Evde kimin olup olmadığını umursamadan Woo'nun yanına gitti. Yemek hazırlamaya çalışan küçüğü bir şey söylemese de titriyor, korkuyordu. Sanki kötü şeyler yapmışta saklıyormuş gibiydi.
Sinirle tuttu küçüğünün bileğinden "San napıyorsun ya bırak elimi!" Küçüğünü hem sinirlendirmiş hem de korkutmuştu. Sesini çıkarmadan ateş püskürten gözlerle bakıyordu küçüğüne. Daha ne kadar çocuğunu öldürmek için çabalayacaktı.
Tuttuğu bileğinden sürüklemeye başladı. Ne olduğunu anlayamayan küçüğü büyük ellerden kurtulmaya çalıştı fakat başaramadı.
Odalarında geldiklerinde ani bir hareketle kendini odada buldu. Ayağı halıya takılıp yere düşmüştü. Aşağıdan ateş püsküren gözlerine bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
İri beden ona yaklaşıp cebindeki kutuyu gösterdi. Küçüğünün gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Bu hapları San'ın nasıl bulduğunu anlayamadan konuşmaya başlamıştı San.
"Ben o çocuğu büyütmek BABA OLMAK İSTİYORUM. Evet belki mükemmel bir baba olamayacağım fakat çocuğum için elimden geldiğini yapıcam. Sende şu aptal fikirlerini kenara at. Bu çocuğu doğurman için elimden geleni yapıcam Woo. Akıllıca düşün. Çocuğuma zarar vermene izin vermiyorum. Akıllanana kadar burada kitli kalacaksın."
Büyüğünün son cümlesi ile şok olmuştu. Karşısında hiç tanımadığı bir San vardı. Onun tanıdığı San kılına zarar gelmesin diye dünyayı yakıp yıkıcak, ona zarar vermemek için asla sert olmayan kibar birisiydi. Şuan da kimle konuştuğu bile bilemiyordu.
Söylediklerine göre onu canavara dönüştüren oydu. Fakat o da kendince haklıydı. Kariyer yapıp çalışmak istiyordu. Kimseye muhtaç olmadan kendince yaşamak istiyordu. Ama karnındaki bebek onun önündeki en büyük engeldi.
Ona gösterdiği ilacı elinden almak istedi ama o canavarla tekrar karşılamak istemiyordu. Sessiz kalmayı tercih etti. Bu büyüğünü onayladığı anlamında bir sessizlik değildi. Karşılık verirse olanlardan korktu ve büyüğüne boyun eğdi.
Sessiz kalmasına sinirlenen San odadan sinirle çıktı. Kapının sert kapanmasıyla odanın içindeki Woo korkmuştu. Arkasından kapıyı kitlediğinde içinde bastırdığı duygularını hamileliğinde etkisiyle daha fazla tutamadı. Eskiden ailesiyle borç içindeydi fakat mutluydu. Şimdi ise başına gelmeyen kalmamıştı. Bebeğinin babası olan adam yüzünden hiç bilmediği duyguları, korkuları yaşamıştı. Küçük bedeni bu kadar hareketli hayata alışık değildi.
Söyleyemediği sözleri gözyaşı olarak akıyordu. Hıçkıra hıçkıra ağlamıştı. Sessiz oda hıçkırıklarının sesiyle dolmuştu. Sarılacak kimsesi olmadığından dizlerini kendine çekip sarıldı. Annesini sarılıyormuş gibi düşündü. Her kötü hissettiğinde ona yardım eden annesini özlemişti. Onun kokusunu özlemişti.
Aşağıda ne olduğunu anlamaya çalışan Seonghwa ve Mingi iri bedeni görünce sorgula çekmeye başladı.
"San napıyorsun lan! Her neye sinirlendin bilmiyoruz ama Woo hamile farkında mısın?"
Ateş püsküren gözlerle konuşmaya başladı. "Biliyorum amına koyim. Sorun da bu işte."
Hiçbir şey anlamayan ikili San'a bakıp kaldı. Elinde sıkmaktan buruşan ilacı Mingi'nin göğüsüne vurarak gösterdi. "Düşük hapı almış sabah eczaneden kimse görmesin diye çekmeceye koymuş. Nasıl sakin kalayım ha öldürüyordu lan bebeğimi..." Son kelimeleri sesi kısılarak çıkmıştı. Dağ gibi çocuk ikilinin önünde yere çöküp ağlamaya başlamış.
Onlarda şaşırmıştı ilk defa San'ın bu kadar perişan ve çaresiz olduğunu. Daha bebek doğmamıştı ama San şimdiden baba gibi davranmaya başlamıştı. Doğmamışken böyleyse bebek doğduğunda nasıl olacaklarını tahmin bile edemiyorlardı. İki arkadaş kollarına girip kaldırdı iri bedeni yerden. Sakinleşmesi için koltuğa oturttular ve su verdiler.
"Tamam seni de anlıyorum San ama bu biraz fazla değil mi? Çocuğu resmen hapis hayatı yaşatıyorsun. Ona da yazık çıkar artık odadan ha. Biliyorsun hamilelerde oluyor bu duygu değişimleri onu da anla biraz sakin kafayla otursun düşünsün. Sende ikna etmek istiyorsan konuşarak ikna et şiddet kullanmaya çalışma hem ona hem bebeğine zarar veriyorsun böyle yaparak."
Seonghwa'da Mingi'nin dediklerine katılarak "Aynen kanka bırak şu inadı da doğru düzgün konuşun konu ne zaman bebeğe gelse tansiyon yükseliyor."
Sinirini kontrol etmeye çalışan San arkadaşlarını dinliyordu fakat dedikleri aklına yatmıyordu. Eğer Woo'yu o odadan çıkarırsa tekrar bebeği öldürmeye çalışacaktı. Akıllanana kadar o odada tutacak gibiydi...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~