte Hyunjinin bu lafıyla dalga geçmeye başladılar ve günün sonuna kadar bebekle ilgilendiler. Bebeği hepsi çok sevmişti. Sanki bebek onların küçük arkadaşı olmuştu.

Bebekle oynuyorlar, bebekle gülüyorlardı. 1 haftanın sonuna geldiklerinde hepsi artık bebeğin kesinlikle sihirli olduğundan emindi. Çünkü bebek ufak tefek konuşmaya başlamıştı. Ve ilk söylediği kelime Hyunjin olmuştu.

Hyunjin çok dyygulanmıştı. Uzun bir süre ona "abi" demeyi öğretmeye çalışmış ama başaramamıştı.

Bebek hyunjini çok sevdiği için Hyunjinle uyumak istemiş ve birlikte uyumaya başlamışlardı. Hyunjin küçük bedene kollarını sarar ve minik hediyesinin varlığına şükrederdi.

1 ayın sonuna geldiklerinde Minho artık gülücükler saçıyor, emekliyor ve etrafındakilerle tatlı tatlı konuşuyordu.

Jisungun şeytan diye atmak istediği çocuk şimdi Jisungun favorisi olmuştu. Minhoyu görmeden gününü geçirmiyordu neredeyse.

Felix Minhonun genel bakımı ile ilgileniyor. Hyunjinden çok her ihtiyacına koşuyordu.

Jeongin de çok alışmıştı Minhoya. Dingin ruhuna Minhonun kahkahaları daha da huzur veriyordu.

Felixin ailesi de Minhoyu öğrenince onu ziyarete gelmiş ve şimdiye kadar gördükleri en güzel çocuk olduğunu söylemişlerdi. Anneleri çocuk için çeşitli yiyecekler ve kıyafetler hazır edip getiriyordu neredeyse her gün.

Günler geçtikçe Hyunjin Minho'ya daha çok alışıyordu. Sanki hayatına sonradan dahil olan yabancı bir bebek değil de hep hayatında var olan bir şey gibiydi.

Günler geçtikçe Minho da hızla büyüyordu. 7. Ayın sonunda Minho artık afacan bir çocuk olmuştu. Etrafta koşup oynuyor. Yaramazlık yapıyor. Jisung ve Felixi çileden çıkarıyordu. Jeongin ve Hyunjin ise onları gülerek izliyor. Bulundukları anın tadını çıkarıyorlardı.

Minho düşse Hyunjin kalbi ağzında atarak yanına koşuyor ve onu hemen kaldırıyordu. Ona bir şey olacak diye ödü kopuyordu. Minho onun küçük kardeşi gibiydi. Hiçbir zaman onu bir oğul olarak görememişti. Belki genç yaşından dolayı. Belki de çocuk fikrine sıcak bakmadığından dolayıdır bilinmez. Ama Minho onun için hep bir yoldaş, sırdaş, arkadaş, kardeş olmuştu...

1 seneyi geride bıraktıklarında Minho artık bıyıkları yeni yeni terlemeye başlamış yeni yetme bir ergen olmuştu. Onun bu kadar hızlı büyümesi Hyunjini şok etse de şikayetçi değildi. Sonuçta bedeni değişse bile o Minhoydu. Hala Hyunjinle birlikte uyuyordu.
Ve artık yatak ikisine neredeyse küçük gelmeye başlamıştı. Bunu Minhoya açtığında ise memnun olduğunu ve değiştirmek istemediğini söylemişti.

Hyunjin geçmişi hakkında Minho ile konuşmuştu ve hiçbir şey bilmediği yanıtını almıştı. Fazla da cevap vermek istemiyordu zaten. Yaş aldıkça(bedeni değiştikçe) Minhoda bir olgunluk baş göstermeye başlamıştı. Ve geçmişi hakkında kimse ile konuşmak istemiyordu.

Hyunjin de buna saygı duymuştu. Zaten Minho yanındaydı ve geçmişine ihtiyacı yoktu.

1.5 yıl olduğu zaman Minho'da bir takım değişiklikler olmaya başladı. Her gece Hyunjine sarılmak istiyor, her fırsatta arkasından koşarak sarılıyor. Durmadan yanaklarını öpmek istiyordu.

Geçen 1.5 yılın sonunda Minho gerçekten de çok yakışıklı bir genç olmuştu. Tahmini 18 19 yaşlarında görünüyordu. Çok yakışıklıydı. Birlikte şehre indikleri zaman gören kızların ağzı açık kalıyordu.

Yanında dolaşan afetin Hyunjin de farkındaydı. Minhonun ne kadar yakışıklı olduğunun farkındaydı ve onunla gurur duyuyordu.

Minho böyle büyüdükçe Felix Minhonun etrafında dört dönmeye başladı. Zaten çocukluğundan beri Minhoya düşkün olan Felix, şimdi iyice gözlerini ondan alamaz oldu. Ve Felixin bu davranışları Jisungu çileden çıkarıyordu.

Yıllardır Felixin yanında o olmuştu. Bundan sonra da o olacaktı. Kimse Felixe ondan daha yakın olamazdı. Bu Minho denen neydüğü belirsiz sihirli çocuk bile.

Bir gün hepsi brilikte gölün kıyısında yürüyorlardı. Felixin ayağı bir taşa takıldı ve öne doğru yalpaladı. Minho Felixin elini yakaladı. Jisung hızla Felixin elini Minhonun elinden çekti. Hyunjin sakin ol dercesine elini sıktı Jisungun. Sonuçta Minho da onun her şeyiydi.

Felix ne oluyor diye Jisungu darlaya darlaya eve götürdü. Jeongin de onlarla gitti. Hyunjin aslında ne olduğunun farkındaydı. Hatta biliyordu. Jisung yıllar önce bahsetmişti Felixi sevdiğinden. Ama yıllardır içinde tutuyordu. Hyunjin açıl demesine rağmen...

Gece yatağa girdiklerinde Minho yine Hyunjinin arkasında sıkı sıkı sardı kollarını beline. Hyunjin yine huzur bulduğu o kolların arasındaydı. Eskiden onu kollarının arasına aldığında huzur bulurdu. Şimdi kocaman olmuştu ve Minho onu kollarının arasına alıyordu.

Bir süre bu şekilde uzandılar ve Minho daha önce yapmadığı bir şey yaparak Hyunjinin ensesine minik bir öpücük kondurdu. Bu öpücükle Hyunjin baştan ayağa titredi...

Ayyy biraz hızlı gelişiyor gibi ama dallandırıp budaklandırmadan diren olaya girmek istedim 🥹🥹

Yorum yapmayı unutmayın lütfen 🥺🥺

MUCİZE - Hyunho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin