Birkaç ay sonra..
Wooyoung'un karnı iyice belirginleşmişti. Ailelerini uzun süredir görmediklerinden bugün ziyarete gitmeyi planlıyorlar. Ne tepki vereceklerini bilmiyordu ikisi de. Karşılarına bu halde çıkmak ne kadar doğruydu? Ayrıca okulu da bırakmıştılar. En kolay halletikleri şey de bu olsa gerek. San'ın babasının okulun önemli kişilerinden olduğundan kimseye haber vermeden halletmişlerdi. Okuldakilerin paracı olması da işlerini kolaylaştırmıştı.
İkilinin kararı ile ilk önce Wooyoung'un ailesinin yanına gidilecekti. Wooyoung hazırlanmaya başlamıştı. Ailesinin yaşadıklarını anlayışla karşılayacağını düşünerek hazırlanıyordu. Şiş karnı yüzünden şık kıyafetler yerine rahat kıyafetler giymişti. San'da küçüğüyle çift olmak için o da rahat kıyafetler giymişti.
Yola koyulacakları sırada Wooyoung'un telefonu çalmıştı.
"Efendim Seonghwa"
Yanında San var mı?
"Bişey mi oldu oğlum söyle bana"
Yok yok San'a ulaşamadığımdan seni aradım. Yanındaysa verir misin telefonu?
"Tamam bekle"
Telefonu yanında onun konuşmasının bitmesini bekleyen büyüğüne verdi. "Seni istiyormuş."
"Noldu Hwa?"
Yemek yapıyordum kendime yanlışlıkla elimi kestim. Biraz derin kesilmiş galiba beni hastaneye götürür müsün?
"Tamam geliyorum"
Telefonu kapatıp küçüğüne geri verdi.
"Bebeğim benim acilen gitmem gerek sen tek başına gitsen olur mu? Hemen halledip yanına gelirim ben."
"Nolmuş San? Ne dedi?"
"Önemli değil bebeğim Hwa elini kesmiş beni hastaneye götür diyor."
"NE kötü bir şeyi yok dimi bende gelicem senle"
"Sakin ol güzelim o kadar ciddi bir şey değildir ben gidip götüreyim onu. Şoförü çağırayım sen git ailenin yanına kaç aydır görmüyorsun onları."
"Ama-"
"Bebeğim sen ne diyorsam onu yap git özlem gider ben gelicem yanına."
"Pekii dikkatli ol giderken."
Dudağını küçüğünün dudağına bastırıp hızlı adımlarla ilerledi. San kendi arabasına Wooyoung'da şoförle beraber yola koyuldu.
***
Wooyoung sonunda beklediği yere gelmiş. Siyah kapının önünde kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Esen rüzgardan bozulan saçlarını eliyle düzeltip zile bastı. Kapının açılmasıyla onu gören annesinin çığlık atması bir oldu.
"OĞLUUMM"
Kadın kollarını Wooyoung'un boynuna atıp sarıldı, öptü, kokladı uzun süredir kokusuna hasret kaldığı oğlunu. Fakat sarılırken aralarına giren bir engel vardı. Özlediği çocuğundan bedenini ayırıp Wooyoung'un karnına baktı. Ne olduğunu anlayamayan kadıncağız elini karnına götürdü.
"Oğlum noldu sana?"
"Her şeyi anlatacağım anne ama önce içeri geçsek rahat rahat konuşsak."
Heyecandan ne yapacağını şaşıran kadın oğlunun söylemesiyle kendine gelmiş ve içeri geçirmişti. Eve girdiği gibi içine çektiği koku ile yaşadığı anlılar zihninde canlanmaya başlamış gözleri dolmuştu. Yavaş adımlarla odaya geçmişti. Babası tam karşısında televizyon izliyordu.