6 yıl sonra
"İrina İrina uyan artık ameliyata bekleniyorsun"
Nasıl unutmuştum girmem gereken son 1 ameliyat vardı.Bugünkü 3.ameliyatımdı.Bir günde 3 ameliyat biraz zorluydu ama ben işimi seviyordum.
Ameliyat önlüğümü giydim eldiven ve bonemi taktım.Tamamen farklı görünüyordum ama seviyordum bu kıyafetlerin içinde olmayı.
Küçük bir operasyon olacaktı ve en sevdiğim hocam da vardı.Bu hocayı sevmemin nedeni ise her zaman stajyerlerine çok iyi davranmasıydı.
Yaklaşık 40 dakika sonra ameliyat bitmişti ve ben çok yorulmuştum.Kendimi kanların saklandığı odaya attım.Burası genelde boş olurdu ,buraya gelmeyi seviyordum burda tek başıma takılabiliyordum.
Kendimi kadife kırmızı koltuğa attım ve başımı koyduğum gibi uykuya daldım.Gerçi bu uykuya dalmak değil bayılmak sayılırdı.Ama günde 3 ameliyattan sonra bunu kesinlikle hakediyordum
Bir tıkırtı sesine uyandım.Odada garip bir koku vardı.Başka biri daha burda olmalıydı.Ama buraya kimse gelmezdi.Pencereden giren ay ışığı ortamı biraz aydınlatıyordu.Ben uyuduğumda nerdeyse güneş batmak üzereydi.Çoktan gece yarısı olmuş olmalıydı.
Karanlıkta çok iyi göremiyordum ama yine de hissediyordum orda biri vardı ve kan dolaplarından kan alıyordu.
Kim var orada, diye seslendim
Cevap vermedi daha çok irkilmiş görünüyordu.Benim burda olduğumdan haberi yok muydu?
Korkak gözlerle bana baktı karanlık olduğu için yüzünü seçemiyordum sadece gözlerine odaklanmıştım çünkü gözleri kırmızı yakutlar gibi parlıyordu.Bir insanın gözleri kırmızı olabilir miydi ?
"Kimsin ve napıyorsun burda "
Elindeki kan torbalarını yere bıraktı ve beni duvara yasladı
O kadar hızlı bir şekilde yapmıştı ki başım dönmüştü.Bir insan bu kadar hızlı hareket edemezdi.
Yakut kırmızısı gözleri benim kahverengi gözlerimle buluştu.Gözlerine bakmak beni cezbediyordu.Hayatımda gördüğüm en güzel kırmızı tonuydu.
"Sessiz ol küçük hanım .Sessiz ol ki senin kanını içmek yerine bunları içeyim"
Küçük bir kahkaha attım "Ne kanından bahsediyorsun sen insanlar kan içmez ki"
"İnsan olduğumu kim söyledi.Vampirim ben "
"Aynen ben de kurt kadınım"
"İnanmıyorsun demek"
"Eğer bana kanından biraz verirsen kanını inceleyip ne olduğunu anlayabilirim"
"Eğer sen bana kendi kanını verirsen ben de kendiminkini sana veririm"
"Kalsın"
"O zaman uslu bir kız ol ve kimseye benden bahsetme"
Senden bahsetsem bile bana inanmazlar ki diye düşündüm içimdem
Yerdeki bir kaç torba kanı aldı ve bana son bir kez kırmızı gözleriyle bakıp gitti
O pencereden çıkarken ay ışığı çıplak kolunu aydınlattı.Yanlış saymadıysam 22 tane çizgi vardı kolunda .Daha önce böyle bir dövme görmemiştim ama ne anlamı vardı ki?
Kapağı açık ve bir kaç torba kanın dağıldığı dolaba baktım.
Neden benim kanımı içmek varken dolaptan almıştı ki
İstese benim kanımı da içebilirdi
Şans eseri bir vampir saldırısından kurtulmuştum.
Ne kadar garip bir vampir.Yine de onun kanını incelemek istiyordum.Merak ediyordum işte.Ne de olsa dünyamızda vampirlerin olduğuna dair kesin kanıtlar yoktu.
Etraftaki dağınıklığı topladım ve odadan çıktım.Nöbetim bitmişti ve eve gidip uyuyabilirdim.
Bir vampir saldırısına uğramadan...
Robertin ağzından
Tam 6 yıl geçmişti ve ben onunla ilk defa yüzyüze karşılaşmıştım.
O hastanede çalıştığını bilmiyordum.Bazen kan almak için hastanelere gidip kan çalardım.Sokaklarda insanlara saldırmak çok dikkat çekerdi .Böylesi çok daha sessizdi.
O hastaneyi seçmemin özel bir sebebi yoktu.Sadece kalbim bana oraya gitmemi söylemişti.Ve ben de gitmiştim.
Karanlıkta onu görmem hiç de zor olmadı.Yüzüne ay ışığı vuruyordu.Koyu renk saçları koltuğa yayılmıştı.Uyurken bile bir melek gibi görünüyordu.Kalbimde artan sıcaklığa karşı koyamayıp bileklerinden tuttum.Nabzı atıyordu.Nabız atışını,kalp atışını,nefes alış verişini dinledim.
Karşımdaydı ve yaşıyordu.Oysaki ben bunca zaman boyunca yaşıyor gibi hissetmemiştim.
Ancak onu gördüğüm ilk andan beri yaşıyormuşum gibi hissettiriyordu.
Dolaptan kan alırken bir kaç torba düşürdüm ve biraz ses çıkartttım.İstedemen onu uyandırmıştım.Ona kan takası teklif etmiştim kabul etmemişti.Zaten kabul etse bile ben onun kanını içemezdim.
Ruh eşinin kanını içemezsin...