Bölüm #4

43 12 9
                                    

Yolculuğa çıkmamızın üzerinden 1 saat geçmiş bulunmakta,babam bana son 2 saatlik yolculuğumuzun kaldığını annemi uyandırmaktan çekinir bir halde fısıldayarak haber veriyor. Uykunun vücuduma hücum ettiğini hissediyorum. Babamın tek uyanık olan kişi olup hem de şoför olması fikri uykuyla alakalı her düşüncemi aklımdan alıyor.

Uyanık kalmak adına biraz müzik dinlemeye karar veriyorum,ama karşıma çıkan müziklerin de etkisiyle duyularım uyuşuyor ve gözlerim istemsizce kapanıyor.

Gözlerimi tekrar açtığımda arabamızın bir petrolde durmuş olduğunu fark ediyorum,arabada tek başımayım.
Gözlerim ailemi bulabilmek umuduyla etrafı tarıyor,bulamıyorum. Yerine, bir süredir beni izliyormuş gibi görünen bir adamın bakışlarıyla karşılaşıyorum. Buraya doğru ısrarlı bir şekilde bakan bir adamla.
Bakışlarını benim üzerimde yoğunlaştırmış gibi görünüyor. Baktığı her süre boyunca tehlike sinyalleri vermek dışında başka bir şey yapmıyordu.

Kafasını dönmesini veya uzaklaşmasını bekleyerek ben de ona bakıyorum, düşmanca bir şekilde. Tedirgin olduğumu belli etmek istemezdim.

Ama yerinden kıpırdamıyor,devam ediyor.
Neler döndüğünü anlamıyorum ama bu durum beni oldukça rahatsız etmişti.
Kapının koluna uzanıp dışarı çıkıyorum,dümdüz adama doğru hesap sormak için yürüyorum.
Bunun doğru bir şey olup olmadığı hakkında bir saniye düşünmeden aklımdan geçeni uyguluyorum.

Yaklaştıkça, o çocukla pek benzerliği olmadığını fark ediyorum; güneşin de katkısının büyük olduğunu düşündüğüm o yanık tenli amcam karşımda duruyordu.

Babamın nadiren görüştüğü o gizemli figür.

"Babangil mola verirken sana da göz kulak olmamı istedi,sonuçta penceren sonuna kadar açık. Ne olacağı belli olmaz."

Oldukça sert bir tavırla onu süzdükten sonra arabaya bakınıyorum. Gerçekten de, pencere sonuna kadar açıktı. Annem ve babam, beni boğucu bir havadan korumak için bırakmış olmalıydılar. Uykunun mahmurluğundan olsa gerek kalktığımda fark etmemiştim.
Gene de beni birinin gözetmesi için yeterli bir sebep değildi,hem ne diye beni gözetebileceğini sanmıştı ki? Ben babam değilim,ona verecek kuruşum da yoktu.

Konuşma başlatmak gibi bir harekete yelteniyor,ama ben oldukça vurdumduymaz ve sessiz kalmayı tercih ediyorum. Amcam tanımış olduğumdan beri bende hiçbir sempati uyandırmamıştı. Babamı kullanması, para kazanma hırsı ve manipülatif davranışları beni çıldırtıyordu. Daha fazla aynı ortamda kalamayacağıma emin olunca arabaya atlıyorum,kapının dışında bıraktığım adam ise aileme doğru gidiyor.

Koltuğuma yerleşiyorum, yaşadığım hiçbir şeyi anlamlandıramıyor, öylece boşluğa bakıp duruyorum. Zamanlama konusunda daha iyisi olamazdı, beni her saniye gözleyen çocuğun üzerine yeğenini özenle gözeten amcam. Ne kadar da iyi biri. En azından çocuğun bana bulaşmamış olduğuna şu anlık emin olmuş,rahat bir nefes alabilirdim.

Kısa bir süre -bana oldukça uzun gelen bir süre- sonra ebeveynlerim arabaya geri dönüyor ve ben de onları şaşkın bir şekilde karşılıyorum. Babam sakince neden amcamı beni gözetlemesi için seçtiğini beceriksiz bir şekilde açıklamaya girişecek oluyor.
"Sadece mola sırasında güvenliğini sağlamak istedik," diyor,ses tonunda garip bir tını seziyorum. Şaşılacak gibi değildi,babam amcama bir şekilde para vermek için sebep bulurdu illa ki. Açıkça bir şey gizlediğini anlıyor. 'Gereksizdi,' diye geçiştiriyorum.

"Gerçekten yalan söylemeyi başarmıyorsun,hem Kayla'nın sana bu konuda pek inanmayacağını düşünüyorum. Abini ne pahasına olursa olsun seveceğini ve kendini kullandırtacağını biliyor." diyor annem sinirli bir şekilde, ve haklı.

SINAV: Kelebek EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin