QUERENCİA~ Taekook

²⁶

Jungkook

Düdük sesini duymam ile maçın bittiğini anlamıştım. Bu yüzden yerimden kalkıp merdivenlerden inerek sahaya inmiştim. Bugün Taehyungların sınıfı ile 11/F basketbol maçı yapmıştı. Havanın güzel olması ile de okulun altındaki basketbol sahasını değil bahçedeki sahayı tercih etmişlerdi. Elimdeki içecek ile ona gülümseyerek yaklaşıyordum. O sırada önce Min Ho sonra Taehyung ile göz göze gelmiştim. Maç boyunca ikisi arasında sürtüşmeler olmuş hatta bi ara maç yerini kavga havasına bırakmıştı. Bu yüzdendir ki Min Ho yüzünü buruşturarak Taehyung'un yanından geçmiş geçerken de omuz atmayı ihmal etmemişti.

Taehyung' un sinirlendiğini yaydığı feromondan anlayabiliyordum. Nedenini bilmesem de Min Ho ya karşı sertti. Bunu fazla umursamadım ve sonunda adımlarımı Taehyung'un dibinde durdurdum.

"Taehyung" gözleri tekrar beni bulduğunda bakışlarının yumuşadığını görmüştüm. Bu ani duygu değişimi beni şaşırtmıştı. Elimi koluna koyup tüm ilgisini kendi üzerime çektim

"Sakin ol. Bahçede bir sürü omega var" dedim ve elimdeki portakal suyunu ona uzattım. Kafasını önce kolundaki elime sonra da diğer elime çevirip gülümsemişti. Elimdeki içeceğin kapağını açıp tekte kafasına dikmiş ve boş şişeyi elinde sıkarak tutmuştu.

"Teşekkür ederim güzelim." Dedi ve eli ile saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Saçındaki örgüler çok güzel olmuş"

"Jimin yaptı " dersteyken yapmıştı ve hoşuma gittiği için ben de bozmamıştım.

"Hoşuma gitti. Ara ara yaparsın o zaman" dedi ve gülümseyerek bedenimi kendine yaklaştırıp bana sarıldı. Okul bahçesinde bir sürü öğrencinin olduğu yerde bana öylece sarılmıştı. Bu beni heyecanlandırmıştı. Kalbimin sesini 3 katı duyuyordum ve Taehyung'un da duyduğuna emindim. Şöyle bir sorun vardı ki ben de Taehyung'un kalp atışlarını duyuyordum. Kocaman gülümsedim ve ben de onun sarılmasına karşılık verdim. Kısa süre sonra benden ayrılmış ve elimi tutarak okula doğru sürüklemişti.

"Çıkışta birşeyler yapalım mı?" Sorusu ile yüzüm düşmüştü eğer Min Ho ile bugün bizim evde buluşmayacak olsaydık kesinlikle onu ret etmezdim.

"Üzgünüm çıkışta başka işim var. Yarın yapsak olur mu?" Ona Min Ho ile buluşacağımı söylemeyecektim. Çünkü bugün yeterince gergin anlar yaşamışlardı. Eğer söyleseydim proje faslı baya sürerdi.

"Ne işi?"

"Şey bi arkadaş ile buluşacağım"

"Anladım" dedi ve sessizce yanımda yürümeye devam etti.

"Ben soyunma odasına gideceğim sana iyi dersler" dedi ve gitti

Ben de kendi sınıfıma gidip son ders için hocayı beklemeye başladım.

.
.
.
.
.
"Hey Jungkook" arkamdan tanıdık sesi duyunca sesin geldiği yöne döndüm. Min Ho koşturarak yanıma gelmiş ve durarak soluklanmıştı

"Neden çıkışta beni beklemedin beraber gelebilirdik?"

"Sana konum attığımı hatırlıyorum"

"Evet ama ben seninle gelmek istiyordum"

"Ama ben istemiyordum" dedim sert çıkarak. Eve gelmemize çok az vardı. O yüzden hızlıca yürümeye başladım.

"Neden bana karşı bu kadar sertsin"

"Neden mi? Hah soruyor musun bir de?"

"Dün için değil mi? Üzgünüm gerçekten" o konuşurken ben de bir yandan kapıyı açıyordum.