O gece, Jay'in evindekiler biraz içmişti. Bir Heeseung ayıktı. Ve onları içerdiğine bin pişman olmuştu.
Hepsi bir O yana bir bu yana zıplayıp, bağırıp duruyordu. En son gözünün Jake ile Niki'yi görememesi ile vakit kaybetmeden hızlıca Jay'in odasının kapısını açtı.
Odaya girmesiyle gözlerinin kocaman açılması bir oldu. Jake, Niki'nin ağzına elini sokmuştu, Niki ise mosmordu. "Lan ne yapıyorsun çocuğa?!" diye koştu yanlarına ve Jake'i itti. Niki öksürerek yere yığıldı. Jake ise elinde ıslak bir çorapla diğer yana...
"En sevdiğim çorabım ağzına kaçtı da!" dedi hıçkırarak. Hala durmamıştı hıçkırığı. "Onu çıkartıyordum Heeseung'ım."
"Niki, iyi misin?" dedi omuzlarından tutup sarsarak Heeseung. "Ağzımda at tadı var." ağzını şapırdattı, buruşturduğu yüzüyle. Kelimeleri ağzından sarhoşluğu nedeniyle hafif Pertek çıkıyordu.
"Doğru söyle Jake mi soktu ağzına?" diyip Jake'e döndü sinirle.
"Ben sokmadım Heeseung... Valla... "
"Ulan bıktım hepinizden! İki dakika yalnız bırakmaya gelmiyor!"
Niki'yi koltukaltlarından tutarak kaldırıp, yatağa fırlattı. Jake'i de tutup kaldırdı. "Durun burda uslu uslu, şap atar düşürürüm valla fazlalığınızı!"
Sonra iki adımda bir onları kontrol ederek banyoya gitti. Şakasına Jay'i banyoya kilitlemişlerdi. Banyonun kapısını açar açmaz ise ikinci bir şok yaşadı. Jay'in ağzından pembe birşeyler akıyordu yattığı yerde. Korkuyla yanına koştu hemen.
"Lan şampuan mı içtin sen?!"
✩✩✩
Saat sabah yediye geliyordu. Jay'in midesini yıkayıp odaya almışlardı. Durumunda da ciddi birşey yoktu ama Bayan Park oğluna çok düşkün olduğu için geceden beri panik halinde bir ağlıyor bir Bay Park'a çemkiriyordu.
✩✩✩
"Jake haber verdi de," dedim öylece yatan Jay'in yanına usulca ilerlerken. "Şey... Hyung, ciddi birşey yok değil mi?"
"Yok yok... İyiyim," dedi Jay gülerek. Eliyle yatağın ucuna vurdu. "Gel otur."
"İyiyim ben böyle..."
"Otur diyorsam otur. Hastayken bari lafımı dinle." dedi birden beni kolumdan tutup çekerken.
"İyisin bakıyorum da... Jake Hyung telefonda durumu ciddi falan demişti, aklım çıktı. Beni mi kandırdınız siz?!"
"Yani midemizi falan yıkadılar." diyip güldü dalgaya vururcasına.
"Ya böyle şeyin şakası mı olur Hyung! Beni delirteceksiniz yakında!"
"Sakin ol Won... Korktun mu yoksa?" dedi nispet yaparcasına.
"Korktum tabii! Hangi kafayla şampuan içiyorsun? Çocuk musun sen?"
"Ya, ne bileyim ben. O kafayla Allah bilir ne sanıp içmişimdir."
İyi olduğunu duyduğum için rahat bir nefes aldım. Resmen üstümden büyük bir yük kalkmış gibiydi...
"O kadar korktum ki... Anlatamam! Bir daha sana içmek yok! İster yeni yıl olsun ister düğün, içmek yok. Tamam mı?"
Bir anda yataktan çıkıp beni altına alıvermişti. Yavaş ve nazikçe davranarak beni yatağa yatırdı ve üstümde doğruldu.
Dudaklarıma bakıyordu. Ve yine istemsizce aklıma o akşam geliyor, kalbim yerinden çıkacakmış gibi oluyordu."Beni öpecek misin?" diye soruverdim bir anda.
Yüzüme çarpan sıcak ve tatlı nefesi benim ona ne kadar yakın olduğumu anlatır gibiydi.
"Belki de." dedi bana.
Kalbim durur gibi oldu, Jay'in dudakları dudağıma değerken bunun ikinci olduğunu biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste-ᴊᴀʏᴡᴏɴ
FanfictionJungwon ve Jay yakın aile dostlarıydı ama birbirlerinden nefret ediyorlardı...