8. "KASETLERE GÖMÜLENLER"

918 37 44
                                    

                         Buray - Darmadağın                   Adamors-Kendime rönesans

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                         Buray - Darmadağın
                   Adamors-Kendime rönesans

             8. "KASETLERE GÖMÜLENLER"

            "İyileştirdiğiniz herkes bir gün
                                sizi hasta edecek."

T.S Eliot

Ölüm kalbimi delip geçerdi. Sırtımdan çıkar, bir kere de o iteklerdi ve düştüğüm o çukurda yalnızca gözlerim açılırdı. Bir okyanusun tam ortasında, sonu gözükmeyen o karanlıkta çığlık çığlığa bağırdığım an bir sarmaşık dolanırdı yaralarıma.

Yalnızca dört harf, iki hece. Titreyen kalbine bir yumrukta o atardı ama dik durman gerekirdi.

Hayır, her zaman dik durmam gerekirdi.

Ölüm, okyanusun en içine bedenimi çekmişti aniden sanki. Rüya değildi, şu an hissettiğim şey tam anlamıyla buydu. Zihnim de tepki verecek hiçbir güç, kalbimden yükselen hiçbir kuvvet beni oradan kurtaramayacaktı.

Nefesim çoktan boğazıma takılırdı ve aldığım her nefes, nefes almayan birkaç baloncuktan başka bir şey olmazdı.

Benim gözlerim açılırdı, belki de kapanırdı ama nefes alırdım.

Birinin kapanmıştı, üstelik açılmayacaktı.

Kirpikleri kül olana dek sıkıca bağlanmıştı ve en adil olanı buymuş gibi gözlerimi kırpıştırdım üzgünce. Doğru olan buymuş gibi nefes almayada devam ettim titrek bir nefes verirken.

Karşımda iki adam vardı, biri neredeyse gözleriyle yıkacak gibiydi, duyduğu sarsıcı hissi eksik etmiyordu. Diğeri ise bedenimin önünde bir dağdan farksızca bana eğilmişti, akan yaşlarını sinirle silip bir şeyler mırıldanıyordu ama o kadar boşluktaydım ki, o kadar kapanmıştım ki her şeye, aniden boğazımdan acı bir yükseliş tenime vururken elimi boğazıma sardım. Kuzey, varlığını belli edercesine öksürdü sertçe.

Birinin ölümünden bahsedip aniden susmak, asla hoş değildi. Konuşmalıydı, birinin nefesi kesilmişti ve gözlerime öfkeyle bakıp dakikalarca ayakta durmaya çalıştığım bedenimi aniden yıkacağından şüphem yoktu. Beni ayakta tutan, dirseklerime tutunan Ayaz'ın güçlü avuç içleriydi. Burnumu çektim yavaşça, ardından Ayaz'ın kızarmış yüzüne doğru başımı kaldırıp onunla aynı renge sahip olduğum mavilerimin artık yok olduğunu, kırmızılığının etrafını sardığını görmesine izin verdim.

"Kim öldü?" Diyebildim sessizce, üst dudağını ısırarak çenesinin titremesini önlediğinde kollarımı daha sıkı tuttu. Gözlerini mavilerimden kaçırdı telaşla.

Bu sefer, güç vermek istercesine ben kollarımı göğsüne yasladım ama dirseklerim hâlâ ellerindeydi. "Söylesene," dedim tekrar gülümserken, bir elim yumruk olurken güçsüzce göğsüne vurdum. "Kim öldü, pilot adam..." ağladığımı, bana sıkıca sarıldığı ana kadar anlamamıştım.

AYAZ EKSENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin