İHANETİN ZEHRİ

31 14 1
                                    

           Yeni bölüm yeni maceralar. Sizi muhteşem bir bölümle daha baş başa bırakıyorum. Yorum yapmayı ihmal etmezseniz mutlu olurum...

                      ***

      Sabah namazına doğru her iki taraf ta yorulmuş ve beli bir müddet yaralılarını tedavi edip ölülerini toplamışlardı. Bu ateş kes iki taraf içinde bulunmaz bir nimet olmuştu.

Xece ve yanında ki birkaç hizmetkâr ellerindeki testilerle Şerwan'lara şerbet dağıtıyorlardı. Kapıyı tutan ve burçlarda tüm gece mücadele eden Şerwan'lar gelen bu nimeti kana kana içtiler. Rodin ayağını sardığı bir adamın kolunun altına girdi ve onu şifahaneye götürdü.

Awir yanına gelip,
"Dilerseniz Mira Awzer'i görmeye gidebiliriz Mira'm." dedi yorgun sesiyle.

Rodin tamam dedikten sonra atına binip Awir ile beraber saraya gittiler. Awzer'in odasına girdiklerinde Zerga yalvar yakar Awzer'e birşeyler yedirmeye çalışıyordu.

Awzer, Rodin ve Awir'i görünce oturduğu minderden kalkarak onların yanına gitti.

"Durumumuz nasıl? Çok şehidimiz yoktur inşallah." dedi cılız bir umutla.

Awir araya girerek Awzer'i rahatlatmaya çalıştı.
"Onların kayıpları bizimkinden daha fazla. Biz ölürsek şehit oluruz. Ama onlar ancak leş olurlar."

Awzer zoraki tebessüm etti.

Odanın kapısı telaşla açıldı. Dehşete düşmüş bir şekilde içeri Bozo girdi. Hiç beklemeden telaş ve korkuyla konuştu.
"Mira'm... Düşmanlar şehrin kapısından oluk oluk içeriye giriyorlar."

Rodin şaşkınlıkla,
"Nasıl olur?"dedi.

Awzer duyduğu haberle ellerini ağzına kapattı. Zerga ise büyümüş gözlerle sözleri doğru duyup duymadığını anlama ya çalıştı.

Awir Bozo'nun yakasından tutarak korkutucu bir sesle,
"Ne demek şehre girmişler?"dedi.

Bozo utançla başını önüne eğip,
"Kapıyı tutan Şerwanlar ve burçlar da duranlar zehirlenmişler Awir."dedi.

Rodin elini belindeki hançere atarak sıktı.
"İhanet... Bana derhal Xece'yi bul! Çabuk Bozo!"dedi emir vererek.

Bozo odadan çıkınca Awir de ardından çıkacaktı. Rodin, Awir'in kolundan tutarak engel oldu. Kapıyı kapatarak oda da duran üçlüye baktı.

"Sizin daha mühim bir vazifeniz var."dedi. Herkes ona şaşkınlıkla bakarken. "Awir, sen Zerga'yı ve Mira hazretlerini koruyacaksın. Onları alıp Berde'den götüreceksin."

"Nasıl? Düşman dört bir yanımızı sarmışken onları çıkaramam."dedi Awir.

Mira Rodin odanın sağında duran kitaplığı zor da olsa kenara çekti. Kitaplığın arkasında bir gizli geçit belirince meraklı bakışlar Rodin'in üzerinden yavaşça geçide kaydı.

"Onları alıp buradan götüreceksin."

"Ama ya siz Mira'm? Olmaz sizi korumakla yükümlüyüm ben." Diyerek itiraz etti.

Rodin sıkkın bir nefes alıp verdi.
"Bu bir rica değil Emiri Şerwan. Bu bir emirdir. Hem sen sadece beni korumakla değil hanedanı da korumakla yükümlüsün. Awzer'in karnındaki bebek Şeddaadi'lerin geleceği. Öncelik onun canı. Hem ben şehri kurtarmadan hiç bir yere gitmeyeceğim."

Rodin'in kararlı sesi Awir'e gitmekten başka çare bırakmadı. Awzer Rodin'e sarılıp vedalaştı. Zerga da can dostuna sarılarak helallik istedi. Awir ise diyecek bir şey bulamadı. Zerga bohçaları yüklenip eline bir meşale aldı. Meşaleyi yanan kandilin ateşiyle tutuşturup geçide girdi. Awzer de onu takip etti. Awir Rodin'e doğru adımlayıp kulağına eğildi.

ŞEDDADİLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin