-San
Woo ile konuşmak o kadar iyi geldi ki. Gece kesintisiz uyudum.
Kahvaltıyı yapmak için aşağıya indiğimde annem Woo'ya yeni ortamına alışıp alışamadığını soruyordu. Bizi ailesi gibi gördüğünü söylediğinde ona sarılmamak için zor tutttum kendimi.
Kahvaltıdan sonra Woo ile birlikte okula gittik. Okulun kapısından girince tüm gözler bize döndü. Bazı konuşmalar duydum. Benim ve Woo'nun isminin geçtiği.
Umursamadan sınıfa girdiğimizde sınıftakiler "Ne zamandır çıkıyorsunuz?, vay be WooSan cidden çıkıyormuş beraber geldiler sınıfa, geçen gün Woo'yu San'ın evine girerken gördüm kesin vemiştir, sizce kim üsttü kim alttadır, Woo bize kaça verirsin."
Tüm okul bizi konuşuyordu. İğrenç söylentiler yüzünden birini dövecekken Mingi araya girdi.
"Burayı ben hallederim. Sen git Woo'ya bak koşarak gitti. Çok kötü görünüyordu."
Aklıma tuvalete gidebileceği geldi fakat tuvalette yoktu. Sonra eve gittim. Tahmin ettiğim gibi eve gitmiş odasının kapısını da kitlemiş. Kapıyı defalarca çaldım. Ağlamalı bir ses ile benden özür diledi.
"Woo senin bir suçun yok. Şimdi lütfen kapıyı açar mısın?"
"Hayır tüm bunlar benim ve bitmek bilmeyen borçlar yüzünden başına geldi. Yalnız bırak beni San."
"Woo eğer kapıyı açmazsan kapıyı kırıcam. Bak bu son şansın."
Kapıyı açtı. Ağlamaktan kıyafeti bile ıslanmış. Sarıldım.
Yatağa oturup konuşmaya başladık. Aklımda bu dedikoduları bitirmenin bir yolu vardı. Woo ile çıkacaktım... Tabi Woo da kabul ederse.
"Woo bu dedikoduları bitirmenin bir yolu var bence. Sende kabul edersen."
"San tabi ki bu dedikoduların bitmesini isterim. Nasıl olacak?"
"Sevgilim ol Woo"
"Ne se-sevgilin mi olcam. Saçmıyorsun şuan. Ne dediğinin farkında mısın?"
"Evet Woo dediğimin farkındayım. Eğer böyle devam edersek konuşmalar hiç bitmeyecek. Ama sevgili olursak konuşmalar bir süre sonra sona erer. Kabul etmezsen ben senin hakkında konuşan çocukları döverek de susturabilirim."
"Direkt olarak senin özel öğretmenin olduğunu söylesek olmaz mı?"
"Çok masumsun Woo, sence inanırlar mı? Olay çok daha yanlış anlaşılacak yere gider. Sen şimdi sevgilim olmayı kabul ediyor musun?"
"E o zaman kabul ediyorum. Başka çarem yok senin başının benim yüzümden belaya girmesini istemem." Gülümsedi.
İçimde garip bir his vardı. Sanki çok istediğim bir şeye kavuşmuş gibiydim.
"Alıştırma yapmak ister misin? Galiba ilk defa erkek sevgilin olacak."
"Sınav mı bu San ne alıştırması. Ayrıca ilk defa biriyle çıkıyorum. İlk sevgilim sensin yani."
"Oha ciddi misin? Hiç sevgilin olmadı mı? Waoww. Alıştırma derken yarın sınıfta sevgili olduğumuzu söyleyeceğiz. Daha da inandırıcı olması için seni sınıfın ortasında öpeceğim. Öpüşmeyi biliyor musun?"
"Neyyy öpüşecek miyiz? Gerek var mı o kadarına. Ben öpüşmeyi bilmiyorum daha önce hiç sevgilim olmadı nasıl bileyim soru mu bu."
"Tamam o zaman ilk önce öpüşmeyi öğreticem sana."
...
Yapması gerektiklerini anlattıktan sonra yavaşça dudaklarına yaklaştım. O anda kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başladı. Noluyor bana ilk defa öpüşmüyorum ben.
Dikkatimi toparlayıp dudaklarımı dudaklarının üstüne bastırdım. Öğrenmesi için karşılık vermedim. Başlarda tam beceremese sonradan dediklerimin hepsini doğru yaptı. Ve bende ona karşılık vermeye başladım.
Soluklanmak için ayrıldığımızda dudakları şişmiş ve kızarmıştı. Soluklandıktan sonra tekrar öpüşmeye başladık. Bugün iyice öğrenene kadar.
Fakat Woo öptükçe bana sıcak basıyordu. Hayır, hayır şimdi olamaz Woo'ya rezil olucam.
Dudaklarımızı ayırdığımızda Woo şişliğimi fark etti. Elini şişliğimin üstünde gezdirdi.
"Woo ne yapıyorsun? Kendinde misin?"
"Şşş sessiz ol. Şuan ne yaptığımı çok iyi biliyorum. Fakat vücudumun kontrolünü kaybettim galiba nolur konuşma ve anın tadını çıkar."
Woo'ya nolduğunu düşünürken Woo'nun da serleştiğini hatta aletinin pantolonunu zorladığını fark ettim.
Elini eşofmanımdan içeri sokup erkekliğimi okşamaya başladı. Bende bir yandan onun erkekliğini çekiştirip bir yandan öpüşmeyi derinleştirmek için boşta kalan elimle saçlarından kavradım.
Daha fazla dayanamayıp üstümdekileri çıkardım. Sonra Woo'nunkileri de çıkarıp aletlerimizi beraber çekmeye başladım.
"San-ahh daha hızlı"
Siktir. Adımla inlemesiyle daha da azdım. Woo'yu becermek istiyorum. Fakat kendimi tutmalıyım. Şuan normal düşünemediği belli.
Daha hızlı ve sert bir şekilde çekmeye başladığımda Woo kulağıma doğru inliyordu.
"Ahhh gelmek üzereyim San-ahh"
"Bende gelmek üzereyim Young-ahh"
Biraz daha çekiştirdim. Ve boşaldık. Woo kendini yatağıma attı. "Woo önce seni temizleyeyim. Kıyafetlerini de giy öyle yat.
"Gerek yok sabah duş alırım. Bugünlük burada yatsam olur mu? Odama gidecek halim yok."
"Tamam ama üstüne bir şey giy bari sabaha kadar üşütürsün."
"Sarılarak yatalım. Senin sıcaklığın ısıtır beni. Hadi gel yanıma."
Woo'ya bir şey oldu ama ne oldu acaba.
"Bir şartla yanına yatarım, sabah beraber yıkanacağız. Benim yüzümden bu hale geldin."
"Tamam San artık gelir misin yanıma."
Bende kıyafetlerimi giymeden yatak başlığına dayanarak yanına uzandım. Woo'da başını göğüsüme koydu.
Saçlarını okşayarak az önce yaptıklarımızı ve yarın yapacakları düşündüm.
...
Sabah kalktığımda Woo kalkmamak için ısrar ediyordu. Zor da olsa Woo'yu banyoya soktum.
Sıcaklığı ayarladıktan sonra ilk Woo'yu yıkadım. Çocuk gibi ayılamamış ve benim yıkamamı bekliyor. Sonra kendim yıkanmaya başladığımda Woo yardım etti. Başıma narin elleriyle masaj yapıyordu resmen.
Duştan çıktıktan sonra saçımızı kurup şekillendirdik. Kahvaltı yapmadan okula geçtik.
Teneffüste tahtaya çıkıp sevgili olduğumu söyledik. Bazıları inanmadığı için öpüştük. Sonra elinden tutup "Bundan sonra sevgilim hakkında konuşmayın. Eğer tekrar üzülürse sonucu kötü olur. Bir de herkes sevgili olduğumuzu öğrendiğine göre hafta sonu parti düzenliyoruz. Herkes davetlidir. Bilginize."
Yerimize geçtiğimizde Woo söylentilerin bu kadar çabuk bitmesine şaşırmıştı.
"Teşekkür ederim Sannie oppa"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~