1.8 Final

1.8K 145 89
                                    

!!!HOMOFOBİKLER UZAK DURSUN!!!

Tokyo seyahatimizin üstünden üç gün geçmişti yani daha dört günümüz vardı. Bu üç günde istediğim gibi Lix oldukça rahatladı ve uyku düzeni eski haline döndü ayrıca küçük alanına da daha çok girmeye başladı. Yanlış hatırlamıyorsam Nisan gibi Lix ile tanışmıştım ve o emekleye emekleye benim hayatımın tam ortasına oturmuştu. Hayattan asla bu kadar keyif aldığımı hatırlamıyordum. Yıllarca hep düşünmüştüm, param vardı, yakışıklıydım, hayatım da kötü insanlar yoktu ama eksik olan şey neydi galiba tam da o. Benim bebeğim Felix.

Şuan yanıma sokulmuş küçük adam için dünyayı feda ederdim. O benim dünyadaki her şeyim ve tek şeyimdi.

Ben daldıktan bir kaç dakika sonra küçük mızıldanmalar işittim. Yanımdaki Lix'e baktığımda biberondaki sütünün bittiğini gördüm. Ona en nazik gülümsememi sundum ve elindeki biberonu alıp kenara bıraktım. Bana hayranmışçasına kocaman pırıl pırıl gözleri ile bakan bebeğimin kırmızı dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum.

Daha sonra minik ellerini dizlerinin biraz daha aşağısına gelen yorgana uzattı ve üstümüze çekti. Bu gün çok yorulmuştu, kısa kollarını bedenime sarıp tatlı bir uykuya daldı.

Kirpikleri, dudakları, çilleri, burnu ve teni Hwang Felix her şeyiyle mükemmeldi.

Bir kaç dakika onu izleyip ben de çokça yorulmuş olmalıyım ki bebeğime kollarımı dolayıp uyudum.

🍼🐣🧸

Sabah uyandığımda yanımda Hyunjin'i göremeyince etrafa bakındım. Odada olmadığını görünce ayağa kalktım ve yürümekte zorlanan bacaklarım ile tüm otel odasını kontrol ettim ama hiçbir yerde yoktu.

Onu bulamam üzerine çokça endişelenmiştim ve istemsizce dudaklarım büzülmeye, gözlerim dolmaya başlıyordu. Bir iki dakika sonra odada telefonumun da olmadığını görünce pes ettim ve gözyaşlarımın yanaklarıma dökülmesine izin verdim.

Yaklaşık on dakika boyunca bu şekilde kaldım daha sonra kapının açılma sesi ile umutla o tarafa doğru gittim ancak gördüğüm kişi Hyunjin değildi.

İçeri takım elbiseli büyük cüsseli bir adam geldi ve yanıma yaklaştı.

Ondan korktuğumu belirtircesine bir iki adım geriledim ve sordum "Sen kimsin? Hyunjin nerede?" Adam hemen cevap verdi "Beni Hyunjin Bey gönderdi, size salona bıraktığı kıyafetleri giymenizi söyledi. Siz hazır olduktan sonra sizi onun yanına götürmekle sorumluyum."

Adama biraz baktım ve en iyisinin dediklerini uygulamam olduğunu düşündüm. İçimdeki endişe biraz daha azalmıştı.

Salonda gördüğüm kıyafetler ile elime alıp inceledim. Biraz önceki endişem yüzünden küçük alanımdan çıkmak zorunda kalmıştım.

Bu bir elbiseydi kalçamın az daha altında, askılı, siyah ve karın kısmında yandan iki tane dekolte vardı. Üstüne üşümemem için kırmızı en sevdiğim yarış ceketim vardı. Ayakkabılar daha paketinden çıkartılmamıştı açtığımda Saint Laurent'ten bir çift topuklu bot olduğunu gördüm. Ağzımdan küçük bir sevinç çığlığı kaçtı. Hemen giyinip ayna karşısında kendimi süzdüm. Çok mükemmel görünüyordu.

Makyaj aynasının önüne geçip hafif bir makyaj yaptım ve omzumdan biraz daha uzun olan saçlarımı düzleştirip kısa olan önleri önümde tutup diğer saçlarımı kulağımın arkasına aldım.

En son yanıma siyah bir çanta alıp korumanın yanına gittim.

Yaklaşık 30-35 dakika sonra araba durdu ve kapım açıldı. Paris'in göbeğinde bulunan görkemli, beyaz bir villanın önünde durduk ve ben önden koruma arkadan yürümeye başladık.

Kapı açılıp içeri adımımı attığım anda gördüğüm şey beni şok etti. Tavandan ipler ile Hyunjin ve benimle olan binlerce fotoğraf asılmıştı

Bir an için gözlerimin dolduğunu hissettim. Burası çok ama çok mükemmeldi. Evde biraz ilerleyince Hyunjin'i gördüm. Elinde bir pasta tutuyordu, arkada çalan şarkıya eşlik ederek yanıma yaklaştı ve önümde durdu. "Hoşgeldin minik sevgilim."

Ağzından dökülen cümleden sonra pastayı kenara bıraktı. Pastayı bırakması ile hemen boynuna atladım sevgilimin.

Ah Hwang Hyunjin çok yakışıklıydı ayrıca ona benden bulaşan bebeksi koku onun sert kokusunu yumuşatıyor ve benim sonsuza dek onu koklama isteğimi tetikliyordu.

Bir kaç dakika sonra ayrıldık ve beklenmedik bir hareket ile Hyunjin önümde eğildi. Cebinden bir yüzük çıkardı ve keskin bakışlarını yüzüme çıkardı.

"Hwang Felix, gerçek anlamda Hwang olmak ister misin?"

Gözlerim dolmaya başlamıştı, beynimde Hwang'ın sözleri yankılanırken gözlerimden tüm yaşadıklarımız geçti. Daha sonra konuşmak için ağzımı araladım.

"Sonsuza dek evet!"



Selam Miyumiyuslarımm!

Size mükemmel bir final veremediğim için üzgünüm. Fice ilk başladığımdan beri sanki ficin içindeymişçesine okuyan herkese teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Tatile girer girmez yeni bir fic gelecek lütfen takipte kalın!

Sizi seviyorum.

Umarım beğenmişsinizdir...

My Baby ∽ HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin