selam ben geldim
günün ikinci bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın
iyi okumalarr❤️⭐️.
Öldü?
Ağzım açık şekilde kalakalırken, o sanki aşırı normal bişey söyler gibi düz surat ifadesini takınmıştı.
"Sen ne diyorsun be" ayağa kalktım, sanki beynimi başkası yönetiyordu, ne yaptığımı anlayamıyordum. "Ne demek öldü ha, ne demek kalp krizi geçirdi!" boş suratına bir tane tokat attım. Hepsi onun yüzündendi, o öldürmüştü, kalp krizide bahanesiydi işte!
"Sen öldürdün onu, kalp krizi falan geçirmedi, annem beni bırakmaz anlamıyormusun ha gerizaklı mısın sen!?" omuzlarından sallarken, hala tepki vermiyordu, ne zaman ağlamaya başlamıştım acaba?
"Konuşsana susmasana, annem beni bırakmaz diyorum sana neden bana yalan söylüyorsun bana, neden bana acı çektiriyor-" gerisini geçiremeden bacaklarım isyan eder gibi beni taşımamaya başladı, yere çökerken boğazım yırtılırcasına ağlamaya devam ediyordum. "Neden, bana yalan söylüyorsun, neden" haykırışlarım boşunaydı, adam yüzüme doğru eğildi ve tek elini kaldırıp yüzümdeki yaşladı sildi. "Dokunma bana!" elini sıkıca kavrayıp hiç beklemediği bir anda kendine vurmasını sağladım, bir anlığına sabır diler gibi gözlerini kapattı ve iç çekti. Yutkundu, aniden gözlerime sinirle baktığında nefesimi tuttum. Hıçkırırken yavaşça eğildi, boğazımı kavradı, sıkmaya başlarken yalvarır gözlerle ona bakıyordum. Bir süre nefesim kesildi, gözlerim kaymaya başlarken, savururcasına bıraktı.
Derin nefesler eşliğinde ağlarken, o da ellerini saçlarına daldırdı. Başım dönüyordu, aynı zamanda da midem bulanmaya başlamıştı.
"Sen, beni sınamak için mi yollandın ha, öldü diyorsam öldü, kalp krizi geçirdi diyorsam geçirdi. Tamam deyip geçeceksin anladın mı beni!?" burnumu çekiştirdim, benden nasıl böyle bişey bekliyordu. Ayağa kalktım ve üzerine yürüdüm, dik duruşunu bozmuyordu. Aramızda bir iki adım kalana kadar yürüdüm, kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Bakışları hiçbişey öğrenmeme izin vermiyor gibi bakıyordu, ciddiydi. Sanki istese beni burada öldürecek, ardından da yakacak gibi duruyordu. Nefret doluydu, ama kimeydi bu kızgınlığı? Bana mıydı? Hiç sanmıyorum.
Sinirle iç çekerken, o bana gözlerini kıpırdatmıyordu bile. Hazırlıksız yakalamayı severdim, bu adam üzerinde de bu isteğimi gizleyemiyordum.
Sıcak göz yaşlarımı bu sefer bilerek akıttım, ellerimi kaldırdım ve geniş omuzlarına yerleştirdim. Dudağının kenarı kıvrıldığında, karşı koyamadığını anlıyordum. Buz gibi ellerini, ince belimde hissedince titredim. Aramızdaki ufak mesafeyi kapattı, çenemi kavradıktan sonra, baş parmağıyla dudağıma dokundu. Yüzüme eğilmeye başladığında kendini bıraktığını anladım ve şovu başlattım.
"Sen benim hayattaki en değerli varlığımı aldın piç herif!" yüzüne attığım yumrukla, yere yığıldı. Karnına geçirdiğim tekmeyle birlikte, öksürdü. Acımadan eğildim ve boynunu sıktım. Daha kendine gelemezden yaptığım hamle ile gözleri kaymaya başlamıştı. Kulağına fısıldadım.
"Anneme naptıysan, yüz katının başına gelmesi için elimden geleni yapıcam. Bir daha bana dokunmaya cüret etme seni pislik!"
Cebinden yere düşmüş oda anahtarıyla, hızlıca açtım. Elbette ki korumaların olduğunu anlayacak kadar zekiydim, bu yüzden olabildiğince hızlı biçimde koşmalıydım. Koridora göz attığımda, boş olduğunu gördüm. Adam hala yerde kıvranıyordu fakat ayaklanması an meselesiydi.
Odadan çıktım ve anahtarla onu odaya kilitledim. Koridordaki son odaya girdiğimde, buranın onun odası olduğunu fark ettim. Ancak ilginç bişey vardı, her yerde fotoğraflarım asılıydı...
.
Bundan sonrası anooommm
Beklemede kalın ha
Bölüme 10/?
Sizi seviyorum diğer bölümde görüsürüzz⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️