2.Bölüm

4.8K 440 312
                                    


Canlarım...

Ya arkadaş, geçen bölüm yapılan o yorumlar neydi öyle. Keyifle okudum hepsini ve şöyle 'Vayy' demişliğim bile oldu. Bu nasıl bir özlemdir? 🙏Var olun...

Şimdi önemli bir konu var! Artık hikayeye fazla gif falan eklemek istemiyorum. Karakterleri biliyorsunuz, hayal gücünüz sonsuz zaten. Akışı bozmayalım. Ne dersiniz? Bu bölüme fazla eklemedim. Sadece Uygar'ın tek fotosu ve tek bir var( Hem de ne gif) Bir okuyun, eksiklik hisseden yazsın.

Neyse uzattım yine. Hadi okuyun bakalım.
Bu arada Instagram hesabım;
Berna_ilgn

Bölüm şarkısı; Selami Şahin- Burcu Güneş, Ben bir tek kadın sevdim...


Keyifli okumalar...

&

"Bir zamanlar bir adam tanıdım ben. O zamanlar daha on sekiz yaşındaydım ve uçurumun kenarında durmuş, beni uçurumun dibine düşürecek bir rüzgar bekliyordum. Bir insanın kaybedecek bir şeyi ve yarın için umudu olmayıversin, her türlü kötülüğü yapabilir! Şeytan, ebedi bir dost gibi zihninin içinde gezer ve kulağına hep aynı şeyi fısıldar: 'Herkes senin düşmanın!' İşte benim de kulağımda böyle bir ses yankılanıyordu ve herkesi düşman bellemiştim. Uçurumdan düşmeme ramak kala, biri beni düzlüğe çekti. Direnmeye çalışınca, bir temiz dövdü beni. Hayatım boyunca yumruk yediğim tek insandı o. Uğrunda mücadele etmeye değecek şeyler olduğunu söyledi bana ve onu bulmamı istedi benden; ama inanmadım da aramadım da! Yazık ki haklı olduğunu anladığım gün, onu çoktan kaybetmiştim ve ona bir 'haklıymışsın be usta!..' bile diyemedim. Birbirimize canımızı emanet etmiştik ama yazık ki o emaneti bile koruyamadım. Her şeye rağmen o kendi sırtındaki emaneti korumayı başarmıştı oysaki!.. İşte böyle bir adam geçti bu dünyadan. Herkes onu Kuzgun olarak bilirdi ama Hasan'dı adı. Çocuklara kıyamaz, açlara el uzatıp yardım ederdi. Mertti, dürüsttü ve sevdası yüreğinden taşan bir adamdı o! Yeminimdir; onun izinden gideceğim ve bana devrettiği bayrağı, canım pahasına koruyacağım."

Gözyaşlarım sel gibi yanaklarımdan akarken, herkes gibi coşkuyla onu alkışlıyordum. Öyle içten ve öyle duygulu bir konuşma yapmıştı ki sevdiğim adama bir kez daha hayran kalmıştım. Dayanamayıp ayağa kalkınca, salondaki tüm konuklar da benim gibi ayağa kalktı. O an Kadir'e takıldı gözlerim. Sevgi ve minnetle abisine bakıyordu. Gözlerindeki acıyı kalbimde hissediyordum. Nasıl ki Uygar, abim dediği Kuzgun'a bağlıysa, Kadir de abisi bildiği Uygar'a öyle bağlıydı. Eğer Uygar bir gün elindeki bayrağı birine devretmek zorunda kalırsa, eminim ki seçeceği tek insan Kadir olacaktı. İç çekerek etrafıma bakınırken, Kuzgun'u kurtaran balıkçının kızının da gözyaşlarıyla Uygar'ın konuşmasını alkışladığını fark ettim. O da en az benim kadar hüzünlenmişti. Kuzgun, onlarla uzun bir zaman geçirmişti ve bilmediğimiz neler yaşanmıştı kim bilir? Ona baktığımı hissetmiş gibi bakışlarını bana çevirdi ve yavaşça yerine oturdu. O da babası gibi utangaç ve tedirgindi. Onlar için bir şeyler yapmak istiyordum. Elbette ki yaptıklarının karşılığı paha biçilemezdi ama onlara duyduğum minneti, gururlarını incitmeden göstermenin yolunu bir şekilde bulacaktım.

Uygar, konuşmasını bitirir bitirmez, her zamanki gibi bakışlarını bana çevirdi. Sevgiyle ona gülümsedim. Gözlerini kısarak, bacaklarıma bakınca, oflayarak yerime oturdum. Bu adamın kıskançlığının sınırı yoktu ve her geçen gün artarak, beni şaşırtmaya devam ediyordu. Suratımı asarak meyve suyumdan bir yudum alırken, Uygar'la konuşabilmek için etrafına toplanan kalabalığa takıldı gözlerim. O kalabalığa rağmen Uygar'ın kaşlarını çatarak hâlâ bana baktığını fark edince, küskün bir şekilde bakışlarımı ondan kaçırdım ama çocukça yaptığım bu hamlenin büyük bir hata olduğunu hemen anladım çünkü Uygar bakışımı gördüğü an, herkesi gerisinde bırakıp yanıma doğru yürümeye başladı.

KESKİN 3 / Çağan'ın Devri  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin