6. Bölüm

189 19 3
                                    

Şilan Akkan'dan - Sabah

Yavaş yavaş bilincim açılıyordu ama çok yorulduğum için şuan uyanmak istemiyordum. Yatağımda sağ tarafa doğru yatmaktan her yerim uyuşmuştu. Sola dönmeye çalışırken ağzımdan kaçan çığlıkla yere serildim. Götüm sızlıyorken ağır çekimde gözümü açtım. Yere kapaklanmam Miran'ı uyandırmıştı, yataktan inip yanıma geldi "İyi misin? Canın yanıyor mu çok?" dedi. Ben ise "Alt tarafı düştüm. Bir şey yok." dedim. Yani bi' tık götüm sızlıyordu o kadar. Ayağa kalktım ve odanın kapısına doğru gelen adım seslerini dinlemeye başladım. Bunu yapmamla Miran da durdu. Odanın kapısı tıklandı ve Miran'ın kız kardeşi Zelal'ın sesi duyuldu " Abi, yenge iyi misiniz? Yenge abim bir şey yapıyorsa ses ver ben onun hakkından gelirim." dedi. Bunu söylemesiyle küçük bir kahkaha attım.

"Zelal merak etme biri bir şey yapacak olursa o yengen olur. Yengen o kadar savunma eğitimi aldı." dedim. "Yenge" kelimesini sahiplenmiş gibi görünüyordum sanırım ama bundan rahatsızlık duymuyordum. Cevabımla birlikte Zelal "Yenge bir ara bana da öğretirsin değil mi?" derken Miran "Zelal öğretir tamam. Şimdi kapımızın önünden gider misin? Hem abin öyle bir insan mı? Hiç yakıştıramadım sana." dedi. Zelal da "Tamam abi giderim ve biliyorum öyle bir insan olmadığını ama babam tembihledi sana karşı biliyorsun." dedi ve adımlarının sesi odanın kapısından tersine doğru duyuldu. Demek dün babasıyla bunu konuşuyordu ne kadar salağım ya ben de gidip ne anladım. Dolaba doğru adımlayıp siyah bir elbise aldım Miran'a doğru dönüp "Ben banyoda giyiniyorum istersen sen de burada giyin." dedim. Kabul etti ve ben banyoya gittim. Elbisemi giyinip yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçalayıp saçımı tarayıp hafif günlük makyajımı yapıp vanilyalı parfümümü sıktım.

(Elbise bu ,çok açık olursa aşiret bizi vurur diye bunu seçtik sonuçta kızımız buralı ve burada çok açık giyinilmez biliyor.)

O kadar şey yaptıktan sonra Miran hazırlanmıştır diye düşünerek banyodan çıkmıştım ki Miran karşımda üst kısmı çıplak bir şekilde duruyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O kadar şey yaptıktan sonra Miran hazırlanmıştır diye düşünerek banyodan çıkmıştım ki Miran karşımda üst kısmı çıplak bir şekilde duruyordu. Birden çığlık attı ve "Ya ne bakıyorsun banyoya girsene namusum elden gitti burada!" diye bağırdı. Kahkaha atarak banyoya girdim. Bu adam niye bu kadar salak ve komik ya? Artık "Gelebilirsinn." diye bağırınca gittim. Umarım Zelal bunları duyup yanlış anlamamıştır. Beraber alt kata indik. Kahvaltı yaptık sonra da ev işi derken, misafirler gelecek diye haber aldık. Zaten böyle bir şey bekliyordum çünkü düğünden sonra gelini ziyarete gelinirdi. Zelal ile birlikte yapılması gerekenleri yapıp misafirleri karşıladık. Aralarından bir teyze bana burun kıvırarak dik dik bakıyordu. Misafirleri oturma odasına alıp otururken Zelal'in kulağına eğilip "Şu çaprazımızdaki beyaz kıyafetli, burun kıvırarak bakan teyze kim?" diye sordum. Zelal ise "O kızını abimle evlendirmek istiyordu ama annem abime kabul ettirememişti. Annemin çocukluk arkadaşı." dedi. Acaba kızın gönlü Miran da var mıydı? Miran kıza karşı bir şey hissediyor muydu? Kız güzel miydi acaba?

Aa bende niye düşünüyorsam bunları sanki Miran'la gerçek bir evliliğimiz var. Ne o beni tanıyor ne ben onu. Ben ona karşı bir şeyler hissetsem bile o bana karşı hissetmezse ben enayi olurum. Bu saçma düşünce selinden sıyrılıp telefonu elime aldım. Bugün Ezgi ve Melis'ler İstanbul'a dönüyordu onları uğurlamalıydım. Aslında tek gidebilirdim ama işte artık evli bir canlı olduğum için evlendiğim adamı yanımda göremeyince millet götünden hikayeler uydururdu. Bununla da uğraşamazdım o yüzden Miran'a yazacaktım.

Dağ Gülü-BerdelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin