Hep sana geldiğim yollardayım yine.

19 2 0
                                    

Bazen gitmeyi düşünürüm. Kaçıp gitmeyi bu şehirden, dünyadan, evrenden, buradaki saçma sapan evlerden, sensizliğin sesinden. Nereye, kime, niçin gittiğimi bilmeden sırtıma dünyanın kahrını alır biraz ağrıtırım omuzlarımı, koluma çantamı takar giderim. Kapısından kovduğun evime gelmek isterim. Ayaklarım beni her daim kapına getirir durur. Sanki yanımda sen varmışsın edasıyla ellerimi ceplerimden dışarı salıveririm, tutman ümidiyle... Düşünmekten uyuşmuş beynim, titreyen bacaklarımla, buz kesmiş bedenimle kalakalırım pencerenin önünde. Yağmur işte o zaman daha hiddetle tükürür yüzüme. Bedenimi aşağılarmışcasına, yüzümü küfürleriyle parçalamışcasına yağar durur. Kulaklarıma bütün şiddetiyle bağırıyor, yanaklarıma tokatlar çarpıyor şimşekler. Kapının önüne her geldiğimde bu olur. Sende niçin bu kadar çok yağmur yağıyor diye hayıflanır durdursun. Ve ben her evime geldiğimde, her pencereden içeri meraklı gözlerle sana baktığımda içeride dans eden seni görürüm. Açtığı şarkıda kaybolmuş, başka bir evrenden gelmiş gibi melekleri andıran seni görürüm. Hayır hiç melek görmemiştim ama eminim sana benzerlerdi. Bir görsen kendini benim gözümden.. Ah, ne de güzel aydınlatıyorsun gecemi, mutlu kılıyosun bütün sabahlarımı.. Bilmeden yaptığın bu şeyler beni daha çok seni sevmeye iterken ben kendi irademle o yola koşuyorum. Nefesim tükenene, gözlerim kapanıncaya kadar. Belki evime tekrar giremem ama severim, hemde çok severim. Olduğu sokağı, geçtiği caddeleri severim ve seni. Sen benim evim iken ben en çok seni severim.

Küçük Bir Çocuğun Acınası HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin