10. "BUZDAN ÇEHRE"

805 30 29
                                    

                       Mor ve ötesi - Oyunbozan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


                       Mor ve ötesi - Oyunbozan

                                         

                     10. "BUZDAN ÇEHRE"

                                            ☆

Buzdan bir acı, buzdan bir çehreye sığınamayacak kadar ucu yanan bir uçaktan farkı olmayan kızgın lavdı şimdi.

Harelerime oturan yorgun titreme sıkışarak  güçlükle alnını göğsüme yaslarken; yapabildiğim yalnızca avuç içlerimi sertçe derime saplamaktı.

Ayaz'ın bana verdiği uçak, gözler önünde yanmıştı. Bir hiç gibi, zaten onu yaralayan bir darbeyken bir yangını daha gözlerine sermişlerdi.

Bir ur sanki arabanın içine çökmüştü. Sessizliğin ardında içli nefesler vardı. Kıvrılan dudaklar ansızın solmuş, parlayan bakışlara beklenmedik bir karartı çökmüştü.

"Çınar Rusyadan dönmüş," Başımı bitkince yasladığım koltuktan ayırarak yavaşça yanımda ki bedene çevirdim. Dirseği kapıya yaslıydı, avuç içi ise kabaca az tutamları olan kumral saçlarına dolanmış durumdaydı. "Ve bana attığı mesajı korkmamanız adına söylemeyi tercih etmiyorum, ölüme son beş dakika."

Arabanın içinde ki sessizlik derince bir burun çekmeyle beraber bozuldu. Daha onun söylediği cümleyi kavrayamazken aynı şaşkınlıkla arkaya döndüm. Armen, Ardadan oldukça uzakça sol kısımdaydı ve neredeyse yayıldığı yerden kapıya yapışmıştı.

Gözlerim ondan ağırca kalkarken bu sefer Ardanın gözlerini buldu. Kıpkırmızıydı, öyle solgun ve dağılmış görünüyordu ki onun bu durumu beklenmedikti.

"Hun," diye mırıldandı sesi hafif çatlarken, Arda koyu kahve gözlerini çekinerek benden kaçırdı ve Ayaz'a baktı dehşetle. "Bu söylediğin daha korkunç, onu görmeden öldüğümü hissettim." Titreyen sesine karşı bir an içim erir gibi oldu. "Mesajı okumadan da hissettim. O yüzden teşekkürler, beni sağda indirir—"

Ayaz sertçe bir nefesi burnundan verirken alt dudağını kabaca ısırıp elinde ki temiz mendili bir hışımla ikimizin arasından arkaya doğru uzattı. "O çeneni kapat, sen de geleceksin."

Arda mendile baktı, uzunca. On beş saniye kadar. En büyük şaşkınlığım hâlâ Ayaz'ın sabırla bekliyor olmasıydı. "Ben," dedi kısıkça, aklına yine bir şey gelmiş gibi burnunun ucu hareketlenirken Ayazla göz göze geldim anında. Arda hafif öksürdü. "Ben gitsem daha iyi olur, hasta olacakmışım gibi hissediyorum."

Ayaz keskince aynadan onunla göz göze geldiğinde tüm çehresi gerilerek beyazladı anında. "Sana kibarca gelir misin diye sorduğumu hatırlayamadım şu an, sen de hatırlamadıysan al şunu."

AYAZ EKSENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin