Sadece Beni Sev

Anne Diye Ağlayan Çocuklar

Merhaba;

6.Bölümle karşınıdayız. Bu bölüm bir kırılmamız var. Sonrasında bir zaman atlamamız olacak. Genel olarak yazdığım karakterlerin hepsinin bir sebebi vardır. Bu hikayede kendimi özellikle kötü bir karakter yazarak zorluyorum. Küfürlerinizi okudukça mutlu oluyorum haberiniz olsun. Allah hepimizi deccal'in yer yüzündeki gölgesi kılıklı adamlardan korusun.

Duru derin bir nefes alarak baktı Doğa'nın gözlerine. Arabada özellikle konuşmamasını istemişti Doğa. Dikkatini yola vermek istiyordu. Hatta müzik bile açmamışlardı. Sonunda arabayı Beşiktaş'ta park edip bir kahvaltıcıya oturdular. Yanlarına gelen garsona hızlıca sipariş verip nihayet çaylarıyla baş başa kalmışlardı. Duru kendisini çok mahcup hissediyordu. Utangaç bir çekingenlik gelmişti üzerine.

"Doğa ben çok özür dilerim. Gerçekten çok üzgünüm. Babam sana söylemememizi istedi. Savaş da ben söyleyeceğim dediği için beklemeye karar verdik. Bir de bizim evde nikah olacak filan konusu hiç açılmadı."

Doğa başını salladı. Bunu başkalarından da dinlemişti.

"Çok rahatsız oldum söylememekten. Ama abim de söylemeyelim dedi. Savaş seni hepimizden iyi tanır o da söylemeyelim dedi ben de onlara uydum. Bir de bilmiyorum Doğa önce çok üzüldüm ama sonra babamın da evlenmeye hakkı var diye düşününce çok umursamadım. Senin de bir noktada anlayacağını düşünmüştüm babamı. Sonuçta Ayla ablayı seviyorsun."

Doğa cevap vermeden kardeşini izliyordu. Telaşla ve hızlı hızlı konuşuyordu Duru. Bazen okulda anlatacağı bir konu için birlikte çalıştıklarında da böyle olurdu. Strese girdiğinin, çekindiğinin bir göstergesiydi bu. Kardeşinin ondan çekinmesine de üzüldü. Aslında buna benzer şeyleri mesajlarında da yazmıştı. Ama o zaman bu açıklamalarını değersiz bulmuştu Doğa. Şimdi de değerli gelmiyordu ama samimi geliyordu. En azından içten olduğunu hissediyordu. Yokluğunun onun üzerinde bir iz bırakmasından memnun oluyordu Doğa.

"Biliyor musun ben bir karar verdim Doğa. Ben bundan sonra sana bir şey söylemem gerekiyorsa direkt olarak söyleyeceğim. Ne abimi, ne Savaş'ı dinlemeyi düşünmüyorum. Yani bilmiyorum ama bence...."

Doğa kardeşinin sözünü kesti. Konuşmanın başkalarını suçlamaya doğru giden havası hoşuna gitmemişti.

"Duru ben sana çok kırıldım. Onlar zaten erkek. Zaten biraz kıt beyinliler. Onların babamın evlenmesini gönülden desteklemesinin normal olduğunu düşünüyorum. Yani onlara biraz skor tahtasına çentik atmak gibi gelmiş olabilir. Ama biz kadınız. Ne bileyim bana anneme ihanet ediliyor gibi geldi. Yanlış düşünüyor olabilirim ama bunu bana söyleyemezler miydi? Kimse benimle direkt olarak konuşmadı. Savaş beni kandırmaya gönüllü olmuş. Hangisinin daha ağırıma gittiğini bile bilemiyorum. Kandırılmaya müsait bir insan olmam mı yoksa gerçekleri duyamayacak kadar dışlanmış olmak mı?"

Duru uzanıp Doğa'nın elini tuttu.

"Önce ben de sanki anneme ihanet edilmiş gibi hissettim. Babama nasıl yaparsın filan demek geçti aklımdan önce. Babam bir anda o kadar çok şey söyledi ki anlatamam. Mirastan filan bahsetti. O anlatırken annemin öldüğünü hatırladım. Annemiz artık yoktu. Babam bekar bir adamdı. Mili saniyeler içinde babamın da evlenmeye hakkı olduğunu fark ettim. Çok üzüldüm ama ona bir söz söylemeye hakkımız yoktu. Hayırlı olsun dedim bende."

Duru derin bir nefes aldı.

"Yine de odamda ağladım biraz. Annemin olmadığının açık bir kanıtı gibiydi. Yani yok zaten ama yok artık anlatabiliyor muyum? Babam başka biriyle evli. Başka bir eşi var. Bunlar kafa karıştırıcı ve kalp kırıcı. Babamın yanında olmamak da babama haksızlık gibi geliyor. Babama bakıyorum. Evet genç değil elbette ama hala sağlıklı. Annem öldükten sonra mutsuz olup evde mi kalmalıydı? Bu da bir tür haksızlık gibi. Yani doluya koydum olmadı, boşa koydum almadı Doğa. Ben babamın yanında olmayı tercih ettim. Bak tekrar söylüyorum bize evde evlenmek istediğinden bahsetmedi. Konusu bile açılmadı ama sonrasında da yapmadı zaten. Ayla abla da istemedi böyle bir şey zaten ona da söylememiş ama kendisinin de öyle bir isteği yoktu. Seni dışlamak filan bunlar aklımın ucundan bile geçmedi. Sadece ben değil hiçbirimiz öyle bir şey düşünmedik."