17.Bolum

1.4K 82 91
                                    

Oğuz nihayet eve gelmişti.Hemde elinde iki koca paket leke çıkarıcı ile,hala beni
düşünüyor olması ilginçti çünkü ona resmen büyük bir mallık yapmıştım ve şimdi yüzsüz gibi onu evime çağırıp onun umrunda olmamasi gereken kedimin bokunu temizlememe yardim etmesini istemiştim.
"Oğuz ben çok üzgünüm,annem ölünce bir an aklımı yitirdim sanırım gerçekten
yanımdan ayrilmadigin için cok teşekkür ederim."
"Sorun değil,o hissi bilirim. Sen bana kedinin bokunum çantanda ne aradığını söyle."
"Of ben bu gün bir kedi buldum sonra aldım çantama koydum eve getirdim sonra o da çantama sicmis işte"
"Kediyi cantana mi koydun?"
"Aynen."
"Herneyse olan olmuş bu leke çıkarıcılar ile çamaşır makinesine atarsan geçer "
"Ay çok saol birde bu kedi ne yer, ne içer nereye sicar,neye yatar falan bunları nerden bulabilirim?"
"Kediyi al petshopa gidelim asi falanda yaptırırız."
"Tamam."
Kediyi aldik ve Oğuz'un arabasına bindik. Ve ilk veterinere geldik,biraz veterinere saldırsa da düzgün bir şekilde aşı oldu ve aklımda olan tek soruyu sordum
"Ne kadar tutar?"
"550 lira tutuyor hanfendi"
Cebimdeki paraları saymaya başladım. Işime de bir hafta ara verdiğim icin normalde ayda 2500 tl aliyorken bu ay sadece 1500 tl alabilmiştim. Neyse ki yanımda 1000 TL vardı.
"Elisa , istersen ben öderim"
"Yok yanımda para var ve asla sana ödetmem."
"Öyle olsun."
Tutarı ödedim ve kediyi alıp yandaki petshopa gittik. Herşey çok güzeldi ama fiyatları daha da güzeldi. Yanımda son 450 tl vardı. Işte şimdi ayvayi yemiştim
"Şu kedi kumu ne kadar acaba"
"Gösterdiğiniz 200 yanındaki de 98 TL hanfendi."
"Şu 98 TL olani alayım"
"Elisa yalnız o hiç kaliteli durmuyor" diye kulağıma fısıldadı oğuz.
"Yok çok kaliteli duruyor ya saraydan çıkma gibi baksana üstünde kedi falan var "
"Sen bilirsin"
Işkence devam ediyordu, şimdi sıra dört ayaklının kum kabına gelmişti. Ve gözüme çok güzel desenli ve ucuz bir plastiği olan bir kum kabı çarptı.
"Bu ne kadar acaba?"
"756 TL hanfendi"
"Çüşşş"
Oğuz beni dürttü
"Anlamadım hanfendi"
"Diyorum ki plastiği çok güzelmiş yani mükemmel"
"Alacak mısınız?"
"yoook,yok gerek yok hiç gerek yok hem desenleri kötüymüş biraz"
"Beyefendi ben bunları üniversiteli gariban bir kıza bakıyorum yani en ucuzu hangisi bunlarin?"
Oğuz bir yandan gülmemeye çalışıyordu
"Elisa istersen cidden ben alırım"
"Ay oğuz yok burada tutumlu bir bilinçli tüketici gibi davranıyorum kaziklanmayalim diye karışma bir"
"Şu en ucuzudur hanfendi 200 TL "
"Ben alayım onu o zaman, birde mama bakacaktım."
"Elisa yatak almayacak misin hayvana "
"Yok ben yaparim ona bos ver"
Bunlar olurken oğuzun kucağında debelenen bir canlı daha vardı.
"Elisa bu kedi durmuyor bari tasima kabi alalım ben alırım valla bak valla yemin ederim ben alırım "
"Ben kendim alicam dur bi sen"
Adam koşa koşa mamalardan birini getirdi, elindeki mama bizim apartman kadardı.
"Beyfendi bu kedi obez olur yalnız bunu yerse."
"Yok olmaz olmaz hanfendi bu en kaliteli mamadir hemde diyettir fiyatı da indirimde 2000 TL "
Içimden indiriminize sıçayım sizin diye bir ses haykırıyordu.
"Beyfendi, ucuz diyorum ucuz bana 100 liralık bir şey ver abim lütfen lütfen"
Adam bana acıdı belli ki ve büyük bir mamayi 100 TL'ye verdi. Ama son 52 TL kalmıştı ve bu lanet taşıma kaplarının hiç biri o kadar ucuz değildi.Aramaya devam ettim ve sonunda 50 TL'lik bir tane buldum ama plastiği pazardan dizlanmis gibiydi ve biraz kopmuştu.
" Ben bunu alayım"
"Emin misiniz biraz defoludur o"
"Eminim abicim eminim"
"Tamamdır toplam 448 TL tuttu"
Kendimi çok gururlu ve zengin hissederek 450 lirayı verdim ve aynen şöyle dedim
"Üstü kalsın."
Oğuz birden gülmeye başladı,abi tip tip bize bakıyordu ve oğuzun bacağına hafif bir tekme attım. Kediyi ucuz taşıma kabına yerleştirdim ve petshoptan çıktık. Tam o sirada taşıma kabi açıldı ve kedi yuvarlanmaya başladı oğuz hala fişe bakıyordu,ama ben bagirip taşıma kabini yere fırlattığımda herşeyi anlamış olmalıydı
"KEDIIIIII GITME DUR "
kedi kabin yarisinin içinde sıkışmış olarak bayırdan yuvarlaniyordu. Oğuz arkamdan elindeki kum ve kum kabı ile koşmaya çalışıyordu. Ayağım taşa takıldı ve birden bende çamurun içine yuvarlandim. Ama tekrar kalkip koşmaya devam ettim. Sonunda bayır bitti ve kabın yarısını tutabildim. Isimsiz kedi korkak korkak bana bakıyordu. Sonunda Oğuzda yetişti ve birşey olmuş mu diye sordu. Bir şekilde kediyi aldik ve inmesi çok kolay ama çıkması işkence olan iğrenç bayırı tırmandık. Kediyi taşıma çantasına koyduk ve bu sefer kapandigindan emin olduk. Oğuz beni evime bıraktı.
"Bu gün için ve beni affettigin için sağol"
"Rica ederim " diyerek gamzeleri belirgin bir sekilde gözükecek kadar gülümsedi.
Kedinin eşyalarını yerleştirip uyudum. Ertesi gün hava çok güzeldi sonbahar ayında bile sıcak hava olan bir şehirde yaşamak huzurdur. Bu yüzden sörf yapmaya gitmeye karar verdim. mayomu giydim ve üstüne en kalitesiz t-shirt ve şortumu geçirdim. Okula akşam gidecektim ve sadece son 2 derse falan kalacaktım. Çakma crocs terliklerimi ayağıma gecirdim ve taksiye bindim, çantamda kalan son 200 liradan 100'unu taksiye verdim. Neyseki ayın bitmesine son iki gün kalmıştı ve işime tekrar baslayabilecektim. Gerekirse maaşın yarısını erken alırdım. Sörf alanına geldiğimde kumlarda oturan kaslı ateşi gördüm. Bu çocuk niye heryerden çıkıyor ki niye,niye,niye? Seviyoruz tamamda bune kardeşim!
Ona selam verdim ve direkt sörf yapmaya başladım, suyun üstünde kaymak huzurun ta kendisiydi. Ama yaninizda sizi dikizleyen biri olunca kesinlikle değil. Ben kaydiktan sonra sıra ona geldi ve kaymaya başlamadan ayıp olmasın diye ona bir teşekkür ettim
"Ateş,bu hafta yanımda olduğun için saol"
"Ne demek,bunun karşılığında bu gün bana sörf öğretirsin"
"Bu gün değilde belki başka bir gün"
"Ben sana gelmek için beklemedim ama"
"Ben seni öldürmeyi planlamiyordum ama"
"Sesini biraz kissan mi? Ayrıca eskidendi"
"Yine de yaptın mı yaptıın,haydi kaymaya başlada görelim "
ateş dürüst olmak gerekirse iğrenç kayıyordu.Hoca da bunu anlamis olmalı ki ateşe nasil kayılacağını gösteriyordu. Ateş tekniği öğrendikten sonra su içmeye geldi ve telefonuna bir mesaj geldi. Birden panikleyip telefonunu havlusunun altına koydu,yine de özel hayatin gizliliği diyerekten çok takmadım (çok taktım).ve tam o sırada bizim okuldan bir kız gelip bize selam verdi .
"Merhaba Elisa! Nidada sende 1 haftadır yoksunuz. Okul sessizlesti vallahi!" Diyerek güldü
"Yaa öyle mi ,nidanin gelmediğini bilmiyordum. Bu aksam son 3 derse geleceğim ama" Kız onaylayarak uzaklaştı,Ates tedirgin duruyordu. Sonra telefonunu yoklayip kaymaya gitti. Kumda uzanırken birden ateşin telefonu çaldı. Kendisi uzaklarda sörf yaomaya çalıştığı için telefonunu ben açtım. Gelen mesajlara baktım. Evet, bu görüntü tanıdıktı, işkence gören ve acıyla inleyen bir kız. Ama kızda tanıdıktı,Nida. Fakat işkence çektiren kişi daha da tanıdıktı. Karşımda sörf yapan kişinin ta kendisi. Tüylerim diken diken olmuştu. Sanki baştan başlamıştık. Içimden yavaşça hassiktir dedim ve eşyalarımı toplayıp oradan uzaklaştım.

İkinci ElHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin