"Neden Siyah Kuğu ?"
"Eski zamanlarda tüm kuğuların beyaz olduğuna dair bir düşünce varmış. Bu sebeple, "Siyah Kuğu" imkansızlığı temsil ediyor ve "olmayan" anlamında bir ifade olarak kullanılıyormuş. Günümüzde, olması neredeyse ihtimal dışı olan du...
Bu bölümde anlatılanlar kısmen gerçektir. Amaç sadece kitabımızın başında Aziz şehitlerimizi anmaktır.
Tam olarak buraya başlama tarihinizi ve saatinizi yazarsanız sevinirim:)
İyi okumalar diler, yorumlarınızı ve oylarınızı beklerim.
◇◇◇
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şehit Astsubay Semih Özbey
◇◇◇
17 Eylül 2015/Rize
Her Türk evladı gibi adeta asker doğmuştu Semih Özbey. Tarih 21 Haziran 1993, yer Malatya.
Bir ailenin tek oğluydu Semih. Babası Gürsel Özbey, tanınan bir ticaret erbabı, annesi Sadiye Özbey ise ev hanımıydı ve üç ablası vardı.
Okumayı sevmezdi ama annesi okumasını çok isterdi. O ise hep astsubay olmak istiyordu. Asker bir akrabaları vardı, onunla fotoğraf çektirip uzun uzun sohbet etmişti.
Hedefine ulaştı ve on sekiz yaşında Balıkesir Kara Astsubay Yüksekokulu'nu kazandı. İlk görev yeri Rize'ydi.
Daha yeni annesinin rahatsızlandığını öğrenmişti ve hemen izin alıp memleketine doğru yola çıkmıştı.
Askeriyenin koridorlarında dolaşan bir Teğmen vardı. Teğmen Merdanlı. Onunda Özel Kuvvetler eğitiminden sonra ilk görev yeri Rize'ydi.
Keskin, güçlü, üçgenimsi yüzlü, iri yeşil gözlü, geniş ve çukurlu bir çene, ağız yapısı düzgün, ince dudaklı, geniş alınlı, gür ve sık saçlı, her gün jilet vurulmaktan tahriş olmuş ama oldukça pürüzsüz bir ciltle adeta ben buradayım diyen bir asker.
Henüz yirmi dört yaşında olmasına rağmen keskin nişancılıkta dereceleri vardı. Özel Kuvvetler eğitimini de başarıyla tamamlamıştı Teğmen Alaz Kaya Merdanlı.
Şimdi bile adı dağlardan dağlara ölüm olarak geziyordu, Beyaz Ölüm.
Yanından geçen bir askeri durdurup ona bir soru yöneltti. "Semih'i gördün mü Ali ?"asker kısa bir süre düşündü. "Ben bugün hiç ortalarda görmedim."
Adı Ali olan asker cevap verdi. "Annesi rahatsızlanmış komutanım. Memleketi Malatya'ya gitti izin alıp."
Alaz kaşlarını çattı. "Nasıl rahatsızlanmış, kötü mü o kadar ?"diye sordu sesinde ki endişelenmiş tınıyı her zamanki gibi bastırarak.
