BÖREK...💖

157 9 31
                                    

Cihangir'den:

Sabah her zaman olduğu gibi erken uyandım. Şort tişört giyip evin alt katındaki kapalı havuz ve spor salonunun olduğu kata indim. Önce yarım saat yüzükten sonra spor salonuna geçtim ve günlük sporumu yapıp odama çıktım. Takım elbiselerimden bir tanesini giydim, yemek odasına geçip kahvaltı masasına oturdum.

Dün uzun bir zamandan sonra ilk defa kendimi o kadar mutlu hissetim. Aşık olduğum kadın ona verdiğim hediyeyi kabul etti ve bana bir şans verdi. Çok güzel olmuştu, elbisesi tenine çok yakışmıştı. Ona bakmaktan kendimi alamıyordum, bu durum onu biraz utandırmıştı sanırım ama utanması bile çok güzeldi. Ben bu kızla nasıl baş edeceğim hiç bilmiyorum.

Tüm kahvaltıyı bu düşünceler ile geçirdim. Sandalyeden kalkıp dışarıya çıktım ve dışarıda hazır bekleyen arabaya bindim. Ön koltuğa Ömer ve Sarp geçtiler ve 30 dakikalık yolculuğun ardından şirkete geldik. Evim biraz şehrin dışında kalıyordu. Neredeyse her günüm şirkette geçiyordu ve insanlar ile uğraşmak zorunda kalıyordum bu durumdan kurtulmak için aile evimizden ayrılmayıp orada kalmaya devam etmiştim. Aslında oradan gitmeyi hiç düşünmedim.


Yaren'den:

Sabah erkenden kalkıp kızlara kahvaltı için peynirli börek yapmıştım. Biraz fazla yapmıştım çünkü Cihangir'e de götürmek istiyorum. Zaten öğlene kadar dersim yok ve Cihangir de saat 6 buçukta işe geliyor, şu an saat 06.49'du. Çoktan şirkete gelip işe başlamıştır. Bir dakika bile boş durmayı sevmiyor. 

"Bööö!" "AAAAA! GERZEKALI, MAL!! NE YAPIYORSUN?!"  salak Fatma ben düşünürken arkamdan gelip beni korkutmuştu, şimdi de kahkaha atıyordu. Arkada da kızlar vardı ve onlar da gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı. "AHAHAHAHHAHA. Nasıl korktun ama?" "Lan sen salak mısın, hadi elimde bir şey olsaydı? Üzerime dökülseydi?" "O kadarına baktık herhalde. Şaka yaptık be alt tarafı. Hem bu saate sen ne yapıyorsun mutfakta?" "Börek yapmıştım size ama sen bu salaklığından dolayı yemeyeceksin." "Allah Allah bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü? Sen... Sen bunu sadece bize yapmadın değil mi? Çünkü 4 tepsi böreği kim yiyecek?"  dedi Merve ardından Fatma "Tamam Defne tek başına 2 tepsiyi gömer de gerisini kim yiyecek?" diyerek pis pis sırıtmaya başladı. "FATMAAAA! Kaşınma."  " Ayh yeter, sus kız artık sen de . Oturun da kahvaltıya başlayalım."  Güzel ve her zamanki gibi eğlenceli bir şekilde kahvaltımızı yapıp hazırlandık. 

Küpelerim ile uyumlu gold bir kolye taktım ve artık hazırdım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Küpelerim ile uyumlu gold bir kolye taktım ve artık hazırdım. Mutfaktaki saklama kabını aldıktan sonra kapıya doğru gittim zaten kızlar da ordalardı. "Hay maşşallah!" (Fatma) "Yarencim çok şık olmuşsun." "Ayh teşekkür ederim hayatım ama ayıp ediyorsun daha önce hiç şık değil miydim?" "Şıktın da bugün artı bir şeyler var sende?" "Hem o börekler kimin için ve nereye gidiyorsun?" "Maşallah Mervecim şahin gibisin?" "Soru sordum kanka?" açıklamayı yaparken yavaşça kapıyı açıyordum "Iııııı bu börekler Cihangir için ve şu an onun yanına yani şirkete gidiyorum."  deyip hızlıca kapıdan çıktım ve arkamdaki bağırtıları umursamadan apartmandan koşarak çıktım. Vallaha sırf bu bağırtılar yüzünden bizi evden atacaklardı.

Çağırdığım taksiye bindim ve şirkete gittim. Bu güzelliğim ile hiç dolmuşla falan gidemezdim. Allah'tan trafik çok yoktu ve hızlıca gelebildik. Şirketin önünde durduğumuz zaman tam ücreti ödemek için cüzdanı çıkartıyordum ki taksinin kapısı açıldı ve  Sarp'ı gördüm. "Yaren hanım hoş geldiniz. Siz inin isterseniz ben hallederim gerisini." "Yok teşekkür ederim ben hallederim." "Cihangir Beyin emri efendim." "Yani? Önemli değil ben hallediyorum." deyip ücreti ödedim. Taksiden çıkıp şirkete doğru Sarp ile birlikte yürüdük. Şirkete girdiğimizde herkes bana bakmaya başladılar. Bazıları da kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. İlk defa bir kadın görüyorlar sanki. Hazır bekleyen asansöre geçtik, en üst katın düğmesine basmıştı. Beni Cihangir'e götürdüğünün farkındaydım o yüzden sorgulama gereği duymamıştım.

Bu katta Cihangir ve asistandan başka kimse yoktu. Sanırım bu kat sadece ona özeldi. O zaman asistanı da aşağıda olsaydı keşke. Bu kızdan hiç hoşlanmamıştım. Kocaman bir kapının önünde durduk ve Sarp kapıyı çaldı. İçeriden "Gel." komutu duyulunca kapıyı açtı ve önümden çekildi. O an Cihangir'i gördüm. Patron koltuğundan kalkmıştı ve bana doğru geliyordu. Üzerinde yine siyah bir takım vardı, ceketini dilsiz uşağa asmıştı, saçları gayet düzenliydi yani her zamanki gibi jilet hali ile bana yaklaşıyordu. Hay sikeyim bu adam neden bu kadar yakışıklı?! Kapının ağzında mal gibi daha fazla durmadan ben de ona yaklaşmaya başladım. Arkamdan kapının kapanma sesini duymuştum. Gelirken beni baştan aşağı süsmüştü ve gözleri elimdeki kapta durmuştu. Tüm bunlar yaklaşık 6 saniye içerisinde olmuştu.

Gözlerime bakıp "Hoş geldin." dedi. "Hoş buldum." " Gel şöyle oturalım." deyip masasının karşısındaki koltukları göstermişti. Kafa sallayıp koltuklara doğru yöneldim. Koltuklardan büyük olanına oturdum, o da yanıma oturmuştu. Fazla beklemeden elimdeki kabı ona uzattım "Bu sabah börek yapmıştım kahvaltı için, sana da getireyim dedim." bir bana bir de elimdeki kaba baktı "Teşekkür ederim, zahmet etmişsin." deyip kabı elimden aldı. 


Cihangir'den:

Her zamanki gibi çok güzeldi benim bebeğim. Bana börek yapıp getirmiş. Keşke teşekkürü böyle kuru sözler ile değil de üzerine atlayıp her yerini öperek etseydim. "Tadına bakmayacak mısın?" "Elbette bakacağım." "El açması yapacak kadar daha gelişmedim yemek konusunda ama inşallah beğenirsin." diyerek umutlu gözler ile beni izliyordu. Bilmiyor ki elinden zehir olsa hiç düşünmeden yerim. Kapağı açtım, mis gibi kokuyordu börekler. içerisinden bir tane aldım ve yemeye başladım. O da üzerindeki montunu çıkardı ama keşke çıkarmasaydı çünkü üzerindeki kazak dardı. Lan ben niye ergen gibi davranıyorum?! Kafamı diğer tarafa çevirdim. Ağzımdaki lokmamı yuttum ve peçete ile hem ağzımı hem de ellerimi sildim. "Eee beğendin mi?" tekrar ona döndüm ve gözlerinin içine bakarak "Evet, çok beğendim." senin her şeyini beğenirim ben güzelim benim. Cevabımı duyduktan sonra gülümsedi ve dudağının kenarındaki küçük gamzeleri ortaya çıktı. Beni her hali ile mest ediyordu. Onu korkutmadan yavaşça dizini üzerinde duran eline uzandım ve elini tuttum. İzin isteyerek gözlerine baktım, olumsuz bir yanıt almadım. Dudaklarımı eline yaklaştırdım ve küçük bir öpücük kondurdum. "Ellerine sağlık." 


Yaren'den:

SİKTİR! Ne yaptı o?! Bu adamın yanında beynim sanki duruyor. "Afiyet olsun." Tam bir şey söyleyecekken içeriye kapıyı çalma tenezzülüne bile bulunmadan o asistan kız geldi. Daha doğrusu odaya daldı. Birleşik ellerimize baktı. Ona inadına daha sıkı tuttum Cihangir'in elini. Bana kötü bir bakış atıp konuşmaya başladı "Ayh Cihangir Bey kusura bakmayın şey..." kızın cümlesini tamamlamasına izin vermeden  o konuştu "Sana kimseyi içeri almamanı ve içeriye girme dediğimi hatırlıyorum Çiğdem." "Özür di..." "Dışarı çık ve ben seni çağırana kadar odaya girme. Ne kadar önemli olursa olsun." diyerek sert ve soğuk ses tonu ile kıza emretti, kız asık yüzü ile "Emredersiniz Cihangir Bey." dedi ve dışarı çıktı. Güzelim anın içine etti, offff... Acaba ne söyleyecekti? 

Cihangir ile biraz daha durduktan sonra kalktım. Sarp beni eve bıraktı. Evde kalan işlerimi halledip okula gittim. Günün devamı okulda geçti. Çıkışta kızlar ile markete gittik ve her zamanki gibi çok eğlendik. Akşam yemeğimizi yedik, çayımızı içtik ve herkes yatağa... Ben de odama geçtim ve Cihangir'e iyi geceler mesajı atıp 1 dakika sonra cevabımı aldıktan sonra yattım.




Uzuuuun bir aradan sonra merhabalar 🤗

İnşallah beğenmişsinizdir💗

Oy vermeyi ve yorum yazmayı unutmayınız 

AŞKIN ŞEHVETİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin