Oᑎᗴ

269 22 38
                                    

Son bir kez annesini yanağından öpüp kendisini dışarı attı. Yaz tatilinden sonra okula ilk defa gitmenin heyecanı hâlâ üstündeydi. Kapıyı yavaşça çekerken annesine el sallamayıda unutmuyor, ona gülümsüyordu. Aslında bu Jungwon'un annesi Bayan Yang'ın çok hoşuna giderdi. O güldüğünde gamzelerini görmek, içinde bir gupse yaratırdı. Jungwon kapıyı örteceği sırada Bayan Yang aklına gelen şeyle aceleyle onu durdurdu kapıyı kapatmasına izin vermeden.

Oğlunun safderun olduğunu bildiği için sürekli yakınırdı. " Tek başına mı gideceksin ki okula? Olmaz öyle. Jay ne güne duruyor. Evi hemen burada zaten, çıksın birlikte gidin. Tek gidemezsin, olmaz. "

Hemen yüzünü kırıştırmaya başladı Jungwon. Ondan o kadar nefret ediyordu ki. Kelimelere sığdıramaz gibiydi. Ara sıra okuldan arkadaşlarıyla birlikte bahçede yürürken Jay'i görür, sahte bir şekilde öğürerek arkadaşlarına onun hakkında nefret kusardı.
Hiçbir zaman anlaşamazlardı. Birinin ak dediği yerde öbürü mutlaka kara diyordu. Ya da herkes tarafından mutlaka haklı görünen bir konuda bile ikisi ayrılıyordu. Kuzen sayılırlardı ama tam olarak değillerdi. Çok uzak olmayan aile dostlarıydılar.

"Anne onunla gitmek istemiyorum."

Hemen öne atıldı annesi:

"Ne demek istemiyorum! Yavrum ben senin iyiliğin için diyorum."

"Anne beni gerizekalı yerine koyma. Kendim gidebilirim.

Senin zannettiğin kadar saf değilim. "

Sonunda da bir türlü annesini ikna edememiş, yenik düşmüştü. Annesi onu çok safdurun görüyordu. Sanki her an her yerden birileri fırlayıp onu çuvala koyarak kaçırabilirmiş gibi bir hissiyatta bulunuyordu.

Bayan Yang, Jay'in annesi olan Bayan Park'ı aramış ve Jay'in Jungwon'u almak için buraya gelmesini söylemişti. Bayan Park da hiç tereddüt etmeden silah zoruyla da olsa Jay'i oraya yollamıştı.
Jay Jungwon'la birlikte dışarı çıkıp okul yolunda yürümeye başlamışlardı. Şuana kadar hiç konuşmamışlardı. İkiside sadece bir an önce okula varmak, bu işkenceyi sonlandırmak derdindeydi.

Bu gergin ortamı bozmak adına konuştu Jay.

"Çenende sivilce çıkmış."

"Yani?" dedi Jungwon ona bakmadan yürümeye devam ederken.

"Yani uzaktan bakınca çok çirkin görünüyordu, yakına gelince daha da çirkinmiş." dedi yüzünü kıtıştırarak.

Jungwon ise ona dalmamak için ciddi anlamda zor bir mücadele veriyordu.
Onun gözünde Jay; meymeneti olmayan, Sürekli çul çürüten, ehlikeyf, rahatına düşkün ve sürekli rahat davranan hiçbir iyi özelliği olmayan bir zorbaydı.

Jay için de durumlar fazla farklı değildi, sadece Jungwon biraz saf ve fazla düşünen biriydi. Ondan sürekli nefret ederdi. Okulun en önde gelen zorbasıydı Jay fakat bununla birlikte Jungwon'dan nefret etmesine rağmen ona asla karışmazdı. Arada laf atardı, o kadar.

Jungwon konuyu dağıtmak adına konuşmaya hazırlanıyordu ki arkadan gelen ani sesle durmuştu. Başınu yavaşça sağ tarafına çevirdi ama orda durması gereken Jay'i göremedi. Endişe içinde titrek bir nefes aldı ve bu sefer arkasına döndü. Yoktu. Jay yoktu. O gitmişti. Jungwon'dan kaçmıştı ve onu burda bir başına bırakmıştu. Muhtemelen okuluda asmıştı. Jay'i sevmese de bu kadar değersiz hissetmek rahatsız hissetirmişti Jungwon'u.

Arkasına tamamen dönüp bir kaç adım yürüdü. Gözleri yerde duran kız bilekliğine kaydı. Jay, sevgilisiyle gizlice gitmişti. İşte şimdi hayal kırıklığı yerini kudretli bir nefrete devretmişti. Ama ona bunun hesabını sormakta kararlıydı. Cebindeki telefonu çıkarttı ve Jay'i aradı.
Nefesi kesik kesik kalmıştı.

Berceste-ᴊᴀʏᴡᴏɴHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin