Baharda açan pespembe çiçekleriyle ünlenmiş bir kasaba olan Fiora'da bir gün ,bir liseli öldürüldü ve zamanla işlenen bu cinayete yenileri eklenmeye devam etti. Bu tatlı kasaba artık pembe çiçekleriyle değil kanlı bedenlerle anılıyordu.
Michelle Rus...
Kurban 2 bölümünden sonra bu bölümde de artık iyice teori veya tahminlerde bulunmaya başlayacaksınız,bunları benimle paylaşın olur mu🌸💗
Yazım, noktalama hatası varsa affola ,iyi okumalaar🌸💗🍁 Billie Eilish-No Time To Die .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
. . Hilda,ellerimden kollarıma doğru kıvrıldı. Yatağımdaydım,Hilda da ellerimdeydi.
Öylece yastıkların içine gömmüştüm kendimi. Kasaba olaylıydı. İlk ölümün üstüne işlenen ikinci bir cinayet, herkesi ayağa kaldırmaya yetmişti. Artık herkes seri cinayetlerin farkına varabilmişti. Olay Cedric'le ilgili değildi,bir katil vardı ve insanlara saldırıyordu. Bir sonraki kurban onlar olabilirdi.
James Taylor'un ölümünün üzerinden üç gün geçmişti. O gün polis ekipleri, tören için gelenleri evlerine yollamış ve hemen olay yeri inceleme başlatılmıştı. Soruşturmayla ilgili detay bilinmiyordu ancak ben sorguya çağırılma ihtimalimin olduğunu biliyordum. O gün okulda olan herkesle beraber. Arien ve Damian da çağrılabilirdi. Konuşmuştuk bunu. Tekrar o sorgu odasına girebilme ihtimalim ise sinirlerimi bozmaya yeterli oluyordu.
Okulda işlenen bir cinayetin failinin bulunması kolay olur, demişti Matt. Ancak öyle bir şey olmadı,Liam'a göre katil her kimse kameraları hackelemeyi de biliyor olmalıydı. Başka bir şekilde okulun içindeki kameralardan saklanamazdı.
"Çok güzelsin..." fısıldadım Hilda'ya doğru. "Çok sevimlisin,"devam ettiğimde yüzünü bana döndü ve tısladı.
Gülümsedim. Bazen beni anladığını düşünüyordum. Tabii bu biraz imkansızdı ancak böyle düşünmem için bir engel yoktu.
Ellerim kafasına uzandı ve o kendi kendine kıvrılırken okşadım işaret parmağımla.
Derin bir nefes alıp ağzımdan verdiğimde kapım tıklandı. "Gel,"dedim güçsüz çıkan bir sesle.
Kapı açıldı ve Michael görüş açıma girdi. "Efendim Mike?"
Gülümsedi ama cılız bir gülümsemeydi. "Nasılsın diye sormaya geldim. İlla bir nedene mi ihtiyacım var seni görmem için?" Diye sahte bir kızgınlıkla da devam etti.
Kıkırdadım,"iyi gel,"derken yatakta doğruldum.
Michael, ellerimdeki Hilda'ya bir bakış attı ve yutkundu. Gülümsemesi silinmezken konuştu. "Hilda'yı evine mi koysan önce?"
Güldüm,"ne o korktun mu?"
"Ne alakası var Michelle? Rahatsız olmasın diye,"gevelediğinde yataktan kalktım. Gülmeye devam ediyordum.
