Bölüm 3

572 27 5
                                    

Fahriye

Bavulum sonunda hazırdı ve geriye yarın ne giyeceğimi planlamak kalmıştı. Övünmek gibi olmasın ama Cannes'a gidiyorduk resmen! Çok heyecanlıydım oraya gitmek orada olmak kim bilir nasıl bir duygudur. Nefes gelip karşıma dikildi.' Yarın ne giyeceksin? '
'Bilmem düşünmedim?'
'Ya kızım nasıl düşünmezsin? '
'Tüm gün uçakta geçecek Nefes, nesini düşünmem gerekiyordu?'
'Mal arkadaşım benim. Ay nasıl böyle rahat olabiliyorsun anlamıyorum. Burak Özçivitle birlikte aynı uçakta hatta belki yan yana uçacağının farkındamısın sen? Şu eline geçen fırsatları hep tepiyorsun hep!' Al yine başladı.

'Allah aşkına yine başlama Nefes ya. Ceylan diye bir kız vardı hatırlıyormusun? Hani Burağın sevgilisi olan.'
'Kızım varya kulağıma çok güzel haberler geliyor o yönden doğru. Bunlar varya kavga yapmış. Burak evi terk etmiş.' Acaba gerçekmiydiki? Of gerçekse bile banane?
'Napalım Nefes? Ne istersin?'
'Hazır araları bozukken yap işte birşeyler.'
'Saçmalama.' Dedim kısa ve net.
'Kızım hayatının şansı olabilir.' Bu kız beni deli edecekti besbelli.
Ona kaşlarımı çattım. 'Tamam tamam sustum.' Dedi ağzına fermuar çekerek.

Burak
Havalimanına geldiğimde Fahriye orda yanlız başına oturuyordu. Bende yanına gitmeye karar verdim.
'Merhaba' dedim yanına yaklaştığımda. Korkarak bana baktı. Bu hali çok nasıl desem tatlıydı.
'Korkutmak istemedim kusura bakma.'
'Önemli değil.' Dedi gülümseyerek 'otursana.'
Karşısına oturdum. 'Heycanlımısın?'
'Çokmu belli oluyor?' Dedi biraz utangaç bir şekilde. 'Yooo hayır. Bende heycanlıyım merak etme.' Dedim. Biz havadan sudan konuşurken ekip gelmişti hep birlikte uçağa bindik. Fahriye'yle benim yerim yan yanaydı. Fahriye eline kitap alıp okumaya başladı benimse aşırı derecede canım sıkılıyordu. Ne vardı yani azıcık muhabbet etsek. Zamanın böyle geçmeyeceğini anladığımda uyumaya karar verdim. Başımı arkaya yaslayıp gözlerimi kapattım. Bir türlü uykumda gelmiyordu en sonunda başımı daha fazla böyle tutamayınca omzuna düştü. Tamam belkide ben yaslamıştım. Gözlerini üzerimde hissettim ama gözlerimi açarsam yanlış anlayabilirdi yani uyuma numarası en iyi çözümdü.

Fahriye-
Birden omzumda bir ağırlık hissedince ürktüm. Başımı kitaptan kaldırıp bakınca Burak'ın uyuduğunu gördüm. Onu azıcık izlediğimi itiraf etmeliyim. Yüzü o kadar kusursuzduki ona bakmamak mümkün değildi. Ben ne diyorum ya! Kendine gel Fahriye, kendine hakim ol. Bir süre sonra bende gözlerimin kapandığını hissettim yavaş yavaş..

'Fahriye? Fahriye?' Dürtüklenerek uyandım. 'Noluyor ya?' Dedim kaşlarım çatık ve sesim uykulu bir şekilde. 'Geldik.' Karşımda Burak kocaman gülümsemesiyle duruyordu. Böyle uyanmakta bir başkaydı yani. Neyse daha fazla saçmaladan kalkmalıyım.

Otele geldiğimizde güzel bir yemek yedik ekiple birlikte. Herkez gülüp eğlenirken Burak birden bana dönüp 'şarkı söylesene' dedi. 'Şimdimi?' Dedim şaşkın bir şekilde. 'Evet. Hadi ama herkez biliyor sesinin güzelliğini.'
'Yani bilmemki.' Elifte anında atladı 'hadi amaaa hepimiz istiyoruz söylemeni. Hepimizi kıracak değilsin herhalde.' Dedi oda Burak'a destek çıkarak. Ona aşk olsun bakışımı attıktan sonra 'Iyi tamam. Ama sizde katılacaksınız.' Dedim hepsine bakarak. 'Tabiiki katılırız.' Dedi Burak kendinden emin bir şekilde. Seside güzelse artık kendimi atma vakti gelmiştir. Bukadar mükemmellik onun için bile fazla diye düşünmeden edemedim.
'Hangi şarkıyı söylememi istersiniz?' Dedim onlara soran bakışlarla.
'Bilmem eğlenceli bir şeyler olsun.' Dedi Elif. 'Benim gözüm sende'yi söylermisin' dedi Burak. Bense ona gülümsedim ve istediği şarkıyı söylemeye başladım.

Set Aşkı KalbiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin