my bitch! \\ vegaspete

on üç

[Pete]

Boynunda hissettiği şiddetli ağrı nedeniyle gözlerini yavaşça açtı. Uykuya dalacağını hiç düşünmese de o kabusu bir daha görmedi. Tutulan boynunu açmak adına yavaşça hareket ettirdiği sırada başını aşağı eğdi, Vegas çoktan gitmişti. Fakat önünde bir kase sıcak ramen vardı. ''Bay Vegas senin için gönderdi, açlıktan ölme diye.'' 

Kaseyi elleriyle kendine çekip havaya kaldırdı, bacaklarının üstüne koyup yavaşça içindekini yemeye başladı. İlk sefer yediği gibi tadı harika ve tarif edilemezdi. Yüzünde memnun bir gülümseme belirdi. ''Ölmemi istiyor ama ölmemem için uğraşıyor, ne kadar saçma!'' 

''Onu yemeyeceksen ben senin yerine afiyetle yiyebilirim fahişe.'' 

Bir şey demeden sadece kendisine açlıkla bakan adamın gözlerine baktı. Normalde umurunda olmazdı ve yemeyi direkt verirdi fakat şu an bu yemeğe biraz fazla değer yüklemişti kafasında. ''Onu mu yemek istiyorsun yoksa beni mi, geri zekalı herif?''

''İlgimi çekmiyorsun. Herkesin ahlaksızca girip becerdiği gevşek deliğinle ilgilenmiyorum.''

''Ah, ne kadar üzüldüğümden haberin var mı? Oysaki ben senin işe yaramaz sikinle ilgilenmeyi çok istiyordum...'' dedi alaylı bir şekilde ve hemen ardından tabağı eline alıp ağzına biraz yaklaştırarak içindekini yemeye devam etti. ''Beni kışkırtma orospu çocuğu! Eğer biraz daha laf edersen o ağzını doldurmak zorunda kalacağım ve sesin kısılana kadar seni sikeceğim.'' 

''Vegas'ın bunu öğrendiğinde seni yaşatacağını mı sanıyorsun?''

''Neden? Sen Bay Vegas'ın neyi oluyorsun ki?''

Adamın cümlesiyle duraksadı ve başını öne çevirip elleri arasında tuttuğu tabağı izledi. Verecek bir cevabı olmadığından sessizliği tercih etmişti. ''Gördün mü, sen onun gözünde sadece kullanıp atacağı bir peçete gibisin. Ayrıca şu an sen bir köstebeksin yani Bay Vegas'ın umurunda bile değilsin. Eminim o yediğinin içine de erken geber diye zehir atmıştır... Ah! Çok kolay bir av olmuşsun onun için.'' 

Durdu. Bunu yapmış olabilme ihtimali var mıydı ki? Ama bu adamın dediği gibi eğer Vegas'ın gözünde hiçbir değeri yoksa neden gece beraber uyumuşlardı? Tabağı yere bırakıp eliyle parmaklıklara doğru ittirdi. ''Sadece bunu yemek için yapıyorsan al ve ye. Artık umurumda değil.'' 

''Fazla safsın.''

Bir süre başını kaldırmadan sadece tırnaklarının yanlarındaki etleri kanatana kadar koparmaya devam etti. Masum biri olmasına rağmen burada hapis tutuluyor olması biraz gülünçtü. 

''Ah, harika olmuş gerçekten! Kaç yıldır burada çalışıyorum ancak ilk defa bu kadar güzel bir yemek yiyorum. Senin gibi bir fahişenin bizden ne farkı olabilir de bu kadar torpillisin?'' 

[Vegas]

Her zaman olduğu gibi restoranın terasına çıkmış, bir kadeh vişne suyunu yudumlarken diğer yandan Pete'in yemeği yiyip yemediğini düşünüyordu. Ta ki kulağına tanıdık gelen bir sesin, kendisine ne yaptığını sormasına kadar...