ᖴIᖴTᗴᗴᑎ

71 9 54
                                    

Jay'le yaklaşık bir haftadır çıkıyorduk. Aslında herşey aynıydı. Sadece herzamankinden farklı olarak arada öpüşüyor ve birbirimize iltifatlar ediyorduk. Çoğu zaman eskiden de olduğu gibi didişiyorduk. "Can çıkar, huy çıkmaz." diye boşuna dememişlerdi.

Fakat hâlâ Niki ile Sunoo'nun arasını yapamamıştık. Ne yaparsak yapalım, bu ikisi biz ikimizden bile daha inatçı çıkıyordu. Ailemiz çıktığımızı öğrenmişti, sandığım kadar sert bir tepki vermediler.

Masama oturmuş kısık gece lambasının aydınlatmasından yararlanarak kafamı masaya eğmiş yarın ki ödevlerimi yetiştirmeye çalışıyordum. Ödevlerimi yapmaya yapmaya gece 23:56'ya getirmiştim saati.

Kapının açılma sesini işitir işitmez kafamı çevirdim. Jay yavaşça ses çıkarmamaya özen göstererek kapıyı arkasından tekrar kapattı. Benimle göz göze gelince gülümsedi. Ona geri gülümsedim ve ödevlerime döndüm. Bu saatte bizim evde ne yaptığını gerçekten bilmiyordum.

"Yine ödevlerini geceye mi bıraktın Jungwon?" dedi dalga geçer bir ses tonuyla. Yüzümü kırıştırıp ona baktığım sırada geldiğinden beri ellerini arkasında sakladığını fark ettim. Kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Ne var arkanda? Ne saklıyorsun?"

Tepkisiz kaldı. Ellerini arkasında saklayarak öyle bekledi. "Jay Hyung! Ne var arkanda!" dedim merakla.

Gülüp hemen arkasında sakladığı iki kutuyu çıkarttı ve bana doğru uzattı. Ellerimin arasındaki kutulara merakla bakmaya devam ederken tekrar ona baktım. Aç dermiş gibi bir göz işareti yaptı.

Vakit kaybetmeden kutuları açtım. Bunlar çok tatlı çift ayakkabılarıydı! Biri beyaz biri siyah ayakkabılara uzun süre parlayan gözlerimle baktım.

"Şaka gibisin..."

"Biliyorum... Bu küçük hediyem senin bana verdiğin mutluluğu ne kadar karşılar bilmiyorum ama, yine de.."

Sevinçten havalara uçacaktım. Yerimden kalkıp yatağa çıktım ve zıpladım. Kahkahalara boğulmuştum. Bu ayakkabıyı aylardır çok beğenmiştim ve birlikte giyebileceğim birisinin olup olmayacağını merak ediyordum.

Jay benim güldüğümü görünce kendini tutamamış ve gülmeye başlamıştı.
"Seni mutlu görmek bana zevk veriyor. Sen mutlu olunca nedense hep bende mutlu oluyorum." dedi kısık bir ses tonuyla. Onu duyduğumda yatakta bir o yana bir bu yana zıplamaya devam ettim sevinçle.

"Zıplamayı seviyor musun Won?"

"Eveeeettt! Ama seni daha çok! Birde neden sordun?"

"Hiç... Hangi ayakkabıyı giyeceksin diye. Beyazlıyla daha rahat zıplarsın o senin olsun bence."

"Evet, bencede. Onu daha çok beğendim hem!"


✩✩✩


✩✩✩

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Berceste-ᴊᴀʏᴡᴏɴHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin