Merhabaa
İlk bölümler tutmasada sorun yoook
Eğlencesine yazıyom zaten
Umarım seversinizz
İyi okumalarrr🎀❤️.
Ellerim ayaklarım buz tutmuş halde tam tamına 15 dakikadır tirtir titriyordum. Sesler kesilmemişti, cama gelen tıkırtılar beni çok daha fazla ürkütüyordu.
Uyumaya çalışmıştım ama bir türlü becerememiştim.
O sırada masamın üzerindeki telefonum bir anda titremeye ve o gerici zil sesini çıkarmaya başladı. Gözlerimden yaşlar akarken, ağzımdan tek bir kelime çıkmıyordu. Ağzım açıktı, konuşmak istiyordum ama olmuyordu, kelimeler çıkmıyordu.
Telefon ısrarla çalıyordu, hafiften üzerine eğilip numaraya baktım.
Az önceki bilinmeyen numara tekrar arıyordu...
Beynim mantıklı düşünemezken balkon camından gelen tık tık sesiyle birlikte telefonu yanlışlıkla düşürmüş düşürürkende açıvermiştim.
Açtığım an bütün sesler kesilmişti, telefondan bir gram ses çıkmıyordu. Ama konuşmalıydım bana bunu kim yapıyordu?
"Kim-kimisiniz?" sesim yok denecek kadar azken karşıdaki her kimse beni duyduğundan şüpheliydim.
Telefona uzanıp elime aldığım an, tekrar fırlatmamı sağlayacak şey telefondan gelen kahkaha sesiydi. Bu kahkahayı tek bir kelimeyle ifade edebilirim, korku.
Tekrar elime aldığım telefonun neredeyse yarısı çatlamıştı, ama bu şuan umurumda olacak son şey bile değildi.
"Siz kimsiniz?"
Soruma bir iç çekişle karşılık alsamda bu bana yetmişti, az önceki kahkaha sesinden sonra.
Telefon aniden kapatılıp tıkırtı sesleri başladığında kulaklarımı kapadım, hiç düşünmeden polisin numarasını titreyen ellerimle aradım. Çok beklemeden açıldı.
"Alo?"
"***** mahallesi, ****** apartmanı, evimde biri var veya girmek üzere, lütfen bana yardım edin, çabuk nolur"
"Beyefendi sakin olun hemen ekip yolluyoruz sakin kalın ve mümkün olduğunca güvenli bir yere saklanın"
"Tamam" deyip kapattım. Evimin ufak bir bodrumu vardı, ama inip inmemek konusunda çok kararsızdım. İnene kadar kalp krizi geçirmek istemiyordum.
O sırada gözüme dolabim ilişti, çok genişti ve rahatça sığabilirdim.
Dolaba girdikten sonra telefonumu sessize aldım, tıkırtılar hala devam ediyordu, tam o an cam kırılma sesiyle ağzımı kapattım.
Tok bir ayak sesi mutfaktan gelmeye başlarken nefesimi tutuyordum, birşey yere sürtünüyordu ama ney?
Ama kulağıma gelen ses bardağı taşıran son noktaydı.
"Han Jisung, nerdesiiin" bir melodi gibi çıkan erkek sesiyle birlikte bir kez daha titredim, sonumun geldiğini iliklerime kadar hissediyordum.
Tam o sırada kapıyı kırarak giren polis sesiyle mutluluk göz yaşlarım gözlerimden firar etti.
Ama bir terslik vardı, adamı ne görmüş gibi davranıyorlardı ne de tutuklamış.
"Beyefendi çıkın lütfen!"
Dolaptan çıkıp ürkekçe polislerin yanına ilerledim. Kırık camı işaret ettiğimde, ekip oraya yöneldi. Eğilmiş incelerken, bir tanesi yanıma geldi.
"İsminiz?"
"Han Jisung"
"Pekala, olay nedir?"
Bugün yaşadıklarımı sırasıyla tane tane anlattıktan sonra, daha detaylı incelemeye başladılar.
Bir saatir evi didik didik etmelerine rağmen, ve adamın burada olduğuğunu anlatmama rağmen, ne evde nişey bulabilmişlerdi ne de adamı yakalamışlardı.
"Çok üzgünüz ama kanıt veya herhangi bir parmak izine rastlamadık, evinizin anahtarını değiştirin ve bir sorun olursa emniyete gelin" kafamı salladım. Haklılardı çünkü evde hiçbişey yoktu, hepsi evden ayrıldıklarında. Tekrar dört duvar arasında kalmıştım.
.
Beğendiniz mii
Ehe hemen öyle tanışma falan filan yok size
Kafamda öylesine kurduğum bir kurguyu bu kadar seveceğimi düsünmemistim bayıldım
Diğer bölüm kısa sürede gelir bekleyiin
Sizi seviyorum❤️