Belki Beni Anlar Sanmıştım

5 0 0
                                    


"Uyan bakalım uykucu." Zeynep'in sesiyle gözlerimi aralayıp diğer yanıma döndüm.

"Hadi ama Ömrüm okula gideceğiz." Zeynep elini uzatıp alnıma koydu.

"Ateşin düşmüş Allah'tan çok korkuttun beni." Başımı çevirdiğimde sehpanın üzerindeki su dolu kovayı görünce kaşlarımı çattım.

"Sanırım hala ateşim var." Baktığım yere baktı.

"Gece boyu düşmedi ateşin." Ah, tabi ya. Zeynep'i o ateş anında Ömer sanmıştım.

"Hadi kalk giyin." Zorlukla ayaklarımı yataktan indirip Zeynep'in giymem için yatağın üzerine bıraktığı giysileri aldım. Dün gerçekten fazlasıyla ateşlenmiş olmalıydım.

Zeynep kendi başına okula gideceğini söylerken Ömer'le birlikte arabaya bindik. Gözleri fazlasıyla yorgun görünürken bakışları fazlasıyla sertti.

"Yorgun görünüyorsun." Eliyle alnını ovuşturdu.

"Yorgunum çünkü." Gözleri kapalıydı ve sesi kısık çıkmıştı.

"Gece uyumadın mı?" Hareketleri yavaşladı ve elini yüzünden indirip gözlerini açarak bakışlarını gözlerime dikti.

"Dün hasta olduğun için annem davete beni götürdü. Tüm gece senin yüzünden saçma sapan insanların konuşmalarına cevap vermek ve alakasız kişilerle muhatap olmak zorunda kaldım." Bakışlarımı yere indirdim. Ne düşünüyordum ki?! Halüsinasyonlarımın gerçek olduğunu mu?

Araç durduğunda arabadan inip elini uzattı ama ben ilk defa onu görmezden gelerek arabadan indim ve onu beklemeden ilerledim. Belki de hayallerimdeki kadar merhametli olmamasınaydı bu sinirim. Belki de artık halüsinasyonların bu kadar ilerlediğini görmek sıkmıştı canımı.

"Beni bekle."

Sesi ilk defa kızgın ya da emir verici değil de şaşkındı.

"Bu abicilik oyununa ne kadar devam edeceksin." Bir haftadır onun yanında olmamın bir diğer sebebi beni yalnız bırakmayıp aynı halüslasyonlarımdaki gibi iyi davranmasıydı. Sadece dışarda bunu yapması ve eve geldiğimizde eski haline dönmesi olmasa ona inanırdım.

"Annem durmamı söyleyene kadar." Tabi ya, Ömer ve canından çok sevdiği annemiz.

"Yoruldum Ömer, senin her sabah sinirli gözlerinin yalnızca insanlar varken normal bakmasından yoruldum." Bir an bocaladı sonrasında hemen toparladı.

"Sesini alçalt." Ona cevap vermeden Atahan'ın sesini duymamla başımı çevirdim.

"Iraz!" Gözü morarmıştı ve o çok sevdiğim ipek saçları dağılmıştı. Kıyafetleri her zamanki gibi düzgündü ama sol eli sargılıydı. Öyle hüzünlü bakıyordu ki nefes alamadım. Öyle acı doluydu ki bakışları yutkunamadım.

"Atahan!" Tüm sinirim onun bu halini gördüğünde yok olurken ona doğru bir adım attım ama duyduğum sesle durmak zorunda kaldım.

"Sevgilim!" Eylem koluma çarparak önüme geçip kollarını Atahan'ın boynuna sardı. Bu bir kopma anıydı, kafamdaki bazı seslerin sustuğu kalbimdeki bir yerin hissedemeyeceğim kadar yavaş attığı bir andı.

"Evet eserimi beğendin mi?" Kulağıma fısıldayan sesle arkamı döndüğümde okul birincisinin heyecanlı gözlerle benden bir cevap beklercesine gözlerime kilitlenmişti.

"Bunu ona sen mi yaptın?" Duygusuzdu sesim beklediğimden daha soğuk ve umursamaz çıkmıştı. Oysa içimde öyle fırtınalar kopuyordu ki!

"Dün koşarak çıktın ve senden bir cevap alamadım." Sorumu görmezden gelmesini umursamadan yineledim.

Gözyaşı Tohumu TözüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin