Herkese selam!!!
Şunu demeden geçemeyeceğim, 500+ okuyucum var ama görüntülenme sadece 76 kişi? Oy'u geçtim artık.
Gerçekten emek vererek yazıyorum. Bunları demek istemezdim ama açıkcası üzüldüm.
Neyse daha ilk bölümü yeni atıyorum değil mi?
Hadi ilk bölümü okumaya başlayın bakalım..🤍
_
İlahi bakış açısı:
"Lee Felix yongbok, Söyle bana ne istediğini? Neden bu kadar mutsuz görünüyorsun? Nerede o enerjik hallerin?" Felix olabildiğince daha da utandı. Tanrı'ya ne diyeceğini bilemedi.
"Ben, insan olmak nasıl birşey? Bunu merak ediyorum. Onlar gibi duygular yaşamak, üzülmek, ağlamak, gülümsemek, aşık olmak...bunları merak ediyorum." Dedi tek nefeste.
"İnsan olmak mı istiyorsun?"
"Evet, dünyaya gitmek istiyorum."
"Pekala, ama şunu unutma; İnsanlar buradaki melekler gibi değildir. Onlar şeytanların bizzat kendisidir. Onlarla baş edebilecek misin?"
"Bunu da çok düşündüm. Onlarla iyi bir iletişimim olursa, bana zarar vermezler ki?" Dedi masumca.
"Tamam, istediğini gerçekleştireceğim. Geç karşıma, dik dursun bedenin."
Felix, onun dediğini yaptı. Hiçbir duygu hissetmiyordu. Ne heyecan, ne üzüntü, ne de başka birşey.
"Lee Felix yongbok, Seni dünyaya davet ediyorum. İstediğin duyguları yaşayacaksın, fakat şöyle bir sorunun var, güçlerin ancak aşkı bulduğun zaman gidecek, normal bir insan olacaksın."
O günden sonra, felix gözlerini bir evde açtı. Burası bir köydü. Kendisini incelemek için, ayağa kalktı hemen. Sapsarı saçları daha da parlıyordu.
Kanatları yoktu, fakat hala aynıydı.
Aynı beyaz ten, aynı çiller, aynı göz, ve aynı kendisi. İnsan olmamış mıydı?
"Gerçek aşkı bulduğun zaman, insan olacaksın." Aklına gelen bu söz ile, anlamıştı herşeyi.
Evin camına çıktı, etrafa bakındı ve birden gülümsedi. İçine sığdıramadığı bir duygu vardı, fakat kestiremiyordu.
O ağlamanın ne olduğunu, heyecanın, endişenin, korkunun, ve aşık olmanın ne olduğunu bilmiyordu.
Kapıyı açtı, ve dışarı çıktı. Temiz havayı soludu, ve ağaçlık alana yürüdü. Kendini temiz çimenlerin içine bıraktı. Gökyüzü aydınlıktı, ve onun için bu çok güzeldi.
Uykusunun geldiğini hissetti, ve gözlerini kapattı.
Oradan geçen bir genç, felix'i gördü. İlk defa görüyordu onu ve kim olduğunu öğrenmek istedi. Felix'i öylece uzanırken görmesiyle, yaralı olduğunu düşünerek kucağına aldı ve köy muhtarının yanına gitti.
Gidene kadar, ona baktı. İnkar edemezdi, çok güzeldi.
"Hyrie hyung, çimenlerin üzerinde böyle baygın buldum. Kimdir, nedir bilmiyorum." Dedi ve genç, onu koltuğa bıraktı.
Herkes toplanmıştı. Merakla, felix'in kim olduğunu öğrenmek istiyorlardı.
Felix, gözlerini açtı ve karşısında ona bakan birsürü göz gördü. Gene o içinde tarif edemediği bir şekilde bir ürperti hissetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Caché Du Pirate, HyunLix
FantasyErken yaşta Krallığından sürgün edilmiş olan Hyunjin, ileri hayatı boyunca korsan olarak devam etmişti yaşamına. Genç ve yakışıklı olması, kurbanlarını daha hızlı galip etmesine yardımcı oluyordu. fakat bir gün gemisinde bir kargaşa meydana geldi...