☙
Rusya Hava Kuvvetleri Komutanlığında pilot olarak görev alan Ayaz Hun Mironov'un kalbi, yakın dostu Çınar Erdem'in her keskin gözden uzak ardında sakladığı kardeşi Eylül Lara'ya bir gece ansızın dolanır.
Hiç beklemediği ani bir ölümle abisinin kat...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
The Neighbourhood- sadderdaze
- 5. "ÇUKURUN DİBİ"
Ateşin süzüldüğü gözlerde bir ipin asıldığına rastlardım her zaman. Anlamak için daha da yaklaşır, belki dolanırım etrafından sanardım ama ansızın çekerdi içine.
Onun mavilerine gitmek gibiydi bu his, derin bir deniz gibi ama tek bakışı, boğazıma çekeceği bir çizik olarak kalacaktı.
Sert ve sıkı nefesleri ağırca yüzüme vururken gecenin bulanık karanlığı yüzüne vurmuştu. Gözlerim buğulanmıştı, yüzünün sol tarafına ateşin yaydığı o ışık vuruyordu. Saçlarımın arasından gözümün ucuyla yangına baktım. İnce uzun koridor halısı bütün kafesin içine doğru büyüyüp gitmişti. Rahatlayarak geri önüme döndüğümde Ayaz öyle tuhafça beni izliyordu ki bir an tükürüğüm boğazıma kaçtı. Sanki onun da kaçmış gibi boğazından geçen o yumruyu izledim. Son sözleri kalbimin ritmini iyice bozarken ben hâlâ bacaklarının arasında ne yaptığımın farkında değildim. O da farketmiş gibi beni aniden ittiğinde zemine doğru savrularak şok içinde ona baktım.
"Ne bu temas," dedi cıkcıklayarak, sanki beni o tutmamış gibi. Bırakmamış gibi. Sonra aptallığına söverek mavileri tekrar bana değdiğinde elini uzatarak nazikçe elime sardı. "Tutabilirsin," derin bir nefes aldı beni şaşırtarak. "Ama yine de hayret bir şey." oturduğu yerde doğrulup bana uzandığında beni buradan bir an önce çıkartmak adına belime sardı ellerini, hızlı bir endişeye girmiş gibi korkuyla ayağa kaldırdı.
"Yapıştı."
"Ne yapıştı?" Diye sinirle soludum elini hâlâ belimdeyken, şaka gibi biriydi.
Başını bana doğru eğip diklendi. "Bir şey demedim."
