C 〽 4

204 44 22
                                    

İyi okumalar oy ve vote sayısına göre yeni bölüm gelir:)) Multimedia'da Ece var...

Tekrar...

''Yaren kızım, hah ilk müşterin de geldi. 10 numaralı masa.'' Aynı anda Yaren'le döndük ve dönmemizle ''Bu masa olmaz diye bağırmamız!'' bir oldu.

''Ne oluyor kızlar!? Ne bağırıyorsunuz? Hadi Yaren kızım git siparişlerini al ve son derece kibar ol.'' diyen Salih Amca'ya kim bilir hangi acıların çocuğu Emrah bakışları atıyorduk. Hayır...! Hayır! O masa olmaz!! Yoksa Yaren'de burada olmaz!! Çünkü şu anda Yaren'in sipariş almak için gideceği -umarım o gitmez- 10 numaralı masa da Ece, aynı Ece gibi yılışık kendini beğenmiş arkadaşı Şeyda ((Bu yeni karaktere bu ismi veren cevoom'a sevgilerimle...)) Taner ve EMRE oturuyordu. Hey güzel Allah'ım sırayla mı yolluyorsun? Yaren o masaya gidemezdi. Eğer giderse onunla dalga geçecekler, küçük düşürecekler -tabii bu Yaren'in hiç de hoşuna gitmez- tekrar mazAllah kavga ederler. İlk günden işinden olurdu kız. ''Yaren hadisene kızım!'' diye elini çırpan Salih Amca'ya Yaren süt dökmüş kedi yavrusu gibi bakıyordu. Durumu kurtarmak için ortaya atıldım. ''Salih Amca Yaren bence daha hazır değil. Bundan sonraki müşteriye baksa olur mu?'' Salih Amca omuz silkti ve bana, ''Peki ama Tunçe'cim sen demedin mi her şey harika diye. '' Bak şimdi orada haklıydı. ''Evet ama henüz müşteri karşısına çıkmaya hazır değil.'' Yaren kıymetimi bilmen lazım çünkü şu anda kendimi feda ediyorum. ''Onun yerine ben bakarım Salih Amca'' Kafasını olumlu anlamda salladı ve, ''Peki hadi çabuk ol.'' dedi ve gitti.

Yaren bana minnetle bakıp, ''Çok teşekkür ederim Tunçe.!! Eğer ben oraya gitseydim ben---'' ''Biliyorum. Biliyorum. Ne kadar bende istemesem de.'' Son söylediklerimi iç geçirerek söylemiştim. Oturdukları masaya bir an baktıktan sonra Yaren'i arka tarafa itelemeye başladım onu göremesinler diye. Takii Taner kolunu kaldırıp bize dönüp çağırıncaya kadar! Olamaz! Yaren'i görüştü. Allah'tan diğerleri menüye baktıkları için bizi görmemişlerdi. Taner bir süre eli havada baka durdu sonra havada ki elini yavaşça indirdi. Masaya dönüp bir şeyler dedi. ''Taner beni gördü ne yapacağım ben şimdi! Bak şu anda hemen yetiştiriyor.'' Düşünmeye başladım. ''Tamam sen tuvalete git! Ben halledeceğim.!!'' Yaren kafasını salladı ve hızla gitti.

Tam arkamı dönecektim ki Taner karşıma birden geçti kolumu tuttu ve beni arka tarafa götürdü. Kolumu ondan sertçe kurtardım. ''Ne yapıyorsun!?'' kısık sesle bağırdım. ''Sizin burada özellikle Yaren'in burada ne işi var?'' dedi. Hafif fısıldayarak ama sertçe konuşuyorduk. Sinirle güldüm. ''Bu seni neden ilgilendirsin? Yaren'den sana ne? Sen onun için nesin ki seni ilgilendirsin?'' Diye keskince konuştum. Kolumu sertçe kavradı ve, ''Tunçe burada ne işiniz var?!'' diye tısladı. ''Bırak kolumu canımı acıtıyorsun.!'' Kolumu yavaşça bıraktı. ''Bir daha sormayacağım.'' dedi. Alayla güldüm. ''Senin gözlerin de problem mi var? Görmüyor musun üzerimdekileri!'' Oda en az benim ki kadar alayca güldü ve, ''Hadi canım inan göremiyordum.'' Ciddi haline büründü, ''Seni geçtim Yaren neden burada çalışıyor durumu iyi.''

Onu sertçe omuzlarından ittim. Sesim konturollü çıkmasını umarak, ''Sana ne ya?! Sana ne?! Sanki çok umursuyor Yaren'i! O sizin gibi baba parası yemiyor da ne yapsın!'' diye fısıldayarak bağırdım. Gözlerini bir süre yumdu derin bir nefes alarak açtı ve konuştu. ''Bana neden bu kadar soğuk davranıyorsun Tunçe eğer aklın hala o gece de ise---'' Sustu. Çünkü yüzüne attığım sert tokattan dolayı sustu!

''Ohh içimde kalmıştı. Seni pislik! Seni hayvan! Seni öküz! Döl israfı...!'' diyerek sertçe omzuna vuruyordum. Omuzuna vurmamla adım adım geri gidiyordu.

"Aptal! Aklım hâlâ o gece de mi sanıyorsun?! Sana o gece yüzünden mi böyle davrandığı sanıyorsun?! Allah aşkına Taner birbirimizi dört senedir tanıyoruz. Ne zaman senle bir yakınlık kurdukta sana şimdi soğuk davranayım.? Çok mu merak ediyorsun sana böyle davrammamın nedenini? Pekâlâ söyleyeyim. Bundan önce ben sana sorayım. Yaren'i bula getirdiğin için mutlu musun? Bunları ona nasıl yaparsın ya!? O kız sana güvenmişti. Sen ona ne zaman baksan bir salise bile sürse o bakış içinde ne kadar umutlar doluyor sen bunu biliyor musun?
Hayır! Çünkü her zaman kendini düşünmüştün Taner Aktaş. O seni seviyor ki sen onun kızlık duygularını incittiğin halde."

CANAVAR〽Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin