Jeongin'i Kurtarmak pt1

413 65 150
                                    

Hava kararmış, şehirden uzaklaşmanın etkisiyle ışıklar zayıflaşmıştı. Sadece arabanın farlarının ve büyükçe deponun ışıklandırmasının el verdiği kadarını görebiliyordu.

Büyük ve siyah bir araba sert bir dönüşle durdu büyükçe deponun önünde. Deponun önünde iki nöbetçi, depoya ulaşmak için geçmeleri gereken bahçede ise örgütün neredeyse hepsi vardı.

Aldırış etmeden kapının tam önünde durdurdukları araba ise sadece planın küçük bir kısmıydı.

"Vardık, Yeonjun yola çıksın." dedi Chan yakasındaki küçük telsize uzanıp. Küçük bahçenin tel örgülerinin arkasında onları bekleyen dört keskin nişancı ve üç tabancalı genç ile bakıştı.

Yunho ise örgüt üniformasıyla ve maskesiyle içeride onları bekliyordu.

Onun vardıklarını söylediği komut ile beraber keskin nişancılar depoyu rahatça gözleyebilecekleri yerlere çıktılar.

Yunho büyük siyah arabanın yanına gitti. Chan camı hafifçe aralayıp filmli camdan kafasını uzattı. "Jeongin ne alemde?"

Yunho omuzlarını silkti. "Depoya sayılı giriş izni var. Sadece yüksek yetkilileri içeri alıyorlar."

Chan sinirle elini direksiyona vurup "Hyunjin'i içeri alacaklar mı dersiniz?" dedi arkasına dönüp. Arka koltukta sıkış tepiş oturan üçlü ve yan koltuktaki Hyunjin ise umutlu görünüyordı.

"Almazlarsa silah zoru uygularım. Ya seve seve ya da s-"

Sözü hemen yanında biten kalın kafalı iri adam ile kesildi. Alnında "F" harfi kazınmış olan adamdı bu. "Ne arabası bu?" dedi Yunho'ya merakla.

Yunho ise gözlerini devirip "Kaçakçılık arabasının teslimi." dedi. Ardından iri adamı itekleyerek uzaklaştırmaya çalıştı, sanki yapabilecekmiş gibi. "Ve bu görevden sorumlu benim, sana ihtiyacım yok."

"Depo garajının anahtarına sahipsin yani?" dedi iri adam imalı bir şekilde. Yunho işini kat kat kolaylaştıracak bu cümleyle başını öne eğip "Peki, peki. Sen de gel." dedi.

İri adam arabaya öncülük ederek yavaş adımlarla deponun arkasına götürdü onları.

Büyük bir kapıdan geçtikten sonra içinde çeşitli arabaların bulunduğu garajda durdular. "Sen hallet. Ben çocuğun yanında olacağım." diyerek eline anahtarı tutuşturup arka taraftaki bir kapıdan kayboldu.

Altısı da arabadan inip sertçe kapıları çarptı. "Duydunuz mu? Jeongin'e çok yakınız!" dedi Seungmin heyecanla. İlk kez bu kadar heyecanlı çıkıyordu sesi.

Felix ise her zamankinin aksine çok durgundu. Belki de az önceki gördüğü adam yüzündendi. Changbin onun omzunu patpatlayıp "Geçmiş gitmiş. Sen Jeongin'e odaklan." dedi.

Yunho kulaklığına dokunarak bir anda kolaylaşan plan ile zafer edasıyla konuşmaya başladı. "Sniper'lar sol cepheye dönsünler, çocuk arka depoda tutuluyormuş." Kulaklığından duyulan birkaç anlamsız hırıltının ardından "Tekrar ediyorum. Yanlış depoyu gözlüyorsunuz, sol cepheye geçin, Yeonjunların da en kısa sürede burada olmaları gerek."

İki araç birden gelirse çok dikkat çekeceğini düşündükleri için sıra sıra gelmeye karar vermişlerdi. Plan Jeongin'i kurtarmanın bir saati bulacağı şekilde planlandığı için planın bir anda hızlanması bütün planı altüst etmişti.

Bugün bu depoda mutlaka silah patlayacaktı, bunun duyulmama ihtimali yoktu. Eğer destek gelmeden silah patlarsa yaşama şansları yoktu. Şimdi ise onların gelmesini beklemek zorunda kalacaklardı.

Chan başta olmak üzere arkadaki kapıdan deponun büyük kısmına girdiler. Camların izin verdiği kadarıyla ay ışığı Jeongin'in kanlar içindeki yüzünü aydınlatıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 19 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Little Kid , HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin