"Gerçekten ben gelmesem olmaz mı?" Zeynep baygın bakışlarından birini yollarken Zehra gözlerini devirmekle yetinmişti.
"Kusura bakma bebeğim ama sırf Atahan var diye arkadaşlarının büyük gününü es geçemezsin." Selen'in de onlara katılmasıyla başımı iki yana salladım.
"En azından Atahan'ın arabasıyla gitmesek?" Zehra elindeki kutuyu yere bıraktı ve etraf toz içinde kalırken elini beline koydu.
"Araba kullanmayı aramızda başka bilen var mı sence?"
Başımı iki yana salladığımda dudakları bir gülümsemeyle kıvrıldı ve tekrar başka bir kutuyu karıştırmak için döndü.
"Benim bu pislikte ne işim var ya!" Zeynep söylenerek gözünün önündeki tozları eliyle savuşturmaya çalışırken Selen güldü.
"Gerçekten Zeynep'in burada ne işi var?" Zehra'nın amcasının iki katlı evinin bodrumunda bir şeyler arıyorduk. Daha doğrusu Selen ve ben oradaki tozdan görünmeyen bir masanın üzerinde- ceketlerimizin üzerindeydik ve Selen çıkar çıkmaz o ceketi çöpe atacağını söylemişti- Oturuyorduk Zehra ve Zeynep'se kutuları döküyordu.
"Bana diyene bak ben en azından yardım ediyorum sen süs bebeği gibi oturuyorsun." Bana dönüp alınma canım bakışlarını atarken gülümsedim. Geçen gün sinirle okuldan çıktığımda ortanca abim gelip beni almış ve eve bırakmıştı eve girerken bileğimi burkmuştum ve o günden beri eğilmekte zorluk çekiyordum.
"Harbi Selen hadi Ömrüm'ün bileği yok senin neyin yok da rahat rahat oturuyorsun?" Zehra'nın üstü başı toz içinde çıkışmasıyla Selen kalkıp onların yanına giderken havaya kalkan tozlardan dolayı öksürdü.
"Eğer hasta ol-" Selen sözünü bitirmeden Zeynep elindeki şişeyi havaya kaldırarak ciyakladı.
"Buldum!" Zehra hemen yanına gidip kötücül gülüşlerinden birini takınırken ellerindeki yeşil şişeye anlam veremez bakışlarla bakıyordum.
"Ne yapacağız ki onunla?" Selen ve Zeynep anlamazca bana bakarken Zehra yanıma gelip elini başıma uzattığında geri çekildim.
"O ellerle lütfen dokunma sizin gibi iki dakika da banyo yapma lüksüm yok." Derin bir nefes vererek başını salladı ve elindeki şişenin arkasını okuyan kızlara baktı.
"Siz gidin ben Ömrüm'ü alıp gelirim." Kızlar çıkarken ona anlam veremez bakışlarla baktım.
"Bak tatlım bugün o Günay Koleji'nin maça çıkmamasını sağlayacağım ve siz de bana yardım edeceksiniz." Kaşlarım her kelimesiyle çatılırken dediklerini anlamaya çalıştım.
"Neden böyle bir şey yapasın ki bizim okulun maçı bile değil sadece izlemeye gidiyoruz." Hakan ve Umut'un raptiyelerle ilgili tartışması kapanmıştı ama yine de bugün Mavi Kolej'le Güney Lisesi arasındaki maçı izlemeye gitmekte ısrarcı olan Hakan yüzünden, ve diğerlerinin bu kadar büyütülen Günay Lisesi kaptanına merakı- hep birlikte oraya gitme kararı almıştık.
"Ah, aslında Hakan vazgeçti ama sürpriz bir şekilde yaralanan bir oyuncumu yüzünden maçlara benim sevgilim katılıyor ve kimse kusura bakmasın ama ben balo fotoğrafımı ayağı kırık biriyle çektirmek istemiyorum." Ben şok olmuş yüz ifadesiyle üstüme eğilen sinirli gözlere bakarken Zehra geri çekildi.
"O şişe neydi yani zehirleyecek misin onları?"
Bana delirmişim gibi bakarak başını nasıl bunu düşünürsün ifadesiyle iki yana salladı.
"Sadece biraz tuvaletten çıkamayacaklar o kadar." Burada deli olan ben değildim.
"Zehra yapm-" Elini kaldırıp beni sustururken kolumu tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşı Tohumu Tözü
ChickLit"Sen dünyada en çok sevdiğim insansın ama seni öldürmeliyim." "Sen bir zamanlar hayalini kurduğum insanın ama o zaman çoktan geçti." "Yaşaman için seni öldürmeliyim." "Sen gittiğinde ben zaten öldüm, sadece giderken arkanı bile dönmediğinden görmedi...
