eren'den
Utku'nun aramasıyla yatak başlığıma sırtımı dayadım ve bir kaç kez boğazımı temizleyip telefonu açtım.
"Alo?"
Nefes verme sesiyle birlikte "Napıyorsun çucuk?" diyen sesini duyunca içim bir hoş oldu. İstemsizce gülümsedim. "Sıkılıyorum. Sen ne yapıyorsun? Dışarıda gibisin."
"Eve gitmeye çalışıyorum. Çok fazla köpek var." sesi tedirgin geliyordu ve nefes nefeseydi.
"Köpeklerden bu kadar mı korkuyorsun?" dediğimde sabah Ares'den bile korktuğun hatırladım ve güldüm.
"Çok korkuyorum Eren, şaka değildi." adımı nadiren söylüyordu, bu yüzden adımı duymak kalbimi heyecanlandırırdı.
"Ares dünyanın en tehlikesiz köpeği olabilir Utku."
"Tehlikeli, tehlikesiz olması umrumda değil, köpekleri seviyorum ama tatlı hayvancıkların ne yapacağı belli olmuyor. Bu beni tedirgin ediyor." deyince güldüm. "Ama ne yapacağız? Benim köpeğim var ve onsuz bir yere gidemiyorum."
Bir süre sessiz kaldı, "Benimle bir yerlere gitmediğin sürece, sorun yok." dedi ve yutkundu. O kadar sesli yutkundu ki duydum.
"Doğru, seninle neden bir yerlere gidelim ki? Değil mi? Sadece tavuk pilav yemeye gidiyoruz." itiraz etmesini istesemde etmeyeceğini biliyordum. Utku'nun dikkatini çekmiyordum besbelli ki.
"Bir de bayıl Ferenha." deyince kahkaha attım. "Niye bayılayım bir ellim? Haklıyım."
"Hâlâ bir ellim diyor ya, kapatırım bak telefonu." derken gülüyordu, "Kapat, köpeklerde seni yesin orada."
"Aaa! Tövbe de çucuk. Yemesinler." tekrardan seslice güldüm, "Yemezler."
"Sende köpek gibisin biliyor musun? Bunu hakaret amaçlı söylemediğimi bil istiyorum bu arada. Köpekleri seviyoruz. Korkuyorum ama seviyorum."
"Ya beni sevdiğini söylemek için böyle yollara girme tutukucum ya." dedim son 'ya'yı uzatarak. Utku seslice güldü. "Seninde ne yapacağın belli olmuyor." dedi.
"Bir anda ısırırım seni diye mi korkuyorsun?"
"Bir anda beni ısırabilmenin ötesinde, beni yersin sen." dediğinde sesli bir şekilde hırladım. Buna epey bir güldü Utku. "Yalnız bana köpek derken beni tatlı bulduğunu ve sevdiğini söyledin, anlamadım sanma." dediğimde onaylar mırıltılar çıkarttı. "Bir çok kızın dibi düşüyordur sana."
"Bir çok kızla ilgilendiğim söylenemez."
"Harbiden mi?" anlık heyecanlı sorusuna gülümsedim. "Harbiden. Hatta şu aralar sadece bir kişinin dibi düşsün diye uğraşıyorum ama... ne kadar başarılıyım, tartışılır."
"O kişi, erkek mi?"
"Evet."
"O kişiye de bir ellim diyor musun?"
"Bir ellim diye sadece bir kişiye diyorum." gülümsediğini hissettim, asılsız bir his de olabilirdi tabii.
"Anladım."
"Rahatsız oldun mu?"
"Neyden? bir elli birisinin dibini düşürmeye çalışıyor olmandan mı?" güldüm. "Evet."
"Ha yooo, niye rahatsız olayım. Hırlayan bir adet ferenha herkesi düşürebilir." dedi ve ikimizde güldük. "Etkilendin." dediğimde "Ne demezsin. Bunu bir de başka zamanlarda duymak isterim." kalbim tekledi. "Olur, memnuniyetle."
"Ay hoşt. Git len köpekcik, git, git. Evime gideyim nolur sal beni. Aaaaa Eren, kovalıyor bu beni. Anladı mı acaba dediğim şeyi?" Utku bağırış çığırış koşturmaya başladığında kahakaha attım. Arkadan da köpek havlama sesleri geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tavuk Pilav || Texting
Ficção Adolescenteahu: seninle tavuk pilav arkadaşı olalım mı ya? burak: tavuk pilav deme gece gece canım çekti ahu: dimi dimi