Yorumlarınızı eksik etmeyin efenim.
İyi okumalar
🔆
Bir güzel yıkanmıştım. Su tertemizdi. Sadece canlılar vardı yüzen. Yenilebiliyorlardı. Ama bu aptallar bilmiyordu.
Daha önce yemiştim. Deneme yanılma yolu ile bir gün ölecektim. Ama ne zamandı bilmiyordum.
Sudan sonra bir süre yürümüştüm. Bayağı bir ilerlemiştim. Sonra gerisin geri yürümüştüm. Tekrar mağarama dönmüştüm ama içeride biri vardı. Vuran güneşten dolayı sadece kapıya düşen gölgeyi görüyordum. Oldukça büyük bir gölgeydi. Belki de bir hayvandı.
Her türlü gidebilecek bir yerim yoktu. Öldüm, öldümdü.
El mecbur içeri girdim. Yeni damat içeride oturuyordu. Alışmıştı bu da iyice dank diye içeriye girmeye. Belki müsait değildim?
Sizinle dalga geçiyorum sayın okuyucu. Herkes dal-daşak dolaşıyordu. Kapı denilen şey bulunmamıştı. Merak etmeyin, el atacaktım şans verilse. Ama sonuç olarak o an müsait olmamak diye bir şey yoktu.
"Oturma. Hastalık bulaşır." dediğimde kaşlarını çattı. Hızlıca ayağı kalktı. Gerçekten vebalı sanıyorlardı beni. Acıyordum onlara.
"Yalan söylüyorsun?" dediğinde istemsizce güldüm. E yaniydi.
Kalın kaşlarını çattı. "Konuşalım." dedi. Bu bir soru değil, emirdi. Dinleme gibi bir zorunluluğum yoktu. En fazla ölürdüm. Yine de onun sayesinde yaşıyordum. Hürmetten oturdum mağara duvarının kenarına yaslanarak. O da karşı duvara geçmişti.
O an fark ettim getirdiği hayvanı. Ayda yılda bir getirirdi normalde. Nereden çıkmıştı şimdi? Art arda getiriyordu.
"Niye getirdin?" diye sordum direkt.
"Açsın. Küçüksün ya, avlanamazsın."
Aslında onlarla avlanmama izin verseydi, bir şekilde hallederdim. Bu yaşıma bir şekilde gelmiştim sonuçta.
"Sevdiğin biri yok mu?"
Başımı iki yana salladım. İkidir bu konuyu açıp açıp duruyordu. Beni mi everecekti?
"O zaman kimseyle evlenmeyeceksin?"
"Ne istiyorsun?" diye dan diye sordum. Lagalugaya gerek yoktu. Delikanlı adam direkt söylerdi.
"Sen yalnız ölürsün. Yemeğin hiç yok. Kimse de yok. Ölürsün." Bu adam benden de felaket tellahıydı.
"Yani ne istiyorsun?" dedim. Sonuca gelseydi iyiydi.
"Evlen benimle. Ben doyururum seni."
He?
"Bugün evleneceksin. İki kadın istiyorsun?"
Hangi çağda olursanız olun, ikinci kadın olmayın. Gamma'dan dersler part 1.
"Yok. İkimiz tek." Kaşlarımı çattım. Çok güzeldi... Nedendi?
"Niye?" dedim.
"Evlenmek istemiyorum yabancıyla. Yani evlenelim. Gece burası tehlikeli hem. Yalnız kalma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Gamma: Liderin İzinde
Historical FictionAnlaşmalı evliliklerin alt paleolitik çağda başladığını söyleseydim ne tepki verirdiniz? Mantığın zerre uğramadığı dönemde, bu aptal kabilede doğmuştum. Gelişmeye dair en ufak bir çaba göstermemişlerdi. Sözde tanrıları tarafından lanetlenmiştim, uğu...