-Wooyoung
Başımı San'ın çıplak göğsüne koydum.
Cidden şaka gibi her ne yaparsam sonunda kendimi yatakta buluyorum. Biz bu eve tehlikeden korunmak için geldik ama benim için asıl tehlike San galiba.
Bu evde düzgün uyuyabileceğim bir gece olmayacak gibi. Ayrıca ne ara bu kadar samimi olmuştuk? Daha sevgili bile değilken sevişmemiz ne kadar normal?
Aklımda binlerce soru vardı ama San'ın başını gece gece şişirmek istemiyorum. Sadece aklıma gelen ilk soruyu sordum.
"Yani biz artık okula gitmeyecek miyiz?"
"Şimdilik gitmeyeceğiz tam belli değil güvenlik sağlanırsa gideriz tabi ki."
"Ee o zamana kadar evde ders yapacağız. Gerçi sen böyle yapmaya devam edersen çöpçü bile olamayacağız."
"Naptım ben şimdi? Şuan da ders yapıyoruz. Biyoloji de bi ders değil mi güzelim? Hem bide sen okulda hiç uygulamalı biyoloji dersi gördün mü? Senin için uygulamalısını yapıyorum bak. Çok şanslısın." Gülerek söyledi ama ben ciddiydim.
"San seneye sınav senemiz. Benim için bu sınav çok önemli. Sen babanın şirketinde çalışacağından sıkıntı yok senin için. Sadece liseyi bitirsen yeter ama benim için öyle değil."
"Takma bu kadar. Sen çalışkansın yaparsın. Olmadı diyelim o zaman benimle şirkette çalışırsın. Benim yardımcım olursun nasıl fikir."
"Normal değilsin şuan. Tabi şirkette beni bekliyordu hemen beni çalışmam için alıcaklar dimi."
"Seni karım yapıcam. O zaman nasıl alıyorlarmış seni gör. Bir süre sonra çocuklarımızla geliriz şirkete ne güzel olur Woo."
Uykulu ve şaşkın bir şekilde San'ı dinledim. Konu ne ara çocuklarımıza geldi. Başka bir zaman dese dalmıştım ama onun kokusu beni sarhoş etmişti. Az önce yaptıklarımız yüzünden de yorgundum. Sanla uğraşacak enerjim olmadığından her dediğini başımı sallayıp onaylıyordum.
"Ahh Woo seni hamile bırakmak istiyorum. Düşününce kanım güneyime çekiliyor. Becermek istiyorum seni. Senin gibi çocuklarım olsun istiyorum."
Daha fazla konuşmasın diye koluna vurup yatağın kenarına büzüldüm.
"Pis sapık."
Sırtımı ona doğru dönmüştüm. Hemen kollarıyla beni sarmaladı. Kulağıma doğru fısıldayarak "Tek sapık ben miyim? Beni baştan çıkardıktan sonra böyle demek. Sanki sen çok masumsun. Delirtiyorsun beni. Yeniden yapalım mı Woo? Ben yeniden sertleşmeye başladım."
Bugün ne yedi de böyle davranıyo. Bu gidişle sokakta yatıcam.
"Uzak dur benden San. Yorgunum uyumam lazım. Kendi işini kendin hallet."
"Vay be reddedildim ha. Bunun intikamını senden alıcam. Unutma bu dediğimi. Boş odalardan birini bdsm room yapmayı düşünüyordum. Yaparsam bittin sen."
"Yeter artık San uyu artık. Valla sokakta yatarım."
"Tamam, tamam sustum uyu."
-San
Gece Woo yüzünden yeniden sertleştiğimden uyumaya çalışsam da uyuyamadım. Bunu halletmezsem bana uyku yok.
Banyoya gidip rahatladıktan sonra ceketimin cebindeki sigarayı alıp balkona çıktım.
Sigara içtiğimi bilen kimse yok. Çokta sık içmem zaten. Sigara içemeye babamın beni en çok dövdüğü hayattan soğuttuğu zaman başlamıştım. Arkadaşlarım zevk verdiğini söylediğinden bende merak edip içmiştim. O günden beri kendimi ne zaman kötü hissetsem sigara içerim. Sanki sigara içince tüm olumsuz şeyler bitmiş gibi hissettiriyor. İnsanlar sigara içtiğimi öğrense kötü bir şey nasıl mutluluk verir diye sorarlar. Ya da bıraktırmaya çalışırlar. Şöyle bi düşününce artık sigaradan daha kötü bi şeye bağımlı olmuştum. Woo'ya... Özellikle meyve tadı gelen dudaklarına...
Sigaramı içtikten sonra Woo'nun yanına yattım.
-Wooyoung
En son Sanla konuştuktan sonra öyle bi uyumuşum ki. Uyandığım gibi banyoya gidip duş aldım. Sonra mutfağa gittim.
San kahvaltı hazırlıyormuş. Çok güzel kokular geliyor fakat aradan çok garip tiksindirici bir koku geliyordu.
San'a yaklaştığımda üstünü kokladım.
"Iyyy sigara kokuyorsun sen. Sigara mı içiyorsun San?"
"Çok abarttın sanki ha. Bir tanecik içtim yani ne var bunda. Kokunun üstüne sinmemesi için bahçede içmiştim ama işe yaramamış demek ki."
"Neden içtiğini bilmiyorum ama bırak. İyi bi şey değil sende biliyorsun. Bırakamıyorsan uzman bi yardım falan al. Ama şu iğrenç şeyi nolur bırak."
"Sabah sabah ölüyü diriyi siktin gözü bir tanecik sigaraya diktin. Arada içiyorum bağımlı değilim. Onu boşver de hadi yemek yiyelim. Açlıktan gebercem."
Yemekten sonra kuşların yanına gittim. Açık mavi olan konuşuyordu. Dinlemeye çalıştım ama pek anlaşılmıyordu.
Kuş küfür ediyordu. San sürekli küfrettiğinden kuşta alışmış. Ezberlenecek o kadar şey arasından gidip San'ın ettiği küfürleri ezberlemiş.
Normal bi insan dese sinir olurdum ama kuşun demesi çok tatlıydı. Bu kadar çabuk ezberliyosa bende ona 'babacık' demeyi öğreteyim.
...
"WOO HADİ DERS ÇALIŞALIM."
Aşağı inip söylemek bu kadar zor mu ya. Ne diye yukardan bağırıyon...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~