Bir zamanlar, bir prenses ve bir prens vardı. Prenses, güzel ve zeki bir kızdı, ama çok yalnızdı. Prens ise cesur ve yakışıklı bir gençti, ama çok sıkıldı. Bir gün, prensesin babası, kızını evlendirmek için bir balo düzenledi. Bütün krallıklardan prensler, prensesi görmek için geldiler. Ama prenses, hiçbirine ilgi duymadı.
Prens de, prensesin güzelliğini duyunca, baloya katılmaya karar verdi. Ama prens, prensesin babasının düşmanı olan bir krallığın oğluydu. Bu yüzden, kimliğini gizlemek için bir maske taktı. Balo salonuna girdiğinde, prensesin gözüne çarptı. Prenses de, prensin maskesinin ardındaki gizemi merak etti. Prens, prensese yaklaştı ve dans etmeyi teklif etti. Prenses, kabul etti. Dans ederken, ikisi de birbirine aşık oldu.
Ama balonun sonunda, prensin maskesi düştü. Prenses, prensin kim olduğunu anladı. Prensesin babası, çok öfkelendi ve prensi tutuklamak istedi. Ama prens, prensesi alıp kaçtı. Prensesin babası, askerlerini peşlerine gönderdi. Prens ve prenses, ormana doğru kaçtılar. Ormanda, bir kulübeye sığındılar. Kulübede, birlikte mutlu bir gece geçirdiler.
Sabah olduğunda, prensesin babasının askerleri, kulübeyi buldular. Prens ve prenses, dışarı çıktılar. Prens, prensese sarıldı ve ona "Seni seviyorum" dedi. Prenses de, "Ben de seni seviyorum" dedi. Sonra, prens, prensese bir yüzük verdi ve ona "Benimle evlenir misin?" diye sordu. Prenses, "Evet" dedi. Ama tam o sırada, bir ok, prensin kalbine saplandı. Prens, yere yığıldı. Prenses, prensin kanlı göğsüne sarıldı ve ona "Lütfen ölme" diye yalvardı. Ama prens, son nefesini verdi.
Prenses, çok üzüldü ve ağladı. Prensesin babası, pişman oldu ve kızını teselli etmeye çalıştı. Ama prenses, babasını dinlemedi. Prenses, prensin yüzüğünü taktı ve ona "Seninle olacağım" dedi. Sonra, prensin bıçağını aldı ve kendini bıçakladı. Prens ve prenses, birlikte öldüler. Ama aşkları, sonsuza kadar yaşadı.
Prens ve prensesin ölümü, bütün krallıkları yasa boğdu. Onların aşkı, herkesin kalbinde bir iz bıraktı. Prensesin babası, prensin babasıyla barış yaptı ve onlara bir anıt yaptırdı. Anıtta, prens ve prensesin birlikte dans ettiği bir heykel vardı. Heykelin altında, şöyle yazıyordu:
"Sevgili prens ve prenses, sizin aşkınız bize bir ders verdi. Aşk, savaştan daha güçlüdür. Aşk, nefretten daha büyüktür. Aşk, ölümden daha kalıcıdır. Siz, bizim için bir örneksiniz. Siz, bizim için bir ilhamsınız. Siz, bizim için bir umutsunuz. Siz, bizim için bir mucizesiniz. Siz, bizim için bir efsanesiniz. Siz, bizim için sonsuzsunuz."
Anıt, her yıl binlerce insan tarafından ziyaret edildi. Prens ve prensesin aşkı, şarkılara, şiirlere, kitaplara, filmlere konu oldu. Prens ve prensesin aşkı, yeni aşıklara ilham verdi. Prens ve prensesin aşkı, asla unutulmadı.
Son...