Pekala en azından bir vampirle ilgili hatrı sayılır bilgiye sahiptim.Sonuçta hayatta kaç kere bir vampirle karşılaşıp hayatta kalıyoruz ?
Ama canımı sıkan tek şey gözlerinin rengiydi.
Evet kırmızı gözleri de gayet güzeldi ama gerçek göz rengini daha çok merak ediyordum.Acaba yeşil miydi? Ya da kahverengi ? Belki de eladır. Ne olursa olsun eminim ona çok yakışıyordur.
Henüz bir gündür burdaydık . Burası cidden huzurlu bir yerdi . Ancak maalesef burda internet ve telefon çekmiyordu bu yüzden tüm gün canım sıkılıyordu. Buraya apar topar kaçırılıp getirildiğim için yanımda pek bir şey yoktu . Robert bana kıyafetlerini vermişti. Tabii ki bana çok büyük geliyordu ama söylemeliyim ki cidden güzel bir moda zevki vardı.
Kıyafetlerini giydiğim için kokusunu da alıyordum.çok güzel kokuyordu . Papatya ve bal karışımı bir kokusu vardı.Ferahtı ve beni rahatlatıyordu. Bir vampir bu kadar tatlı kokabilir miydi?
Onunla ilgili sevdiğim bir diğer şey ise bana karşı her zaman kibar oluşuydu . Gerçek bir centilmendi. Ve benim centilmen erkeklere zaafım vardı.
Kapı hızlıca açılınca hazırlıksız yakalanmıştım
"Günaydın İrina"
Üstümde onun verdiği bol kırmızı tişört vardı . Zaten tişört çok uzun geldiği için elbise gibi duruyordu . Altıma bir şey giymeye gerek yoktu .
"Günaydın, bir saniye sana daha önce adımı söylemiş miydim?"
Kısa sürede bir sürü şey olmuştu ve ben ona ismimi söyleyecek fırsat bulamamıştım.
"Hastanedeyken isim kartında gördüm"
"Karanlıkta kartı nasıl okudun ki?"
O gece zifiri karanlıktı ve pencereden giren ay ışığı dışında pek ışık yoktu ama yine de ay ışığının da kartıma vurduğunu düşünmüyorum.
"Vampirlerin gözlerinin çok iyi gördüğünü söylemiş miydim"
"Hmm.Yeni bir bilgi daha "
"Gel hadi kahvaltı yapalım"
O söyleyince fark etmiştim ama gerçekten çok acıkmıştım.
Merdivenleri hızlıca inip mutfağa gittim. Tabi ki de o bir vampir olduğu için çok hızlıydı .
Hızlıca masaya baktım.Çeşit çeşit reçeller , peynirler , zeytinler,sucuk,sosis,patates kızartma,ekmek,salata ,çikolata ve daha bir sürü şeydi vardı.iki kişi için biraz fazlaydı sanki
"Demek yemek yapabiliyorsun "
"Bir vampirin asırlardır yaptığı yemek birikimleri işte "
"Başka neler yapabiliyorsun mesela asırlardır hayattasın"
Keşke benim de böyle uzun ömrüm olsaydı kendimi her alanda geliştirirdim .
Gülümsedi
"Mesela , basketbol,atletizm,yüzme,dans,resim,tiyatro,piyano ,dil,aşçılık "
"Vay be 355 yıllık ömrüne ne kadar çok şey sığdırmışsın"
"Uzun yaşayınca sıkılıyorsun ister istemez"
"Keşke benim de o kadar uzun ömrüm olsa"
"Olucak. Sen de ölümsüz olucaksın"
"Ne nasıl Sakın beni vampir yapmayı düşündüğünü söyleme"
"Hayır buna gerek yok benim ruh eşim olduğun için sen de ölümsüz olucaksın "
"Ne zaman olucam "
"Beni gerçekten kabul ettiğin zaman"
Suratım asıldı. Her şey onu kabul etmeme çıkıyordu . İyi de ben ne zaman onu kabul edicektim ki ?
"Biraz vampir tarihinden bahsetsene nasıl ortaya çıktınız nasıl çoğaldınız "
Konuyu değiştirmek için bunu sormuştum .
"İlk olarak milattan sonra 3. Yüzyılda görüldüğümüz düşünülüyor tabi o zamanlar en ilkel halimizmiş. Sadece uyur ve etraftaki canlılara saldırırmışız.zamanla evrimleşmişiz ancak ilk vampirin bir salgın sonucu ortaya çıktığı düşünülüyor. 15. Yüzyıla doğru insanlardan ormandan sesler duymaya başlamışlar ve bu sayede vampirler efsanelere konu olmuş hemen ardından ise edebiyatta bahsedilmiş varlığımızdan zamanla bilim geliştikçe insanlar vampirlerin gerçek olduğuna inanmayı bırakmış."
"Peki güneşe çıkabiliyor musunuz"
"Güneşle ilgili hiçbir zaman bir sorunumuz olmadı "
"Vampirler insan toplumuna katılabiliyor mu ?"
"Elbette katılabiliyoruz hatta hemen hemen her yerde vampirler var ama siz insanlar fark etmiyorsunuz ."
"Gözleriniz sizi ele vermiyor mu?"
Ne de olsa kırmızı gözler insanlarda mümkün değildi.
"İnsanlar gözlerimizin gerçek rengini göremiyorlar . Sadece ruh eşi vampir olan insanlar görebiliyor senin gibi"
"Hiçbir insan sizi ele vermedi mi?"
"Daha önce yapmaya çalışanlar oldu ama onlar ele vermeden hallettik."
Kahvaltımı yemeye devam ettim . Uzun zamandır birisiyle birlikte yemek yiyordum . Normalde hep yalnız yerdim.
"Hep ben anlatıyorum biraz da sen anlat hayatını"
"Peki ismimi biliyorsun zaten .İrina Venela . Doğduğumdan beri bu şehirde yaşıyorum .Doktorum oldukça sıradan bir hayatım var . Pek de bir şey yok "
Ben anlatırken bana hevesle bakıyordu .
"Biliyorsun seni uzun zamandır bekliyorum. Senin hakkında her şeyi bilmek istiyorum .Neleri seversin ,neleri sevmezsin, nasıl birisin,alışkanlıkların neler,hobilerin ne ,seninle ilk karşılaşmamız nasıl olucak , benim hakkımda ne düşünüceksin,beni sevecek misin? Ömrüm bu soruları sormakla geçti.Seni yakından tanımak istiyorum .Seni bekleyerek geçen vaktimi seninle telafi etmek istiyorum."
Bana yine çok anlamlı bakıyordu.
"Seni ilk gördüğümde...gerçekten çok yakışıklı olduğunu düşünmüştüm.Yakışıklı ama badboy bir serseri olduğunu düşündüm.sonra gözlerini gördüm...nutkum tutulmuştu . Kırmızı benim en sevdiğim renkti.Gözlerinden kendimi alamadım. Sıradan hayatımın ortasına bir bomba gibi düşmüştün . O geceden sonra hayatım asla aynı olmadı . Ve sen... vampir olduğunu söylediğinde bir anlığına deli olduğumu sandım. Akıl sağlığımla oynadın. Öyle ki psikiyatriste bile gitmeyi düşündüm . Ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi devam etmeye çalıştım. Çünkü böyle bir şeye hazır değildim. Ve ben bundan kaçtım. Kaçarak kurtulabileceğimi sandım."
Beni dikkatle dinliyordu .
"Şimdi sıra sen de . Sen beni görünce ne düşündün."
"Seni ilk gördüğümde...bedenimi bir yıldırım çarptı . Tıpkı sen doğduğundaki gibi. Anladım ruh eşim olduğunu . Şaşırmıştım çünkü ilk karşılaşmamızın böyle olacağını bilmiyordum . Seni uyandırmamaya çalıştım ama başaramadım. Çok güzeldin . Kanepede yatarken dağılmış saçlarınla, hafif kalkık kaşlarınla,koltuktan aşağı sarkan elinle,yavaş yavaş atan kalbinin sesiyle cennetten düşmüş bir melektin.Çok masumdun, çok zariftin, kıyamadım sana kızmaya, neden beni bu kadar beklettin diye , neden şimdi ,neden daha önce gelemedin diye kızmak istedim ama yapamadım. Bir diğer şey ise seni görünce kalbimdeki boşluğun azalmasını hissetmemdi.evet boşluk sıradan bir boşluk değil .Yıllarca acısını hissettiğim bir boşluk . Vampirler ruh eşlerine kavuşana kadar kalplerinde boşluk hissederler . Ruh eşleri o boşluğu doldurabilir."
"Ne yani benim yüzünden kalbinde boşluk mu var ve yine benim sayemde dolucak "
"Sen yanımda olduğun her saniye doluyor"diyip yavaşça eğildi ve saçlarıma öpücük bıraktı .Şaşkındım az önce beni saçlarından öpmüştü . Hem de bunu çok nazik bir şekilde yapmıştı .
Kahvaltımız bitmişti. O bulaşıkları yıkarken ben televizyonda film seçmeye çalışıyordum . Yardım etmeyi teklif etmiştim ama kendisinin hızlıca halledeceğini söyleyip izlememiz için film seçmemi istedi. Ben de tabi ki en sevdiğim film olan Harry Potter'ı seçtim. Ne de olsa beni tanımak istediğini söylemişti.Yanıma geldi ve oturdu . Mısır da getirmişti .
"Demek sevdiğin film bu "
"Evet en sevdiğim seri defalarca izledim bayılıyorum bu seriye."
Serinin en sevdiğim filmini Azkaban Tutsağını seçmiştim.
Birlikte sessizce filmi izledik. Sadece mısır sesi ve filmin sesi vardı.
Film bitmişti .
"Ee beğendin mi filmi"
"Sen beğendiysen ben de beğenirim."
Bir anda durdu arkasında baktı pencereye doğru .
"Noldu " diye sordum
"Sesi duyuyor musun?"
"Ne sesi duymuyorum ."
"Normal, vampirlerin duyma ve görme duyuları size göre daha gelişmiş."
Bir bilgi daha
Kapı çaldı.
Robert bir anda refleks olarak ayağa kalkıp önüme geçti.
"Arkamda dur"
___________________Evet çoktan 9. Bölümün sonuna geldik bile
Buraya kadar okuyan varsa çok teşekkür ederim.
Sizce kim geldi?
Buraya karakterlerin fotoğraflarını da bırakıyorum.İşte Robert Peters.Modeli Robert Pattinson
Bu da İrina Venela
Bu arada size wattpadde harika fantastik hikayeler yazan bir yazardan bahsetmek istiyorum
@efsun_17799 kendisinin harika fantastik hikayeleri var.Eğer fantastik okumayı seviyorsanız kesinlikle bir şans vermelisiniz.
Ayrıca Efsun'a bu platformda yanımda olduğu ve özellikle kitap yazma konusunda beni desteklediği için çok teşekkür ederim.Eğer o olmasaydı belki de ben bu kitabı yazmazdım.Burdan kendisine sevgiler .
Lütfen oy atıp yorum yapmayı unutmayın
Seviliyorsunuz öptüm 💋