[Pete]
Otelin dönen kapısından çıktığında kendisini arabanın önünde bekleyen adamı görünce gülümseyerek ve hızla yanına ilerledi. Karşısındaki adam da yüzüne bir tebessüm yerleştirip sol elini kaldırdı ve hafifçe sağa sola sallarken konuştu:
''Bekletmedim değil mi?''
''Aksine çok hızlı geldin.''
Ellerini ceplerine sokup oteli şöyle bir süzdükten sonra bakışlarını tekrar Pete'e çevirdi ve omuz silkti. ''Sadece buraya çok uzak değildim.'' Pete, aldığı bu cevapla gülümsemesini büyüttü ve Time'ın beline sardı kollarını. ''Beni aldığın için teşekkür ederim Time.''
Aynı şekilde karşısındaki de kendisine sarılınca kalp atışları biraz hızlandı. Sarıldığı adamın saçlarını okşamasıyla gözlerini kapattı ve rahat bir nefes aldı. Time'ın artık gerçekten kendisine iyi geldiğini biliyordu. Ve aklına bir anda cebindeki küçük yavru kedi geldi. Bunca saat uyumasının imlanı yok diye düşünerek hızla bedenini geri çekip cebini açtı, yavruyu eline alıp nabzına baktı. Hala nefes alsa da oldukça bitkin görünüyordu. ''Pete, bu ne?'' diye sordu Time şaşkın bir ifadeyle.
''Onu sokakta buldum ve yanıma aldım ama sanırım ölecek.''
''Pekala o halde ona biraz süt alalım.''
Time, Pete'in binmesi için kapıyı açtı. Pete gülümsedi, kapıyı kendisi için açık tutan adamın yanağına bir buse kondurdu ve gamzelerinin ortaya çıkması adına gözlerini kısarak sırıtmasını büyüttü sonra koltuğa bindi. ''Kapatabilirsin Time.''
''Nasıl isterseniz efendim.''
Time'ın kapıyı kapatmasıyla Pete kucağındaki kediye baktı ve kemerini bağladıktan sonra kedinin başını işaret parmağıyla okşamaya başladı. ''Biraz daha dayanırsan karnın doyacak. Ben dayanıyorsam sende yapabilirsin.''
''Kediyle mi konuşuyorsun Pete?'' diye sordu Time, arabaya binip çalıştırdıktan sonra. ''Ah, beni anladığını düşünüyorum.''
''Çünkü sen de onun kadar tatlısın ve bir kediye benziyorsun Pete.''
Bu iltifat yanaklarının kızarmasına ve sebepsiz bir şekilde solan gülümsemesinin yeniden yeşermesine sebep oldu. ''Gerçekten mi Time? Bana iltifat eden pek fazla kişi yok bu yüzden bunlara alışık değilim.''
''Boş ver onları Pete. Ben yetmez miyim?''
''Bilmem ki, yeter misin?''
Pete bunu biraz ciddi bir ses tonuyla söylediğinden yanındaki adam konuyu değiştirmek adına bakışlarını anlık olarak dikiz aynasından arka koltuğa götürdü ve konuştu:
''Geçen günden kıyafetlerin bende kalmıştı, Vegas'ın kumarhanesine gittiğin için verememiştim.''
''Ah o gün seni ektim, üzgünüm.''
''Ha, ben onu unuttum bile!''
''Time.'' dedi Pete, bir elini adamın bacağına götürürken. Yavaş bir şekilde ileri geri okşamaya başladı ve adamın yola odaklanmış gözlerine baktı. ''Hala yatmak istiyorsan bunu yapabiliriz.'' diye ekledi cümlenin devamını. ''Bunu sen de istiyor musun Pete, benimle yatmayı?''
''Denemekten zarar gelmez değil mi?''
''O halde kedi için bir şeyler aldıktan sonra evime gidelim mi?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my bitch! \\ vegaspete
Фанфик''Sadece benim olmanı istiyorum Pete. ''Bende çok şey istiyorum Kumarhane Sahibi Bey ancak her şey istemekle kalmıyor. Bundan benim çıkarım ne olacak?'' ''Sana kaybettiğin gençliğini geri verebilirim?''