•Parlak Gözler.•

150 18 1
                                    

"𝐽𝑎𝑦"
Benim açımdan gereksiz olan tanışmalar
sonrasinda Heeseung'un yanına oturdum.
Sınıf güzele benziyordu.Güneş içeri pek girmiyor.Güzel de uyunur burda.Derslere pek önem vermezdim.Sonuçta çalıştığım işler vardı.Hayatta kalsam bana yeter.
Ders başlamıştı.Bakalım dersi kaçıncı dakika da dinlemeyi bırakıcaktım.Tahmin
ettiğim gibi dersin tam 5.dakikasın da dinlemeyi bıraktım.Dikkatim hiç dağılmaz normalde ama dersler çok sıkıcıydı.
Masanın üstünde ki kalemimle uğraşırken
arkada bir anda bir gürültü oldu.Çığlık sesiyle bir anda arkamı döndüm.En arka duvar kenarında oturan iki çocuk daha.Bu
sınıftakiler inanılmaz derece küçük duruyordu.Yan yana oturan ikiliden gelen
çığlık sonucu hoca ikisinin yanına gitmişti.
Yandan beni Heeseung dürttü.Bu çocuk da
dedikoducu tipi var ben söyliyim.

"𝙃𝙚𝙚𝙨𝙚𝙪𝙣𝙜"
Eee sınıfı tanımıyorsun

Bana bu saçma olan cümleyi kurmuş ve saçma bir gülüşle sırıtmıştı.Sabah ki terlik atma olayını ne çabuk unutmuş.

-"Eee tanımıyorum nolmuş?"

-"Tanıtcak biri yok mu? -yine anlamsız bir sırıtış-

Ne demeye çalıştığını anlamıştım.Sanki sınıfı tanımayı çok istiyormuşum gibi sınıfı tanıtmak istiyordu.Daha cevap vermeden ukala bi tavırla sırıttı.

"𝙃𝙚𝙚𝙨𝙚𝙪𝙣𝙜"
-"Tamam tamam ısrar etme.Tanıtcam sana sınıfı.Yaa tamam ısrar etme be."

Heesung hakkında bazen çok garip şeyler
düşünüyorum.Acaba kendisi deli falan olabilir mi?Olmayan sesleri duyuyormuş gibi geliyor bazen.Ben bunları düşünürken anlatmaya başlamış bile.

"𝙃𝙚𝙚𝙨𝙚𝙪𝙣𝙜"
-"Az önce bağıran çocuğun adı Jake.Yanında ki de Sunghoon.Ikisi baya yakın arkadaş ama deli olabilirler.Surekli anlamsız hareketler yapıyorlar ve birbirine hep vuruyorlar.Ama eğlenmeyi biliyorlar.
Büyük ihtimalle az önce de vurdular.Neyse
onların bir önünde oturan Yeji ve Ryunjin.
Onlarda yaaanii eğlenceli gibi gibi..Neyse onları hemen geçiyorum.Şuan bizim arkamızda oturan Jungwon ve Sunoo.Ikisi son derece enerjikler."

"𝙅𝙖𝙮"
-"Aynen belli belli.Hele Jungwon o kadar enerjik ki köpekten bile kaçar yani.He bide o kadar enerjik ki önünde ki koca insanı bile görmez yani."

"𝙃𝙚𝙚𝙨𝙚𝙪𝙣𝙜"
-"Siz Jungwon'la tanışıyor musunuz?"

"𝙅𝙖𝙮"
-"Yoo sabah öyle bi kosuyodu ki bana çarptı.Sabah sabah koşulur mu?"

"𝙃𝙚𝙚𝙨𝙚𝙪𝙣𝙜"
-"Biliyor musun?Şuan Jungwon'a çok üzüldüm.Ne biçim sözler işitmiştir şimdi.
Yani karşısında hani "İstanbul Beyefendisi"
varya kesin o dilemiştir özür.Hatta asla bağırmamıştır kesin."

Heeseung'a yapmacık bir ifade verip önüme döndüm.Zilin çalmasına 2 dakika vardı.E övünmek gibi olmasin da iyidir yani matematigimiz.Bu hoca da yarım saattir şunları azarlıyor.O kadar da umurlarında ki gülüyorlar onlarda.

"Zil çalar"
Kafamı masaya koydum ve gözlerimi kapattım.Minik bir gıdıklanmayla gözlerimi hemen açtım.Karşımda kocaman gözler gördüm ve hafif sıçradım.
Yine benim istenmeyen ve kanım da olan beyefendiligimle bağırdım."YA ÇOCUK SEN NIYE SUREKLI ANIDEN CIKIP DURUYOSUN.!!"

"𝙅𝙪𝙣𝙜𝙬𝙤𝙣"
-"Bence sen çok abartiyosun ve de korkuyosun.KORKUYO MUSUUNNN?"

-"Korkmuyorum ne korkması.Ayrica sabah köpekten kaçan sendin hatırlatırım.VE DE BAGIRMA YUKSEK SES SEVMIYORUM."

-"Bak 1.olarak sabah korkma sebebim koca KOOOOOSKOCA bir köpek tarafından
kovalanmaktı.2.olarak da hem yüksek seslisin hem de yüksek ses sevmiyorsun
ve her dakika bağırıyorsun."

Tam ağzımı açıcakken Sunoo Jungwon'u kolundan çekip götürdü.Jungwon'dan giderken sadece " SONRA GORUSURUUZ."
sesini duydum.Cocuk acaba bağırdığının farkında mı?

°okul çıkışı°
Çıkışta Niki'yi bekliyorduk.Niki bizden küçük oldugu için aynı sınıfa gitmiyorduk.
Heeseung beklemeyi hiç sevmezdi.Ayağını
yere vurarak "Nerde bu çocuk ya?Elli kere söyledim beni bekletme diye.Anlamıyor ki anlamıyor işte."söyleniyordu.Uzaktan koşarak Niki gözüktü.Bunlar beni sürekli rezil etmeye çalışıyordu sanırım.Niki düzgünce değil sanki..SANKI BI UCAKMIS GIBI SESLER CIKARTIYORDU.Niki'nin uçak sevdası beni bitiriyordu.Surekli uçmak istiyordu.Ama uçaktan korkuyordu.Sacma saçma şeyler işte.Kısa bir yürüyüşten sonra yollarımız ayrılıyordu çünkü ben burdan işe geçiyordum."Kapıyı kilitleyin ve camları açık bırakmayın"diye tembihledikten sonra yürümeye başladım.
Gece eve gelmicektim çünkü bu gece vardiyasıydı.Bir restorantın paket dağıtma bölümünde çalışıyordum.Işe geldim ve çalışmaya başladım.

*5-6 saat sonra*
Motorda sayamayacak kadar fazla paket bıraktıktan sonra yeni bir paket bırakmak için ilerliyordum.Dikkatimi tanıdık bir yüz çekti.O gözler...Çocuğun gözlerini gördüm.
Gözlerimi azcık kısınca ağladığını fark ettim.Yanına gitmek ve gitmemek arasında kaldım...Paket biraz bekleyebilirdi.Motordan indim ona doğru ilerledim.Yanina,banka oturdum.

-"Ağlamak için o kadar güzel yer varken gerçekten parkı mı seçtin?"

Bir anda bana dönüp baktı ve göz yaşlarını silmeye çalıştı.Hafifce sırıttım.

-"Boşuna silmeye çalışma.Ağladığını fark ettim zaten."

-"Yoo ağlamıyorum ki."

Bir yandan burnunu çekip bir yandan hıçkırıyordu.Ama kesinlikle ağlamıyordu.

-"Bak çocuk sadece 1 kere sorucam. Söylemezsen ısrar etmicem ve kalkip gidicem.Neden ağlıyorsun?"

-"Bacağım çok acıyor az önce bir kediyi sevmeye çalıştım benden kaçtı.Ben de peşinden gidicektim.Kaydım ve yere düştüm.Bacağım çok acıyor."

Çok fazla gülesim geldi ama kendimi tutmaya çalıştım.Insanlar depresyon,
sıkıntı,stresler yüzünden ağlarken onun ağlama bahanesi çok..çoook şeydi sanırım
tatlı.Yerimden kalktım ve burada beklemesini söyledim.Gidip pansuman için birşeyler alıcaktım.

*İlaçları aldıktan sonra*
Önünde dizimin üstüne oturdum ve bacağına pansuman yapmaya başladım.
Yaraya pamuk hafif deyse bile sürekli bağırıyordu.Cebimden Niki'nin sabah kahvaltı yapmadığım için koyduğu şekeri çıkardım ve Jungwon'a verdim.Sekeri görünce yüzünde küçük bir tebessüm oldu
ve gözleri parlamaya başladı.Kendimi doktor gibi hissediyordum.Kucuk bir bebeğe şeker veriyorsun ve susuyor...

___________________________________________

Fici yazan arkadasimin tiktok hesabini takibe alirsaniz sevinirim asklar

Hesabi=.lkedyy

.☆•°Yeni Sayfa°•☆.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin