Eflah Azat Odin
İyi okumalar ♡
Oy vermeyi, yorum yapmayı
unutmayın ♡𓆝 𓆟 𓆞 𓆝 𓆟
Aileler konusunda şanslı olanların her zaman sağlıklı bir yaşamı olduğunu düşüyordum, aile ilişkileri yaşam biçimimizi etkiler ve yön gösterirdi bana kalırsa. Benim aile yaşantım çok kötü değildi ama iyi değildi. Annem vardı her zaman yanımda olacak ama babam yoktu ve hiçbir zaman yanımda olmayacaktı.
Babamın meşgule düşen araması kendi kendine sonlanırken iç çekerek lavabonun tezgahına sesli bir şekilde bıraktım telefonu, umrumda bile olmadı zarar gelmiş mi diye. Musluğu açtım ortaya çevirerek ılık suya ayarladım, suyu test ederek bir avuç suyu yüzüme çarptım bir iki kere bu işlemi yaptığımda doğrularak kâğıt havluyla yüzümü kuruladım.
Gözlerim tekrar telefona düştü; Tamam, olsun açmasın sorun değildi.
"Tanya." Lavabonun kapısı tıklatılırken annemin sesi de ardından geldi, gözüm ekrandaki saate kaydı. Altıyı çeyrek geçiyordu. Okuldan direkt eve gelmiştim çünkü annem evdeydi ve onu görmek istiyordum, onun için eve gelip birlikte yemek hazırlamıştık ama az önce gidecekti.
Ve beklendiğim gibi. "Benim acil çıkmam gerekiyor, akşam yemeğini ye bebeğim." Annem iyi kadındı, onu gerçekten çok seviyordum ama aniden işini çıkması ve beni evde bırakıp gitmesi kötü hissettiriyordu. Evet doktordu, işinde de çok iyiydi ama işine gösterdiği sorumluluğu ne yazık ki çocuğunda gösteremiyordu.
Tamam bu da olabilirdi
Çocukluğumdan beri annemin anlık gitmelerine, gece eve gelmemelerine benimle çok fazla ilgilenmemesine ve tek kalmaya, alışmıştım
Saniyeler içinde çıkan annemle evde tek başına kalmıştım, lavabodan çıkarak odama ilerledim. Birkaç saniye ne yapacağımı düşünürken Ankara da ne yapıyorsam onu yapacağıma karar vermiştim, akşam üzeriydi hafif bir serinlik vardı hele ki sahil kısmına yakın olduğumuz için rüzgar hafif hafif esiyordu. Siyah tayt ile onun takımı olan siyah askılı bralet çıkarttım ikisini tutarken beyaz belden kısa hırkamı da aradan aldım.
Biraz yürüyüş iyi gelecekti.
Biraz kendimle baş başa kalma vaktimdi
Dolabın hemen yanında asılan üç dört çantanın içinden askılı küçük beyaz çantamı aldım, içine gerekli ihtiyaçlarımı yerleştirdim; yani paradan bahsediyordum ekstra olarak küçük şişe kolonya ve mendil yerleştirmiştim. Çantayı yatağın üstüne bırakarak çıkardığım kıyafetleri giyindim pijamalarımı yatağın üzerine atarken aynada kendime baktım, okuldan gelir gelmez makyajımı çıkarmıştım bu yüzden çillerim bana merhaba diyordu, onları kapatmakla uğraşmak istemiyordum. Sadece saç uçlarımı taradım ve dudaklarıma parlatıcı sürdüm. Lipglossu avucumun içinde tuttum ve çantama uzanırken onu da içine tıktım.
Kulaklığımı taktıktan sonra telefondan Bluetooth'u açarak odamdan çıktım, otomatik bağlanırken eve göz gezdirdim. Herhangi bir açık yer var mı diye ama hangi deli bu kata kadar çıkacaktı ki? O yüzden gözüme gelen fişleri prizlerden çeke çeke dış kapıya geldim.
Geçmişten gelen bir arkadaşımın yaptığı playiste girerek karıştır çal simgesine bastım, playist yapmaya üşenen biri olarak bu playist
benim için çok özel ve farklıydı. Çok fazla şarkı yoktu, benim ona önerdiklerim, kendisi benim için dinlememi istediği birkaç şarkılar vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zihnimin Kuytuları
Novela Juvenil❝Tanya Piya, ailesinin boşanmasıyla annesiyle beraber İzmir'e taşınır. Varlığından habersiz olduğu, annesinin ilk çocuğu yani abisiyle aynı evi paylaşmak zorunda kalır, o yetmediği gibi abisinin arkadaşıyla başı beladadır.❞ ➜ Y.Y.T: 01.10.2023