5.Bölüm

4.7K 335 239
                                    


Merhaba...
Benim tatlı okuyucularım, umarım hepiniz iyisinizdir. Keskin yolculuğu devam ediyor. Arayı kapatmak için uzun bir bölüm yazdım size. Zeynep önemli kararlar almak üzere. Bu ve sonraki bölüm önemli olaylara geçiş bölümü.
Umarım severek okursunuz.

Bölüm şarkısını, Yıldız söylüyormuş gibi dinledim ben. Siz de öyle yapın...
Sibel Alaṣ- Adam


Instagram hesabım,
Berna_ilgn

Keyifli okumalar...

&

Herkesin mazisi albümlere hapsolmuş, kilitli sandıklara saklanarak tozlanmaya yüz tutmuştu. Anıların ömrü, son hatırlayanı da kaybolunca hiç yaşanmamış gibi boşluğa karışacaktı. Kaç isim, kaç hasret kaç acı ve kaç mutluluk böyle yok olup gitmişti. Oysaki onlar da vardı bir zamanlar; onlar da hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamışlardı bu dünyada.

Pişmanlık duygusunun ne kadar anlamsız olduğunu düşünüyordum. O ya da bu sebeple aldığımız her karar, bizim seçimimizdi sonuçta. Seçtiğimiz hayatları yaşıyorduk ve pişmanlıklarla zaman kaybetmek yerine daha çok gülüp daha çok sevip daha mutlu yaşayabilirdik; çünkü adına zaman dediğimiz kavram, elimde tuttuğum kopuk kağıt parçasından bile daha geçiciydi. Nasıl olsa zamanı geldiğinde biz de bir anıya dönüşecek ve son hatırlayanımız kalmadığında, hiç yaşamamış gibi boşluğa karışacaktık...

Kendimi büyük bir boşluğa düşmüş gibi hissediyordum. Sanki bir okyanusa düşmüş ve Kuzgun'la Yıldız'ın teknesine sığınmıştım. Elimdeki kağıdı defterin arasına geri koyarken kulağımda, kırık bir şarkının hüzünlü melodisi vardı sanki. Şarkıları susmuştu belki ama benim zihnimde çalmaya devam ediyordu. Hikayeleri şimdilik yarım kalmıştı maalesef. Yıldız'ın günlüğünü bulmayı başarırsam eğer hikayelerinin devamını da öğrenebilecektim.

Evin girişinden sesler gelince, çantayı yanıma alarak ayağa kalktım ve yemek odasından çıktım. Ramon ve Mert gelmişlerdi. Kadir de yanlarındaydı ve onlara soğuk bakışlar atıyordu. Ramon, elini beline koyarak, "Ay babanın evine kuma gelmişim gibi ne bakıp duruyorsun öyle?" diyerek Kadir'e çemkirince, Kadir ikisine birden bakış atarak, "Keşke öyle olsaydı! En azından nefsi müdafaa der yırtardım." diye mırıldandı. Ramon bu kez bana baktı ve, "Ay Zeynep! Bak neler diyor bana!" diye bağırdı.

Gözlerimi devirerek, "Kavga etmeye doymaz mısınız siz?" diye cevap verdim. Kadir, ellerini beline koyarak, "Allah aşkına aynı odada yatmasın bunlar! Hatta aynı katta da kalmasınlar. Allah vermeye yüzlerine maske sürüp, leopar desenli sabahlıklarıyla ortalıklarda gezinirlerse, olacakları düşünmek bile istemiyorum. " dedi. Ramon, ona edalı bir bakış attı ve, "İtiraf et artık. Bana aşık olduğunu ve içten içe kıskançlıktan geberdiğini biliyorum." dedi.

Bozulacağını düşünerek bakışlarımı Mert'e çevirdim; ama o, son derece sevimli bir şekilde gülerek, "Yalnız burada araya girmek durumundayım," dedi ve gururla Kadir'e bakarak konuşmaya devam etti: "Kadir abim has adamdır. Başkasının sevgilisine göz koyacak son insandır o. O sadece bizi düşünüyor. Hani ev iki katlı ya, karanlıkta etrafı görmeyiz falan, aşağıya düşeriz diye öyle söyledi."
Kadir, hayretler içinde bana baktı ve, "Cidden elimde kalacaklar!" dedikten sonra kapıya doğru yürüyerek, "Ben gidiyorum Zeynep. Elim değil; her yerim kaşınıyor." dedi.

Kadir gittikten sonra Ramon elimdeki çantayı fark etti ve yüzünü ekşiterek, "Ay nasıl bir vizyonsuzluk bu sende ki? En son büyük büyük nenem takmıştı böyle bir çantayı; onu da eski fotoğraflarda gördüm ve inan bana şu elindekinden daha havalıydı yavrum." dedi ve Mert'e beni göstererek konuşmaya devam etti: "Bir de elinde tutmuş gezdiriyor. Bir moda ikonunun en yakın dostu böyle mi olur bebişim?"

KESKİN 3 / Çağan'ın Devri  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin