JUST YOU

8. bölüm

🔞

Yeni çift eve gelir gelmez üzerlerindeki yorgunluğu atmak için sırasıyla duş almıştı. İlk Jungkook banyodan çıkarken üzerine siyah bir eşofman, beyaz bir tişört giyinip mutfağa inmişti. Hastanede oldukları sürede eve çağırdığı temizlik şirketi üç saat içinde evi baştan aşağı temizlemiş, önceki halinden kurtarmıştı.

Şimdi ise saat çok geç olmadan akşam yemeği için sipariş verdiği pizzaların kutularını açıp masaya bırakıyordu. Karışık pizza Jimin'in favorisiydi ve Jungkook özellikle fazladan istemişti.

Zararlı olacağını düşündüğü için kola yerine bardaklara vişne suyu doldurup hemen masaya bırakmıştı. Kendisi kola içerken minik sevgilisi ve bebeğinin canı çeker diye kendine de aynı içecekten hazırlamıştı tâbi.

Jungkook, en son on bir yaşındayken aile sevgisini hissetmişti. Ailesinin ölümünden sonra ise hayatında Jimin'den başka kimse yoktu. Şimdi ise kendi bebeği, ailesi olacaktı.. Bu güzel düşünceyle derin bir nefes aldığı sırada üzerinde mini geceliğiyle Jimin mutfağa girmişti.

Aldığı nefes Jungkook'un boğazına takılırken öksürüp önündeki vişne suyundan büyük bir yudum aldı. Olayı anlayan Jimin ise gülmemek için alt dudağını ısırıp Jungkook'un arkasına geçerek sırtını okşadı.

"Hyung~ iyi misin?"

"Ha? E-evet iyiyim, geç otur yemeye başlayalım. Acıkmışsındır."

"Hemde çok acıktım hyung~ teşekkür ederim~"

Yanağına tatlı bir öpücük konudurup Jungkook'un karşısına geçip oturmuş, önündeki pizzadan koca bir dilim almıştı. Jungkook'da yemeye başlarken arada Jimin'in tepkilerini, büzülen dudaklarını izliyordu.

Karşısındaki görüntünün de verdiği iştahla önündeki büyük boy pizzayı kısa sürede bitiren Jungkook, yemeğini bitirip tatlı kısmına geçen Jimin'in mimiklerini izliyordu.

İnadına yaptığı her halinden belli olan minik beden Jungkook'un gözlerinin içine bakarak önüne aldığı vişneli dondurmadan büyük kaşıklar alarak ağzına götürüyor, memnun olduğuna dair mırıltılar çıkarıyordu.

Sonunda dolgun dudakları üzerinde dilini ağır bir şekilde gezdirirken kaşığa aldığı dondurmayı Jungkook'a uzatıp sinsice sırıttı.

"Sende tadına baksana hyung~ çok güzel."

"Siktir ama yeter!"

Hızla ayağa kalkıp Jimin'in kolundan tutarak ayağa kaldırıp dondurma bulaştırdığı dolgun dudaklarına hırsla yapıştı. Elindeki kaşık ve tabak yeri boylarken Jimin, hızla kollarını boynuna sarıp öpüşüne karşılık verdi.

İkilinin dudakları hırsla bir birini ezerken Jungkook ellerini şortun yarısını açıkta bıraktığı dolgunluklara sarıp kucağına aldı. Dudaklarını ayırmadan odasına doğru yürürken Jimin'in elleri
siyah saçlarına dolanmıştı bile.

Koridoru geçip odasının önüne geldiğinde Jimin dudaklarını ayırıp kapıyı açmıştı. Kucağındaki bedenle odaya giren Jungkook, ayağıyla kapıyı kapatıp yatağa doğru adımlamıştı. Kolları arasındaki bedeni yatağa yatırıp üzerindeki yerini almış, tekrar dudaklarına yapışmıştı.

Jungkook'un elleri bir yılan misali Jimin'in üzerinde gezinirken dudakları da ona eşlik ediyordu. Kasıklarını bir birine bastırdığı sırada Jimin'in inlemesiyle aralanan dudaklar arasına dilini gönderip ağzının içini keşfetmeye başladı.

Damağında gezinen pütürlü dille Jimin, dilini buluşturup bir birine sürttü ve Jungkook'un dilini dişleri arasına alıp çekiştirdi. Jungkook'dan kopan inlemeyle belini kırıp bu defa da o kasıklarını bir birine sürtmüştü.